FAİR PLAY GERÇEĞİ!..

Bu faaliyet TMOK’un Fair Play Komisyonu Genel Sekreteri Doç. Dr. Bilge Donuk ile Prof. Dr. Yavuz Taşkıran’ın birlikte planlaması sonunda gerçekleşti. Kocaeli Üniversitesi’nin Spor Yüksekokulunun faaliyetlerini ve çalışmalarını dikkatle izleyen bu grup, İzmit’e gelerek hem bir karikatür sergisi açtı, hem de ülkemiz ve dünyadaki sporda fair play olaylarını dinleyenlerle paylaştı. Erdoğan Arıpınar, verdiği örneklerle sporda dürüst oyunun çok değişik versiyonlarını aktardı.

Haldun Domaç, medyanın bu konudaki yaklaşımını anlatırken aslında hepimizin suratına birer tokat indirdi gibi... Gazete manşetleri ve fotoğraflarla konunun ehemmiyetini iletti. Orada sizlerin de olmasını beklerdim. Bu konuda yeterli duyuru yapamadık. Bunu itiraf ediyorum. Ama ilk fırsatta konuşulanların özetinin yer alacağı bir buluşmayı sağlayacağım.

Ümran Ertiş, paralimpik milli sporcumuz. Olimpiyat Oyunlarında Masa Tenisinde ikincilik (Londra 2012) derecesi yapmış, Dünya ikinciliği ve Avrupa Üçüncülüğü olan bir değerimiz. Yaşadıklarını ve ödül konusundaki karşılaştığı sorunları dinleyenlerle paylaştı.

Teoman Güray, Murat Özbay, Recep Cengiz, Semra Demirer, spordaki dürüst oyununun nelerden oluştuğunu, nelerle karşılaşıldığını, ne yaparsak fair play ufkuna yükselebileceğimizi farklı açılardan anlattılar. Öğrencilerden oldukça ilginç soruların iletilmesi ile konferans tamamlandı. Rıza Erdal hocamızın yönettiği bu konferans sonrasında misafir ekip Prof. Dr. Sadettin Hülagü’yü ziyaret etti. Ona “Fair play Plaketi” takdim etti. Fair Play Hizmet Madalyasını taktı. Ziyaret bitiminde toplu hatıra fotoğrafı çekildi.

2020’yi alamamanın verdiği eziklik içerisinde izledim bu konferansı. Aslında bilindik toplantıların dışında bir yapısı vardı. Öğrencilerin şaşkınlığı ve dikkatli dinlemeleri beni umutlandırdı. Çünkü, doping denilen bir illet yüzünden neredeyse dünya çapında sabıkalı hale getirilen sporumuzun gelecekteki yapılanması için bu türden çalışmaların yapılması gereklidir. Güzel örneklerle bezenmiş bu konferansın en çarpıcı örneğini sizlere aktararak yazımı tamamlamak istiyorum:

1956 Olimpiyat Oyunları. Mustafa Dağıstanlı. Milli Güreşçimiz. Tartıda 300 gram fazlası var. Müsabaka öncesi bu fazla ağırlığı veremezse güreşemeyecek. Sauna, egzersiz yapmasını bekliyorsunuz değil mi? Hayır! Kendisinden kan alınmasını istiyor. Nitekim alınıyor. Tam güreşe başlanacak, tekrar tartıya giriyor. Herkes şaşkın. Kilosu o siklette güreşmek için uygun. Güreşiyor ve Altın Madalyayı kazanıyor. Tablo budur, değerli okuyanlarım. Örnekse, Fair Play için başka ne yazılabilir ki?

Spor, hem yapanlar, hem yönetenler, bir de uzaktan bakanlar için hep farklı olmuştur. Maharet, ortak akılda buluşabilmektir. Kolay mı? Onu bu saatten sonra zaman içerisinde göreceğiz!