SON DAKİKA
KONGRE SONRASI![]() Şimdi, kendimi sorgulayarak bu yazıyı sürdüreceğim. Anlamadığınız bir alanda köşeye bir yazı yazmanın pek çok kere zorluğunu yaşamış biri olarak aynı duyguları tekrar yaşıyorum.
Geçtiğimiz 3-4 Ekim günlerinde “Engelsiz spor ve yaşam kongresi” isimli bir kongreyi üç ayrı kurum olarak bir arada organize ettik. Sivil toplum kuruluşlarımız, gönüllülerimiz, sponsorlarımız, konuşmacılarımız ile zaman zaman yağan sonbahar yağmurlarının eşliğinde bu bilimsel etkinliği tamamladık.
Her ne kadar engelsiz bir spor ve yaşam desek de ağırlıklı olarak engelli ve özel gereksinimli yurttaşlarımızın sorunları ve çözüm yollarının önerildiği oturumlar, ülkemizin bu konuda daha çok çalışması gerektiğini işaret ediyor. Bunu ben söylemiyorum, her üç konuşmacıdan birisi mutlaka ciddi biçimde aktardı. Fiziksel engellilerden disleksiye, beslenmeden teknoloji kullanımına kadar çok geniş bir yelpazedeki bildirileri dinlemekten yerimden kalkamadım.
Aklıma takılan bir başka konu, nüfusumuzun ne kadarının engelli bireylerden oluştuğu konusunda bilgi aktaran konuşmacıların %10 ve %15 oranları vermesi beni dehşete düşürdü. Sunu esnasındaki slaytların altındaki referanslarda bunların kaynağı mutlaka yazıyor olmalıdır ama bu rakamlar giderek artıyor olmalıdır. Çünkü engel nedenlerinin çoğu sonradan oluşan olaylardan kaynaklanıyor. İş, ev ve trafik kazaları bunun önemli bir kısmını oluşturuyor.
Bir yıldan bu yana yoğun bir hazırlık sonrası yapılan bu kongre, şapkamızı alıp masaya koyma zamanımızın geldiğini gösterdi. Konuşmacıların anlattıklarının yanısıra çeşitli önlemler konusunda çalışma sunan araştırmacı sayısı azdı. Hakemliğini yaptığım bir bildiriyi şimdi açıklamanın sanıyorum sakıncası yoktur, bir çalışmacının başıboş köpeklerin normal ve engelli vatandaşlarımız için olası tehlikelerinden bahsettiği tebliğ içeriği kadar, kırmızı ışıkta bekleyen bir motosiklet sürücüsüne arkadan gelip çarparak ölümüne yol açan araç kullanıcının yarattığı dehşeti anlamak çok daha zor olmalıdır.
Son zamanlarda, uzun süreli tüketimler sonucu gıda kaynaklı rahatsızlıkları da izliyoruz. Bazı kimyasalların, pestisitlerin gıdalar üzerinden temizlenememesi üzerine yarattığı komplikasyonlara dikkat edilmesi konusunda uyarıldık. Keza ağız ve diş sağlığı, çeşitli enfeksiyon kaynakları da hem normal hem de özel gereksinimli vatandaşlarımız için tehlike yarattığını bir kaz daha tanık olduk.
Özetlemek gerekirse, bu sorunları çözmenin yeri eğitimden geçiyor. Aileden başlamak üzere, okulda, hayatta, her noktada, temizlik, düzen ve kurallara uyma (özellikle trafik) konusunda yeniden yapılanmalıyız. Başka bir dünya yok. Her şey burada...Hepimizin birer engelli adayı olduğumuzu unutmadan bu konularda kendilerine görev düşenlerin çok daha aktif çalışmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Aslında yazılacak çok şey var. Küçük bir parçasını sizlerle paylaştım. Bu vesile ile Fatih Sultan Mehmet Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Barış Yılmaz ve ekibine, İstanbul Rumeli Üniversitesinin Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Can İkizler ve çalışma arkadaşlarına, Spor Bilimleri Fakültesinin “her zaman hazır” sloganı ile görev yapan takım arkadaşlarına teşekkür etmezsem hepsine haksızlık etmiş olurdum. Durun bitmedi; Özel Olimpiyatlar-Türkiye, Özürlüler Vakfı, Avrasya Özel Çocuklar Derneği bu kongrenin çok önemli birer sivil toplum kuruluşlarıydı. Onlara da teşekkür borçluyuz.
Kuşkusuz bu kurumların arka planındaki dev yapıları da unutmamak gerekiyor. Bir tarafta Sağlık Bakanlığımız, diğer tarafta Eğitim Bakanlığımız, Spor Bakanlığımız bu gibi aktivitelerin doğal koruyucularıdırlar. Bizler, üzerimize düşen bu görevleri yapmanın dışında dikkatleri çekme işlevlerini de yerine getirmek zorundayız. Bu çabaların küçük bir parçası olmak bile onur kaynağı olmalıdır.
Bir başka yazımda görüşmek üzere…
İstanbul, 05 Ekim 2025
Bu makale 25 kez okundu Yükleniyor...
|