SON DAKİKA
SPOR BU MEDYA İLE GELİŞİR Mİ?
Spor, bu medya ile gelişir mi?
Bir kere, herkes CEO olmuş. Her Başkanın, her spor kulübünün çeşitli faaliyetlerini acımasızca eleştirmeyi büyük bir maharet olarak görüyorlar. Eski futbolcular, hakemler, yöneticiler, çeşitli kurul üyelikleri de yapmış olan bu grup bence sporun önündeki en önemli engellerden biridir.
İşin başka bir yanı daha var. Kulüplerimizin sözcüleri sanıyorum kendilerini iyi ifade edemiyorlar. Ayrıca, yaptıkları açıklamalar konuyu detaylıca anlaşılması için yeterli olmuyor. Teknik Direktör ya da Yönetici, durumu anlatmak için birkaç dakikalık bir süre kullanırken gazeteciler veya yorumcular çeşitli geyik hikâyelerini de kullanarak saatlerce konuşuyorlar.
Burada bir eşitsizlik söz konusu… Böyle olunca kulüp temsilcileri çok daha dikkatli ve zamanı en iyi kullanabilecek düzeyde bir beceriye sahip olması gerekiyor. Peki, bu şahısların bunu yapabilecek eğitimleri veya zamanları var mıdır? Sanmıyorum.
Teknik Direktörler ve spor kulübü yöneticilerinin işi çok zor. Bir taraftan takım, oyuncular, antrenörler, radyo ve televizyon muhabirleri, gazeteciler, yorumcular ile uğraşırken diğer taraftan kendi işlerini de sürdürmeye çalışıyorlar. İşe çeşitli finansal sorunlar da karışınca durum içinden çıkılmaz bir hale geliyor.
Medya kendini kontrol etmelidir. Televizyon ekranları ya da diğer mecralar bu kadar kontrol dışı kullanılmamalıdır. Kulüplerin kendi kanalları da pek iç açıcı değildir. Sadece taraftarı odaklayan bir anlayış kısa süreli bir etki yaratabilir ancak uzun vadeli bir yapılanma tesis edilemez.
Sosyal medya konusuna bakınca orası tam bir muamma… Herkes istediğini ve nereye uzanırsa uzansın asla kaygı taşımayan ifadeleri yazmaya, konuşmaya ve dillendirmeye devam ediyor. Videolarla desteklenen bu mecranın kontrolü neredeyse imkânsız. Arada bir engellemeler ve site kapatmalar görünsede, başka adresler alınarak bu işe devam ediliyor.
Ve öğrencilerimiz… Genç, yetenekli ve gelecek odaklı bu çocuklarımız medyanın kötü etkileme dalgalarından fazlaca etkileniyorlar. Doğru bilgi ve haber kaynaklarına ulaşamıyorlar. Kitap, dergi okumayı hep beraber bıraktık. Hayal dünyamızı daralttık.
Şimdilerde uzaya kapsül götüren roketler, zarar görmeden Dünyamıza dönüyorlar. Eskiden çöllere, okyanuslara düşer, bir daha kullanılamazlardı. Şimdi müthiş bir tasarruf yapılıyor. Bu gelişmeler, okuyarak, yazarak bilimsel araştırmalarla gerçekleşiyor. Medya ise teknolojiyi kullanıyor ancak, içerik ve yönelim olarak gelişmeye yol açacak ya da fark yaratacak bir atılım gösteremiyor. Spor medyası bu gelişmelerden uzakta duruyor.
Ne yapmalıyız sorusuna sıra geldi: İşe, bu hafta bir kitap okuyarak başlamalıyız. Bunu her iki taraf için öneriyorum. Benim önerim Jules Verne’den 1870 yılında yazıldığını sandığım “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah” isimli eseri okumanız… Herkese iyi bir hafta diliyorum.
Bu makale 148 kez okundu Yükleniyor...
|