AHMET YESEVİ'NİN İZİNDE!..

Nisan ayının birkaç gününü Kazakistan’ın Türkistan şehrinde geçirdim. Bilenlerimiz hemen hatırlayacaklardır, Ahmet Yesevi bu kentte yaşadı. Orada Kazak-Türk Üniversitesi bulunuyor. Birçok ülkeden öğrenci bu Üniversitede öğrenim görüyor. Birçok alanda fakültesi var. Kütüphanesinden çok etkilendim. Bir de müzesi var. Yetişen ünlü isimlerin fotoğraflarını tekrar görme fırsatım oldu. Bunların içinden en çok etkilendiğim şahsın İsmail Gaspıralı olduğunu hemen belirteyim. Bunun nedenini bu ismi bilen bir okuyucumun kaleminden ileride çıkacak olan kısa öykülerinden birinde bulabileceksiniz.

Kazakistan yüzölçümü olarak çok büyük bir ülke. Türkiye’nin 4 misli büyüklüğüne sahip. Ancak nüfusu İstanbul kadar. Çok geniş topraklar. Uçsuz bucaksız yeşillikler. Baharın yeni başlangıcında güneşli günler geçirdim orada. Önce İstanbul’dan Astana’ya uçtum. Süresi 5 saat süren bu yolculuktan sonra 2 saat kadar uçarak Çimkent’e vardım. Bitmedi, 2 saat daha otobüsle seyahat ederek Türkistan şehrine vardım. Tahmin edeceğiniz gibi giderken sabırlı olmanız gerekiyor.

Ahmet Yesevi’nin türbesine çok yakın bir bölgedeki otelde kaldım. Biraz ilerisinde adına yapılmış Camisi özenle inşa edilmiş. Yesevi’nin ziyaretçisi çok. Kazaklar, Ruslar, Özbekler, Türkler buradaki eserleri ziyaret ediyorlar. Üniversite yönetimi çok dinamik. Mütevelli Heyeti Başkanı ve Rektör vekili her katılımcı ile bizzat ilgilendiler. Rektör vekili hocamızı daha önce Üniversitemizde tanımış biri olmaktan dolayı çok sevindim.

Bu kentteki insanlar at eti de yiyorlar. Biz de denedik. Fena değildi. Gala yemeğinde sürekli ayran istedik ama daha sonra anladık ki, içtiğimiz deve sütüymüş. Nevruz için özel bir kutlama yapıldı. Geleneksel danslar, müzikler ve tabii ki yemekler harika idi. Doğrusu çok iyi bir misafirperverlik gördüm.

Kongre çok değişik konuların tartışıldığı oturumlardan oluştu. Açılışta bir hocamızın nükleer enerjiye hafiften değindiği konuşmasından oldukça etkilendim. Çok tartışılıyor ama nükleer enerji için daha çok çalışmalıyız. Biliyorum, bu cümlelerim üzerine epeyce eleştiri alacağım ama ben nükleer enerji taraftarıyım. Tehlikeleri, atıkları, kazaları gibi onlarca faktör tartışma konusu ama enerjisiz hiçbir şeyin yapılamayacağını bilen insanlar olarak bu konuya akılcı biçimde bakmakta fayda görüyorum.

Uluslararası Bilim Kültür ve Spor Derneği bu kongrenin patronluğunu üstlenmiştir. Birçok kuruluş bu bilimsel buluşmayı desteklemiştir. Sayısı 400’e varan katılımcıların uçuş, konaklama ve diğer ihtiyaçların sorunsuz biçimde yürütülmesi derneğin çalışkan yöneticileri tarafında gerçekleştirilmiştir. Bu vesile onları tekrar kutluyorum.

Ve son olarak bu yılın UNESCO tarafından “2016 Uluslararası Ahmet Yesevi Yılı” olarak ilan edildiğini sizlere duyurayım. Umuyorum bu yıl içerisinde bizim ülkemizde de Ahmet Yesevi için çeşitli aktiviteler yapılacaktır. Büyük işler için büyük düşüncelere itibar etmeliyiz. Ahmet Yesevi’nin ayak izlerinden hoşgörü ve dayanışmaya uzayan bir yelpazeden küçük notları sizlerle paylaştım. Detaylar bir başka yazımda yer alacak...