SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() AKDENİZ OYUNLARI- OLİMPİYATLAR VE ANTAKYA...![]()
Akdeniz oyunları Mersin’de görkemli bir açılışla başladı. 2020 Olimpiyatlarına aday olan İstanbul için iyi bir reklam... Oyunlarda sporcularımıza başarılar dilerim. Bugün Antakya’dan, Olimpiyatlar kenti Antakya’dan söz etmek istiyorum. Tarihçilere göre ilk Olimpiyat İ.Ö. - 776 yılında Yunanistan’da, Atina kentinde yapılmış. Oyunlar yalnız atletizm dalında ve sadece Greklerin katılımı ile yapılmış. Yabancıların ve esirlerin katılımları yasaklanmıştır. Bir gün süren ilk olimpiyat, 192 metrelik bir koşudur ve yarışçılar çıplak ve yalınayak koşmuşlardır. Bu koşularda sadece birinci gelenler önemli... 2. ve 3.ler dikkate alınmıyor. Kadınlar yarışmalara katılamadıkları gibi, seyirci olarak da yarış yerine giremiyorlar. Hakemin saygın bir kişi olması ilk koşuldur. Hırsızlık ve cinayetten sabıkası olanlar hakem olamıyorlar. Başlangıçta bir hakemle yönetilen yarış, koşu çeşitleri arttıkça, hakem sayısını artmasını gerektirmiş. Seyirciler içinde bulunan dönemin tanınmış düşünürleri, yazarları, hatipleri, şairleri, tarihçileri, sanatçıları, kentin ileri gelenleri, en iyi yerlere oturtuluyor ve ağırlanıyor. Pindar adlı bir yazar yazılarında bu tür sportif faaliyetlere çok yer verdiğinden (İ.Ö. 518 - 438) tarihte “ilk spor yazarı” olarak anılıyor.
Romalılar döneminde, olimpiyatlar yeni boyutlar kazanıyor. Özellikle Antakya kenti olimpiyatlar için hem iklim (Nisan veya ekim ayları) hem de yaşam düzeyi bakımından birçok Roma İmparatoru’nun vazgeçilmez kenti oluyor. İlk olimpiyat İ.Ö. 195 yılında Daphneia’de şimdiki Defne– Harbiye’de (Antakya) yapılıyor. 30 gün süren olimpiyatlarda bireysel güce ve beceriye bağlı aletsiz yarışlar yer alırken, sonradan işe disk, cirit atma, 1500 ve 5 bin m.lik yarışlar ve uzun atlama giriyor. Ayrıca araba yarışları (At yarışları), Gladyatör dövüşleri, güreş, avlanma gibi etkinlikler de görülüyor. Hz.İsa’nın Romalılarca çarmıha gerilmesinden hemen sonraki yıllarda, Antakya’da yapılan, Yahudi Ben Hur ile Romalı komutan arasında geçen müthiş yarış, aslında Yahudi- Roma kavgasıdır. Ve zafer Yahudilerin olur. Ancak o yıllarda takım oyunu görülmüyor. Yarışmalar yabancılara da açılıyor. Seyirci sınırlamaları kalkıyor. En önemlisi akşamdan sonra, kentin eğlence yerleri, çeşitli yörelerden gelen her tür insanın sabahlara dek eğlenmelerine sahne oluyor. “Gece Eğlenceleri Festivalleri“ yapılıyor. Kadınlı erkekli şölenler, şarap içme yarışları, çalgılı danslı eğlenceler… Özellikle İmparator Commodus (İ.S. 180- 192) zamanında eğlenceler için para yardımı yapılıyor. Bu arada, dünyada ilk olarak zeytinyağı çıraları ile aydınlatılan Herod Caddesi’ni (Antakya’da şimdiki Kurtuluş Caddesi) anmadan geçemeyiz. Çünkü olimpiyatların bir uzantısı da turizm oluyor. Her dört yılda bir yapılan olimpiyatlar zaman zaman kesintiye uğrasa da, İ.S. 393 yılına dek sürüyor. Antakya o yıllarda, 600 bini aşan nüfusu ile, dünyanın 3. Büyük kenti durumundadır. O dönemlerin en görkemli Olimpiyatı, İ.Ö. 167 de Antiokhus Epifanus zamanında Antakya’da yaşanmıştır. Geçit töreninde, kortej için “Ucu belli olmayan” betimlemesi yapılmıştır. Kortej kısaca şöyle sıralanmış: Roma giysili 5 bin zırhlı aske – 5 bin Kilikyalı– 5 bin Galyalı, 3 bin Trakyalı – Altın ve gümüş kalkanlarıyla 2 bin Makedonyalı – Düzgün yürüyüşlü 50 çift gladyatör – Süvariler (altın ve gümüş koşumlu atlarıyla) – Filler – askerler- çok sayıda Tanrı, Tanrıça- yarı tanrı - kahraman heykelleri – rahipler – bakire kızlar – Suriyeliler – Kapadokyalılar – Kilikyalılar – Mısır tanrı sembolleri – Grek tanrı sembolleri – sayısız flamalar … 2020 yılı olimpiyatları İstanbul’un olur mu? Batılılar bize bunu yedirirler mi?
Bu makale 667 kez okundu Yükleniyor...
|