SES GETİREN PROJE!...

ARTUN TALAY

Bu yazıyı, “Türkiye’de neler yapılmışta haberimiz olmamış” diye ilgiyle okuyacaksınız. 1980'li yılların sonlarına doğru hentbol 8 yıl boyunca voleybolu geçip basketbolün ensesine dayanmıştı. Bu nasıl olmuştu peki?  
Sözü burada duayen gazeteci ve hentbol federasyonunun o dönemki as başkanı ve proje uzmanı Yusuf Yalkın’a bırakıyorum. Bakın neler anlattı:

                                                                                                          * * *

"Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Anlatacaklarımı atletizme veya başka bir branşa uyarlarsanız, kendinizin bile şaşıracağı noktalara gelirsiniz. Size gidin sponsor bulun demiyorum, sponsoru şu dönemde kim kaybetmiş ki atletizm bulsun? Ama eldeki gerçek bütçeyle, hangi sonuç alıcı işler yaparsanız amacınıza ulaşabileceğinizi anlatacağım.
1987'lerde hentbol için çıkış yollarını arıyorduk. Dönemin Teknik ve Eğitim Kurulu’ndaki arkadaşlarla uzun süre kafa yorduk, çalıştık, tartıştık ve sonunda işi şu noktalara taşıdık.
Önce hentbol için sporcu kaynağı sorununu çözdük, eğitim alanında hentbolle bir yolla ilgilenmiş müdür ve öğretmenlerin hangi okullarda olduklarını saptadık. Ulaştığımız sayı bizi üzdü, çünkü proje için yetersizdi. O zaman yöntem değiştirdik. Okullarda basketbolden gelen müdür ve öğretmenlerin çok sayıda olduğunu gördük. Onlara şu ikna edici cümleyi söyledik; ‘basketbol şu anda sizi paydaş olarak görmüyor. Siz de gelin yeni hentbol projesinde bizimle beraber olun…’  Kısa bir sürede Türkiye'de 150 okul müdürü ‘benim okulumda bundan böyle öncelikli spor dalı hentboldür’ dedi. Demek ki, atletizm olarak birinci yapmanız gereken, öncelikle atletizmin içinden gelen okul müdürü ve öğretmenleri saptamanız ve onlara ulaşmanız… Sayı sizi tatmin etmezse,  başka dallarda  olanlara ulaşın; onları ikna edin. ‘Sporun anası atletizmde bizimle olun’ diye telkinde bulunun. Olanaklarınızı onların önüne serin… Göreceksiniz,ikna olacaklardır. Biz 150 okul bulmuştuk. Siz atletizm için daha fazlasını bulabilirsiniz. Dönelim hentbolde yaptıklarımıza…Okulların beden eğitimi öğretmenleri için antrenör kursları açtık bu öğretmenleri antrenör olarak yetiştirdik. Sizde anlaştığınız okulların öğretmenleri için antrenör kursları açın, onları atletizm konusunda eğitin.
Hentbolde altyapı çalışmalarını okulları işin içine direkt çekerek büyük bir potansiyel oluşturduk. Sonra üst yapı çalışmalarına yöneldik.
Okulların bulunduğu illerin gençlik spor müdürlerine gittik, durumu anlattık. Bu insanları seminerlere, toplantılara davet ettik. Hentbolü anlattık, bu branşı sevmelerini sağladık. Onunda bir çoğuna, ‘bizim için ilk tercih edilmesi gereken branş hentboldür’ dedirttik. Böylece tesisler ve kaynaklar hentbol öncelikli kullanıldı…
Biz 30 il müdürünü ikna ettik, siz atletizm olarak daha fazlasını ikna edin ve anlaşın…
Gelinen son durumu sporun üst yöneticilerine anlattık. Genel müdür, bakan kim varsa; projeyi öğrendiler. Benimsediler ve desteklediler. Gaziantep'te, Ankara’da, İstanbul’da yıldızlar düzeyinde bölge takımlarının iştirakiyle turnuvalar düzenlemeye başladık. Proje öyle hızla gelişti ki, İstanbul’da ENKA’nın desteğiyle uluslararası bir turnuvayı İHF takvimine soktuk. Yıldızlar Balkan Şampiyonası’nın organize edilmesini sağladık. Tüm balkan ülkeleri kız-erkek takımlarıyla katılmaya başladılar. Böylece A Milli takımın nüvesini oluşturduk. Bu çocukları Avrupa’daki turnuvalara sokarak 100’ün üstünde enternasyonal maç oynamalarını sağladık. Böylece Yıldızlar Hentbol Projesi’nden gelen sporcular  sırasıyla yıldız, genç ve A milli takımı oluşturdular. Ve 15 yıl kadar milli takımlara hizmet ettiler. Yalnız şunu da anlatmak isterim. Projedeki sporcular öğrenci ağırlıklı olduğundan bütün anne ve babaları, velileri hentbol eğitim seminerlerine davet ettik, bilinçlendirdik.
Gelelim tanıtıma… 30 pilot ildeki medya mensuplarının hentbol ile ilgilenmesini sağladık. Spor yazarlarını, hentbol kafileleri ile birlikte yurtdışına götürdük. Hentbolü çok sevdiler.
Atletizm’de medya unsurunu mutlaka kullanmalı. Bu işe ilgi duyan gazeteci sayısının hızla artmasını sağlamanız gerekir. Medyaya federasyon ve atletizm camiası olarak değer verdiğinizi hissettirin. Onları dönem dönem kurslarınıza, seminerlerinize davet edin…
Hentbole dönersek… Eğitim ve spor koordinasyonunu okullar üzerinden yaptık.
Tesis ve kulüpleşmeyi de il müdürlükleri üzerinden yaptık. 
Hentboldeki gelişmeler karşısında tribünler dolmaya başladı. Medya bizi destekledi, naklen yayınlara başladılar. Bunu gören büyük kulüpler firmalar hentbolde güçlü takımlar oluşturdular. Şu anda bizim dönemden kalan bir Beşiktaş var… Hentbolün şu anki durumunu yorumlamak beni üzüyor ama 1987-1993 yılları arasındaki yükselişini sürdüremediği ortada…. Enka ve Yeşilyurt 1990'larda bu projeye çok destek verdiler.  O dönemde antrenör ve hakem eğitimine büyük önem verdik. Yabancı ünlü isimler geldiler, bilgilerini aktardılar. Ayrıca yurt dışındaki kurslara antrenörlerimizi eğitim için yolladık. Antrenörlerimiz üniversitelere gidip hentbolü anlattılar. Üniversite, lise, ortaokul, ilkokul, dahil herkes hentbol öğrendi. Özellikle öğrenci seyirciler salonu doldurdular.Öğretmenleri, il müdürlerini, yurtiçi ve yurtdışı müsabakalarına götürdük. Hentbol Kalesi'nin ve topunun çok sayıda okula girmesini sağladık. Çalışmayan, uyum sağlamayan, arandığı zaman ulaşılamayan İl Spor Temsilcileri’nin yerine, bu işi yürekten sevenleri getirdik. Bu arada, yoğun çabalarla eğitimlerini başarıyla tamamlayan 4 çift hakemimiz uluslararası kokart taktı. Yukarıda anlattığım tüm çalışmaları azimli, kararlı, çalışkan deneyimli ve de genç kadrolarla yaptık. Tribünlerin doldurulmasından tutun da, okul, kulüp, il bazındaki çalışmaları sürekli medya ile birlikte 8 yıl boyunca sürdürdük. Voleybolu geçtik, basketbolün de ensesine dayandık. Bunları atletizmde sizler de rahatlıkla yapabilirsiniz…”
Yusuf Yalkın bunları anlattı özetle…

                                                                                                     * * *

Ben de şu soruları sorarak sözlerimi bitirmek isterim…
Şu an, 150 okul müdürü “benim okulumda öncelikli spor dalı atletizmdir” diyor mu?
30 il spor müdürü “benim şehrimde öncelikli spor dalı atletizmdir” diyor mu?
En az 50 spor yazarı öncelikli spor dalı olarak atletizmi görüyor mu?
Görülüyor ki; atletizmin çıtasını daha yükseltmek için önce bizimde 1990'lardaki gibi bir sistemi 8 yıl boyunca yapıp geliştirmemiz gerekli…