KOLTUKSUZ SPOR SALONLARI YAPILMALIDIR!

Nihayet Başbakanımız söyledi de, umarız yetkililerimiz uyanır ve daha büyük spor salonu yaparlar.
Bir kongre veya konserin yapılabileceği salonun bulunmadığı şehrimizde Yahya Kaptan Mahallesi’ndeki spor salonu hizmete açıldı. Kocaeli’den söz ediyorum… Yapılmasına o mahallenin sakinleri karşı çıktılar. O sıralar oradan bir konut alma peşinde idim. Çünkü birçok arkadaşım orada oturuyordu. Ankara’dan Kocaeli’ye gelip gitmeye başladığımda bir arkadaşımın evinde kalıyordum. Sabahın köründe, üşenmez beni istasyondan alır buradaki evinde misafir ederdi. Düzenli, apartman tipi evleri, ağaçları, bitkileri ile dikkatleri çeken ama otoparkları o zaman için bile yeterli olmayan bir mahalle idi…  Ama “Biz spor salonu yapılmasına karşıyız” dedikleri anda bütün şevkim kırılmıştı. Bu yüzden burada uzun süre ev sahibi olamadım. Daha sonraları sağ olsun arkadaşlarımdan birisinin tahsis ettiği konutta körfezi izleyerek güzel yıllar geçirdim. Şimdi biraz daha yeşile bakan bölgede oturmaya devam ediyorum.

Spor salonunun yapılmasında yıllara varan gecikmelerin olduğunu biliyorum. Planlamaların hayata geçirilmesinde, ihale işlemlerinde çeşitli sıkıntılar ve sorunların varlığını biliyorum. Ancak çok ilginçtir, hâlâ bu salonların mimarilerinde çok önemli aksaklıklar bulunmaktadır. Hangi spor/sporlar için tasarlanacaktır sorusuna doğru cevaplar verilememektedir. Spor salonu nasıl olmalı denilince, zemin ve alan değil, kaç kişilik olduğu ile açıklanmaktadır. Evet, oturma koltuklarının sayısı da önemlidir ama bu memlekette (Türkiye) sırf hentbol oynanmasın diye en az 20 sene yeni yapılan salonların boyu 30 metreyi geçmemiştir…  Şaka gibi ama; ya da daha büyük spor salonlarının projesini çizecek mimarımız yoktu!

Şimdi ismi de garip olan Ankara’daki “Arena Spor Salonu”ndan söz etmek istiyorum. Sabahın erken saatlerinde bir partinin kongresinin yapıldığı yerin adı olarak isminden söz edilen bu salonun hem arena hem de spor salonu diye isimlendirilmesi biraz garip geliyor bana… Amerikan hayranlığımız veya gerçekten orada eski Roma zamanındakine benzer mücadelelerin yapılmasını arzu ettiğimizden söyleniyor olabilir. Bu tesislerde karşılaşmalar yapılıyor olsa da aslında asıl yarışma ve çekişmenin masa başlarında olduğu hissi içimizde doğmuyor değil…

Spor salonlarına isimler verilebilir. “Arena” sözcüğü insanların o günkü koşullardaki hayatta kalma mücadelesi verdikleri ortamlardır. Günün koşullarında doğal ve normal karşılanabilir. Ancak modern yaşam ve çağ dediğimiz yüzyılımızda artık bu tartışmalardan uzakta bulunmamız gereklidir. Salonu bir veya birkaç sporun kullanabileceği şekilde tasarlamalıyız. Bu salonlarda aynı zamanda milli takım kamp ve antrenmanları da yapılabilmelidir. Her spor salonunda mutlaka klima bulunmalıdır. ‘Havalandırma’ denilen şu komik teknolojiden vazgeçilmelidir. Ve en önemlisi, oturma koltuğu sayısı kadar araç otopark alanı bulunmalıdır. Bu kadar yüzey alanımız yok diyenlere önerim, salonun altına çok katlı otopark yapmalarıdır. Böyle bir park alanı yapıldığında yalnızca maç ya da yarışa gelenler değil, o çevrenin sakinleri de araçlarını orada bırakabilirler.

Kademeli eğitime geçen ülkemizin bu yapısının spora da olumlu yansımasını bekliyorum. Okul öncesi, esnası ve sonrasında hep spor yapan çocuk ve gençlerin varlığı daha hızlı kalkınma hamlesi yapabilecek bir neslin gelişmesini tetikleyecektir. Spor yapan ve hareket edenler oturmakta olanlara göre daha yaratıcı olacaktır. Bu yüzden isterseniz koltuksuz spor salonları yapılsın önerisinde bulunsak acaba ne kadar taraftar bulabiliriz?  Cevabı zor sorudur bu…