BİR DELİNİN MONTU!...

Yusuf YALKIN

Teknik Direktör İbrahim Üzülmez’in Gençlerbirliği kulübü ile sözleşme yaparken bir soru üzerine verdiği tamamiyle espriye dayalı “Bu kulübe gelmek için deli olmak lazım” cevabı medyada günlerce konu edilmişti…

Son derece “Anlamsız ve banal” bu yaklaşımın henüz dumanları tüterken, şimdi de Üzülmez’in montuna, eldivenine, saçına-sakalına yönelmeler başladı!

Şöyle geriye bakıp düşünüyorum da, nereden nereye gelmişiz?

Vay benim spor medyam vay!..

Neyse…

Gelelim gerçeklere…

İbrahim Üzülmez inanılmazı başardı…

Dürüst ve gerçekçi olalım, “Deli” lakaplı İbo’nun kulübe geldiği gün, bu ülke insanından herhangi birisine şu soruyu sorsaydık, “İbrahim Üzülmez bu takıma üst üste 4 galibiyet aldırabilir mi?”

Nasıl bir cevap alırdık?

Haydi çekinmeyin, söyleyin…

Bakınız, ben dahil bir Allahın kulu çıkıp da “Evet…” demezdi.

Bu, İbo’nun elde ettiği sonucun ne kadar önemli ve zor olduğunun bana kalırsa en açık kanıtı!

Takıma bir şeyler verdiğinin göstergesi…

Aynı mont, aynı eldiveni giymekle olsaydı iş, bu markadan alabilmek için mağazaların önünde “Antrenör kuyrukları” oluşurdu…

Unutmayın ki, şu an Türkiye’de 16 binden fazla teknik adam var!

                                            * * * 

Üzülmez “Tecrübeli bir hoca” değil henüz…

Bunu vurgulamamız lazım.

Ama, çok deneyimli antrenörlere öğrencilik yaptığı da bir gerçek!

Demek ki, hocalarını iyi dinlemiş…

Kurslara, seminerlere katılıp kendini yetiştirdiğini de biliyoruz.

Hırslı, inatçı ve araştırmacı olduğu da söyleniyor…

“Başarıyı yakalamak için ön şart nedir?”

İnanmak…

İnandırmak…

Sen bir şeye inanmıyorsan, bir başkasını asla inandıramazsın…

Gençlerbirliği, Üzülmez gelene değin inancını yitirmiş, şaşkın, kararlılıktan uzak bir futbolcu grubuna sahipti!

Daha da net ifade edeyim; kaderine razı olmuştu…

Yönetimdekiler, tepelerinde dolaşan karar bulutların ve düşme korkusunun etkisiyle “Bir tek başarısız sonuçla bile” antrenör kıyımı yapacak noktaya gelmişti.

Ortalık toz dumandı.

Evet…

İbo delilik yapmıştı gelmekle…

Ama risk alınmadan, başarıyı yakalamak olmaz!

Aklını, mantığını, zekasını kullanarak, takımdaki “Uyuyanları uyandıran” Üzülmez’in başarısını “Montuyla totem yapıyor” diyerek küçültmek tümüyle haksızlık olur!