SON DAKİKA
GERÇEK BİR ZANAATKAR
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
İKİ ABSÜRT KONU!..Gazeteci, Spor Yazarı, Radyo ve Tv Yorumcusu Yusuf Yalkın, Sabah Gazetesi'ndeki köşe yazısında futbol kulüpleri ve medya ilişkilerindeki çarpıklıklara değindi. İşte Yalkın'ın o yazısı...
İki absürt konu ve Ankara!..
YUSUF YALKIN
Diyelim ki, futbol federasyonu ligler başlamadan şu soruyu sorsaydı; “Ey kulüpler, içinizde tüm maçlarını evinde oynamak isteyen var mı?..” Sanırım, büyük bir çoğunluk, öneriye “Olumlu yanıt” verirdi! Bir ekip için bütün müsabakalarını kendi saha ve seyircisi önünde oynamak, ne kadar güzel olurdu; değil mi? İlk etapta böylesine cazip geliyor insana! Ama bazen kazık ayağı öyle değildir. İşte size bunun en çarpıcı örneği, Osmanlıspor… Bu takım, eğer iç sahada oynadığı maçlarla değerlendirilmiş olsaydı; şimdi küme düşmüştü. Üstelik de sonuncu olarak… Tablo son derece net… Osmanlıspor kendi sahasında oynadığı 9 maçta 2 galibiyet, 1 beraberlik aldı, 6 müsabakada da mağlup oldu! Topladıkları 7 puan onları sonunculukta bırakırdı… Osmanlıspor’un dış saha performansı ise olağanüstü! 10 maçta 4 galibiyet, 3 beraberlik ve 3 yenilgi.. Sıralamadaki yeri ise 3.lük… Müthiş bir şey… Teknik yönetimin bu “Çelişkili görüntüyü” iyi irdelemesi gerekmez mi? İç saha- dış saha performansındaki paradoks, Osmanlıspor’un en büyük sorunudur; hatta tek sorunudur. Çünkü kadroları, gerçekten bu ligin “İyi sayılabilecek” kapasitesine sahip! Parasal en ufak sıkıntıları yok! Psikolojik motivasyonları hep üst düzeyde… Yönetim sürekli arkalarında destekçileri oluyor. O zaman, “Nedir bu iç saha acizliği?..” İlk akla gelen, dondurucu soğuğu hiç eksik olmayan ve şehir merkezinden kilometrelerce uzaktaki stadın konumu... Hiç sevimli bir yanı olmayan bu statta “Ahı gitmiş vahı kalmış Galatasaray’ı yenmek”, ya da oynadıkları dönemde “büyük krizler yaşayan Trabzon’dan 3 puan almak” sakın örnek gösterilmesin… Kronikleşmiş İç saha sorununu hala bu ekibin baş belası durumunda. Bu sorunu çözmek de; Teknik Direktör Mustafa Reşit Akçay’a düşer!
* * *
Gençlerbirliği ilk kez üst üste galip geldi! Rizespor’u deplasmanda yenmesinin ardından, evinde de Antalyaspor’u devirdi. Bu olumlu gelişmenin keyfinin yaşanmasına maalesef anlamsız bir şekilde birilerince sanki “İzin” verilmiyor! Tutturmuşlar bir “Deli” lafını… Ya kardeşim, adam işin içine biraz da espri katarak, “G.Birliği’ne gelmek deliliktir” dedi. Bunu söyleyen de futbolculuk döneminde “Deli” lakaplı İbrahim üzülmez… “Bu ortamda bu takımına gelmek delilik. Zor bir görev ama, benim karakterimde zorlukların üstesinden gelmek var” diyerek açıklama yapmasına rağmen, hala “Deli”ye takılmak, abesle iştigal! Neredeyse, “Her hadiseye olumsuz bakmak kültürsüzlüğü” spor medyasının yakasına yapışmış bir bela! Bab-ı Ali basını çok uzun senelerdir bunu çok matah bir şeymiş gibi kullanıp duruyor. Aslında bu onlara hayli kan kaybettirdi; farkındalar mı bilmem? İstanbul’un inandırıcılığı kalmadı! İşin daha acısı, bir süredir de bu hastalığa Ankara Spor Medyası’nın da yakalanması… Yahu, “Kötü örnek” örnek olarak alınır mı? Ne yapsınlar, normal haberleri sayfaya girmeyince, Ankara’dakiler de bu musibet modaya ayak uydurdular.. Tekrarlıyorum… Teknik Direktör İbrahim’i kutlayın! Onun gelmesiyle, “Boğulmak üzere olan bir takım” nefes almaya başladı!.. Bırakın, camia bunun keyfini yaşasın! HELAL SANAMELİH TARIK YALMAN, 9 yıl önce yorumladıYusuf Ağabey.. Harika şeyler yazıyorsun.. Eline sağlık..
İLGİLİ HABERLER
|