ATLETİZM OKULLARDA NEDEN GEREKTİĞİ ÖLÇÜDE ETKİN DEĞİL?

Artun Talay'la bu soruya cevap aradık...

Sporun anası atletizmdir!

Ancak, böyle söylenmesi, böyle bilinmesine rağmen atletizm okullarda öncelikli spor dalı olabilmiş midir? Okullardan yeterli miktarda sporcu neden çıkamıyor? Tıkanıklık nerede? Beden Eğitimi hocaları çocuklarımızı neden atletizmden çok başka spor branşlarına yönlendiriyorlar? Yoksa işin kolayına mı kaçıyorlar? Veya okul yönetimleri mi onlara telkinde, tavsiyede bulunuyor?

Konunun uzmanı Artun Talay’la sorunu irdelemeye çalıştık.

-Atletizm okullarda görünürde öncelikli spor dalı kabul edilse bile sorunlar çıkıyor. Çünkü çok dalı var, okullar için bu itici geliyor. Basketbolde 2 pota top ve saha, futbolda ve hentbolde 2 kale top ve saha, voleybolda file, top ve saha olması yeterli! Ama atletizmde branşlar çoktur ve birbirine benzemez. 

-Bu durumda atletizmi okul içinde ve okullar arasında kolaylaştırmak gerek. Okul iç ve dış rekabetinde yeni bir anlayış şart. Atletizm takımları okul içi ve dışında şöyle oluşursa ilgi artar. Takım 8 atletten oluşabilir. Sprint, atlama, mesafe ve atma dallarında bir atlet olmalı, diğer 4 atlet ise o okulun tercihine bırakılmalı. İsterse bu 4 öğrenci aynı branşta olabilirler. Önemli olan alacağı puanlar ve toplama katkılarıdır.

-Öğrencilerin dallara dağılması yeterli mi?

-Bilgili öğretmen olmadan hiçbir şeyi gerçekleştiremezsiniz. Bu nedenle, okul öğretmenleri antrenörlük kurslarında eğitilecekler. Öğretmen kendisini en az bir- iki dalda yeterli hissetmeli. Donanımlı olmalı. Öğrenci atlet olabilecek mi, bunu anlamalı… 

-Okul içi organizasyon zor derler hep. Bu bir hayal mi?

-Her okulun bahçesinde veya salonunda atletizm günleri düzenlenebilir. Örneğin; 40 metre günü, uzun atlama günü, yüksek atlama günü, lastik gülle atma günü gibi… İlan edilen tarihte bunlardan biri yapılır. Okulda ilginin artması için ilk beşe giren öğrencilere ödül vaat edilir. Seyirciyi çoğaltmak ve heyecanı arttırmak için, gelen aile üyelerine (Hangisi geçer?) oyunu oynatılır: Bilenlere ödüller verilir. Böylece tüm okul, aileler atletizmi konuşur; öbür organizasyonu sabırsızlıkla beklemeye başlar. Her sonraki organizasyonda başka bir branş seçilir. 

-Bu tamam da; okul içindeki yetenekli çocukların kaybolmamasını ve organizasyonların doğru yapılıp yapılmadığını kim denetleyecek? 

-O ildeki il spor temsilciliği kadroları okuldaki atletizm faaliyetlerini yakından izleyerek, işlerin doğru yapılıp yapılmadığını takip edecek.

-Okullar atletizm malzemelerine nasıl ulaşacak? Futbol, basketbol voleybol topunun alınması kolay. Atletizmde öyle değil ki, malzeme sorunu önemli…

-Atletizm federasyonu illere, kulüplere, olimpik atletlere malzeme veriyor. Bundan böyle suyun yolunu değiştirebilir, toplam malzeme dağıtımının yüzde 30’unu olimpik atletlere, illere ve kulüplere, yüzde 70’ini okullara yapabilir. Önemli olan etkin sonuç almaktır… 

-Her yıl şampiyon olan okulun bahçesine atletizm federasyonun bayrağı bir yıl süreyle çekilir; ayrıca okulun girişine (bu okul bu yılın şampiyonu olma onuruna ulaşmıştır) tabelası atletizm federasyonu logosu ile asılır. Bu geniş yankı uyandıracak bir tören haline dönüştürülüp, o ilin valisi, belediye başkanı, il eğitim ve spor müdürleri, o yılın en başarılı Milli bayan ve erkek atleti, federasyon başkanı ile birlikte törene katılırlar. Medya davet edilir.

-Şimdi asıl meseleye geliyorum. Çok yetenekli öğrenciler atletizme nasıl kazandırılacak? 

-İl spor temsilciliği yetkilileri vardı ya; işte onlar yetenekli çocukları federasyona bildirecekler. Türkiye okullar şampiyonasına bu yetenekli öğrencilerin katılmaları mutlaka sağlanmalıdır. Öne çıkan çocuklar federasyonun özel kampına katılırken, öğretmenleri de bu kampa davet edilmelidir. Böylece öğrenci ve öğretmenlerine unutamayacakları bir kamp dönemi sağlanmalıdır. Antrenman, eğitim, eğlence bir arada olacak… 

Artun Talay böyle diyor…

Peki siz?..