VOLEYBOL, KADIN VE OLİMPİYAT OYUNLARI...

Başlıkta “kadın” ama yazıda bayan sözcüğünü kullandım diye lütfen eleştirmeyin. Kolay olmuyor değişmek. Değişirsem gelişmiş olmalıyım. Kadınlar gününün bulunduğu ayda bunu tartışmak istemiyorum. Takılıp kalmamak gerekiyor. Ama önümüzde çok ciddi bir yükü bulunuyor. HerkesEylül 2013 günü verilecek kararı bekliyor. Çünkü o gün 2020’nin patronu belli olacak. O zaman kadar Türk Spor Dünyası her branşta inanılmaz sayılacak performanslarını sergilemelidir. Haziran’da Mersin’de Akdeniz Oyunlarını düzenleyeceğiz. Ben Mersin’e 24-27 Nisan 2012 tarihlerinde orada bulunmak üzere gideceğim. Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Kongresi’nin sekizincisi bu kentte düzenleniyor. 

Geçen haftanın beşinci gününde Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürümüz bizi ziyarete geldi. Bu arada devam etmekte olan Üniversiteler Hentbol Karşılaşmalarının ödül törenini onurlandırdı. Şampiyonlara kupa ve madalyasını verdi. Tören öncesindeki sohbetimizde Mersin için çok ciddi çalışıldığını, inşaatların dört ayrı vardiya şeklinde ve durmaksızın devam ettiğini bildirdi. Ama işin sportif tarafını konuşamadık. Takımlar, federasyonlar nasıl çalışıyorlar, performansları ne durumda, formlar tutulmuş mu sorularını tartışamadık.

Sanıyorum onu da çözeriz. Prof. Dr. Gazanfer Doğu,  bu işlerin duayenidir. Oluşturulan kurulda bu konuda ciddi çalışmaların, değerlendirmelerin yapıldığını duymaktayım. Bu işe çok ciddi biçimde asılmak gereklidir. Buradaki başarılar Akdeniz havzasındaki ülkeler için birer önemli kilometere taşı olacaktır. Asla hafife alınmamalıdır. Küçük bir örnek vermek istiyorum: Akdeniz ülkesi olan İspanya buraya 2013 yılının hentboldaki Avrupa Şampiyonu olarak gelecektir. Hentbol olarak nasıl bir hazırlık yapıyoruz? Kıymetli kardeşim ve Başkan Bilal Eyüboğlu’na soruyorum.

Voleybol, kulüplerde bu başarıyı milli takıma transfer edebilecek midir? Eski başkanın yaptıklarını kimse unutamaz. Ama bu işin ilk kıvılcımlarını Ahmet Gülüm yapmamış mıydı? Nereden nereye desek de küçük adımlar büyük kilometerelerin aşılmasını sağlamaya devam ediyor.

Gelelim Olimpiyat Oyunlarına… Bakanımız geçtiğimiz Cumartesi günü ekranlarda idi. Açıklamalarını izledik, dinledik. Özel Şirketlerin desteğini özetledi. Ama 76 milyon nüfus varsa bu olayı herkes hissetmelidir. İstanbul bu işin adresi ama sahibi Türkiye’dir.  Tokyo, kendisine gelen olimpik konuklarına hafta boyunca hep musluk suyu içirmiş. Ben burada “Hamidiye” suyunu öneriyorum. Her ne kadar bir “Pınar”  içicisi olsam da, Amsterdam’a yaptığım ziyarette su su diye inlerken sokak arasındaki markette gördüğüm 1,5 litrelik “Hamidiye” suyu bana can suyu gibi gelmişti.  O zamana kadar bir olimpik pınarlardan fışkıran sularımızı konuklarımıza ikram etmeye hazır olmalıyız!

Ama her şeye rağmen yavaş gidiyoruz. Bir çatışma varmış gibi gelişmelere tanık oluyoruz. Bırakın siyaseti, işe bakın! Kişilere takılıp kalmayın. Olimpiyatları yapan ülke olursak, merak etmeyin Yunanistan olmayız.  Yağmur yağdığında sele teslim olmazsak gerisi kolayca çözülür gider. 2020 belki ama 101. Yılda olimpiyat oyunları bizim… Buna inanın…