SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() 2+ 2+ 1Sakın eğitimdeki sürelerin kısaldığını sanmayın. Bu sayılar Londra’daki Yaz Olimpiyat Oyunlarındaki aldığımız madalyaların toplamıdır; 2 altın, 2 gümüş ve 1 bronz... Hüzünlü şekilde oyunları izlerken yüreğimize serinlik vermesini arzu ettiğimiz bir tablo… Daha iyisi olabilirdi. Kendine çok aşırı güvenen antrenörsüz sporcularla buraya kadar gelindi. Bir spor bilimci arkadaşım yazdı; “114 sporcu ama 115 yönetici” olunca durum bundan ibarettir diye… Oysa ben daha fazla yöneticinin gitmesini beklerdim. Ben kafayı Ruhi Sarıalp’e taktım. Kendini tanıma ve konuşma fırsatını bulmuş biri olarak bundan büyük bir gurur duymuş bir hocanız olarak yazıyorum; “Ben unutulmayı istiyorum” diyordu, 1994 senesinde İTÜ tarafından düzenlenen “Türkiye ve Olimpiyat” konulu sempozyumda… Çünkü atletizmde aldığımız ilk madalya onun 1948 yılındaki Londra’daki Olimpiyat Oyunlarında atletizmde üç adım atlama branşında gelmişti. İstediği oldu. Kızlarımız, farkında olmadan onun dileğini yerine getirdiler. Peki, unutulacak mı bu dev sporcu? Asla ve bundan sonra daha da ünlü olarak aramızda yaşayacaktır. Atletizmde madalya ışığı yakmış bu ölümsüz sporcuyu bir kez daha rahmetle anıyorum. Takım sporlarında yarım asır sonrası Londra’ya gidebilmemiz başarıdır. Ama oradaki dünya başka idi… Ortam, nemli hava, yağmur, salonlar, seyirciler, hakemler, rakipler ve diğer etkenleri toplanınca başarı kendiliğinden etkileniyor. Şimdi sıra Rio de Jeneiro’da… Orası için topyekûn bir hamle yapılma zamanı geldi. Dinlenmeyi bir tarafa bırakıp derhal çalışmaya başlamalıyız. Kulüpler, okullar, federasyonlar, yöneticiler önce birer forum şeklinde yapacakları toplantılarla durum değerlendirmesine girişmelidirler. Üniversiteler kendilerini uzakta tutmasınlar. Sporcuların büyük kısmı yüksek öğrenimde yer alıyorlar. Daha çok sporcu öğrenciyi nasıl bünyelerine alırlar konusu masaya yatırılmalıdır. 2008 sonrası Kanada’daki bazı toplantıları izlemiştim. Orada şu başlıklı toplantılar yapılıyordu: “Neden başarısız olduk?” O yılın sonuçlarına bakın ve gerekçesine siz karar verin! Keza Birleşik Krallık için de ilginç veriler var… Düzenlemeyi yapan Büyük Britanya madalya sıralamasında akıllara zarar bir başarıyı kucakladı… Birleşik Devletler ve Çin’in ardından podyuma üçüncülük derecesi ile çıktı. Kutlamaktan başka seçeneğimiz yok. Sponsorlar hayatlarından memnun ayrıldılar olimpiyat oyunlarından. Bize düşen görev olarak olimpiyatlar boyunca da onların ürünlerini tüketmeye devam ettik. Çoğunu dışarıdan aldığımız enerji ile onların destekleri ülke ve sporcuları izledik. Kolay değil olimpik tesis ve statlar yapmak… Londra’yı kıskanmadım dersem yalan olur! Destek olmak için bir daha oraya gidip 3 gece 4 gündüz kalıp ekonomilerine katkıda bulunacağım. 2+2+1’e gelince… Umutsuzluğa yol açmasın. İnanın çok daha iyisini yaparız. Eğitimi sporla taçlandırın, gerisi çorap söküğü gibi gelir… Yüzme, cimnastik ve atletizm… Bu sporlardan ilk ikisini öncelikle ele alıp okul müfredatına koyduğumuzda bizi kimse tutamaz! Biliyorum, daha bir sürü faktör başarı için söz konusu olacaktır… Ama bunlar için inanç gereklidir! Biraz inanalım, buna bilgi katalım, uzak düşünelim… Bunu yapacak irade bu ülkede mevcuttur! Bu makale 436 kez okundu Yükleniyor...
|