HERŞEY BİLİMSEL OLMAK ZORUNDA DEĞİL AMA…

Takımdaki oyuncularımızın kondisyonel düzeylerinin belirlenmesi için birkaç test uygulanabilir. Bunların en sık kullanılanı shuttle-run denilen “Mekik Koşusu”dur. Bu koşu 20 metrelik bir parkurda gidip gelme koşuları şeklinde ve her yarım dakikada mekiklerin süresinin kısaldığı bir biçimde yapılır. Sporcu koşamaz hale gelince, test biter ve onun hem nabzı hem de varsa kitleri laktat kontrolü yapılır. Buradan çıkacak sonuçlara göre takımın dayanıklılık temelli kondisyon düzeyi tahmin edilir, yapılacak egzersizlerin yüklenme şiddeti belirlenir. Bunun dışında yapılan ve yapılacak hiçbir çalışmanın bilimsel temeli yoktur… 

Her şey bilimsel olmak zorunda değildir. Deneyimlerimiz bize fikir verebilir ama sayılarla çalışmaya hazır değilsek, sporculara vereceğimiz çok şey yoktur. Bunu bilmek zorundayız.

Topa iyi basmak, topa vurmak, sağlam olmak gibi görüşler yeterli taraftar bulsa da bu özelliklerin topla ve topsuz olma koşullarında farklılık göstereceği bilinmelidir. Takımlar sezon öncesi antrenmanlarda toplu olarak jogging dediğimiz koşular yapmaktadır. Düşük şiddetli uzun süreli bir koşu olsa da bu egzersizde bile gruplamalar yapılmalıdır. Kısa süreli fakat yüksek şiddetli koşulara hazır olanlar için özel egzersiz programı uygulanmalıdır.

Kasların gelişmesi için doğrudan maksimal kuvvet değil, hipertrofik kas gelişimi sağlayacak programlar uygulanmalıdır. Bunun öncesinde iyi bir ısınmanın gerekliliğini ilave etmeliyim. Kim ne kadar ağırlıkla çalışacak sorusuna doğru cevaplar bulmalıyız. Bir defada en fazla ne kadar ağırlık kaldırıldığı çok özel testlerle belirlenmelidir. Kaynaklarda 1RM, Türkçe olarak 1MT (1 defada maksimum kaldırılan ağırlık; buna “1 maksimum tekrar” diye konuşmaya yazmaya başlayalım diyorum) miktarı her sporcu için çok önceden test edilmelidir. Bunun sonrasında geliştirilmek istenen kuvvet çeşitleri uygun şekillerde antrene edilebilir.

Yaz zamanı olduğu için sıvı ve tuz kayıpları dikkate alınmalıdır. Şimdi Ramazan ayındayız. Yüksek performans antrenmanları yapan sporcular için oruç tehlikeli olabilir. Bazı antrenmanların iftardan hemen sonra yapılacağını haberlerini alıyorum. Cinayetle eş değer bir durumdur. Yapılacaksa iftardan en az 3 saat sonra uygulanmalıdır. Antrenmandan bir saat önce sporcular istediği kadar su içmelidirler. 30 dakika kala yarım litre civarında su alınmalıdır. Antrenman esnasında her 10-15 dakikada bir 90-180 ml su içilmesi tavsiye edilir. Antrenmanın bitiminde yavaş yavaş olmak koşulu ile bir litre su tüketilmelidir. Vücudumuzun % 60’sı (kasların % 72’si, kanın % 80’i) sudur.

Umarım çok eski hocalarımızın koyduğu yasakları uygulamayız ve gençlerimiz kurutmayız…  Antrenman, sezon ve sıcak havalarla karşılaşınca suyu da ilave edip yazımızı bitiriyoruz.