SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() 'AHA...' DEDİĞİMİZ AN!..
İnsanların bir yenilik bulma anı üzerine yapılan çalışmaların sayısı artıyor. Buna “Aha” deniliyor. Newton’un başına düşen elma, yerçekimi ivmesinin varlığını ortaya çıkardı ise beklediğimiz yeni gelişmeler ne zaman görülecek?
Daha ne bekliyoruz? Uçak denilen araçlar uzak diye bir yer bırakmadı. Birçok hastalık için çeşitli şifa kaynakları hazır. Çoğu hastalığa çare bulundu. Tek problem çok yemekle ortaya çıkan ama aslında hareketsiz bir yaşam tarzı veya modası ile taraf bulan obesite’ye karşı mücadele biraz yavaş ilerliyor. Kalbimiz türlü sıkıntılarla baş edemezse durmayı tercih ediyor. Okul çantalarını taşımaktan sağa veya sola eğilen gövdeli insanları artık görmez olduk. Çünkü sırt çantası denilen araçla çocuklar okul eşyalarını bununla taşımaya başladılar. Bir çanta değişikliği bile insanları sağlıklı kılabilir mi? Honda, işçilerinin fabrikaya gidiş gelişleri için bisikletlerine motor takmasını istedikleri mühendisleri ile motosikleti yaratmadı mı? Şimdi karada, havada, denizde ve yollarda kendini gösteren dört ayrı çeşit motoru yapmanın keyfini çıkarıyor. Acaba başka icatlar kapıda sıra mı bekliyor? Enerji, bu ve gelecek yüzyılın savaş nedeni olabilecek bir potansiyele sahip köşede oturmuş bekliyor. Fosil kaynaklar tükenir mi demeden kullanmayı sürdürüyoruz. Kabul edin ya da etmeyin eninde sonunda çekirdek enerjisi ile hareket etmeyi, ısınmayı, hayatı sürdürmeye başlayacağız. Fransızlar, Ruslar birbirlerine girerse, bilin ki konu çekirdek enerjisi üzerinedir. Şahsen ben bu enerjiyi motosikletim ve otomobilimde kullanmayı tercih ederim. Sürekli deposu boşalan araçlarıma sınırsız enerji verecek uranyumu yerleştirmek istiyorum. Çevreci kardeşler atıkların nasıl bertaraf edileceğini soracak olurlarsa, o zaman biraz duraksarım. Ama işte buna bir çare bulmak zorundayız. Bu konuda “Aha” denilmesini bekliyorum. Eğitimde de “Aha”lara ihtiyacımız var. Her kademede sınav yapmaktan kurtulamadık. Çocukların psikolojileri bu sınavlardan dolayı bozuluyor. Veliler yemeyip içmeyip her şeylerini çocukları için harcıyorlar. Devlet kendi okullarındaki derslik sayısını arttırıyor. Özel okullar öğrencileri kendilerine çekmek için çeşitli atraksiyonlar yapıyorlar. Şunu öneriyorum: Diyelim ortaokul sonrası yapılan sınavlarda en fazla alınabilecek puan 700 olsun. Eğer bir öğrenci 700 üzerinden 650 almışsa bunları doğrudan Üniversiteye gönderelim! Ne olur? En azından bir fakülte için 3 yıl daha beklemek zorunda kalmazlar! Gelelim spora… Son yaşananlardan sonra kimsede “aha” diyecek hal kalmadı. Spor teşkilatında eğitimde başlatılmak istenen operasyon yarıda kaldı. Bir genç kardeşimiz getirildiği görevden hızla geriye gönderildi. Peki, Antrenör Eğitimi için yapılan çalıştay sonuçları ve raporunun uygulanması işini kim yapacak? Ben bu işin TBMM çatısı içinde yer alan ve eğitim komisyonu başkanlığını sürdüren ağabeyimiz tarafından üstlenilmesini istiyorum. Hatta biraz daha ileriye gidip onun kabinede yer alarak bu işleri uzun soluklu çözümler getirmesini diliyorum. Bir dakika; siyaset mi yapıyorum? Yapmayın? Tamam taman kesiyorum… Ne yapayım, ben de tam “aha” derken bunlar aklıma geliverdi. Artık yenilere ve yenliklere ihtiyacımız var. İster hemen ister biraz sonra ama aralıksız çalışmak ve üretmek zorundayız. Bu dileklerim hem eğitimde, hem sporda hem de yaşamda gereklidir. Şimdi, gözlerinizi kapatın ve kendi alanınızda “ne bulursam (icat edersem) işler düzelir?” diye düşünün… Düşünün, mutlaka bir şey aklınıza gelecektir… Ha gayret… Bu makale 471 kez okundu Yükleniyor...
|