SON DAKİKA
BİR SPOR TARİHİ YOK OLUYOR!
Yusuf YALKIN [email protected]
Sporun mabedi son günlerinde…
Ankara’da neredeyse Türkiye Cumhuriyeti kadar eski ve köklü bir kurum var; kuruluş adıyla söylersek Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü…
Ulus’ta Atatürk Heykeli’nin hemen yanındadır…
Hemen herkesin “sporun mabedi” diye adlandırdığı yerdir orası.
Buranın amacı; “sporu toplum tabanına yaymak” ve sonrasında uluslar arası spor organizasyonlarında başarılar elde etmeyi sağlamaktır…
29 Haziran 1938’de 3530 sayılı yasa ile kuruldu.
79 yıldır spor yönetiminin önderliğini yapmaktadır. İlk genel müdürü de Cemal Tahir Taner’dir.
Bu binada, çok önemli isimler, çok başarılı spor adamları görev yaptı..
Günlerce tartışıp, kafa yorup, enerji harcadıktan sonra sporumuzla ilgili binlerce karara imza attılar.
Gelişsin, ilerlesin, başarılara doğru koşsun istediler sporcularımızı…
Kol kanat gerdiler, sürekli korudular onları!
Baş tacı ettiler, alkışladılar, alkışlattılar!..
Bir çok güzel olgunun yaratıcısı olmaları için sporcuları sürekli teşvik ettiler…
Ama her siyasi iktidar değişiminde, devamlılık yerine “biz yenisini yaparız” anlayışı hakim olduğundan, tam hedefe bir türlü ulaşılamadı.
Kısacası bu çatı altında büyük emekler yatıyor; bunu kabul etmeliyiz…
Buraya kadar güzel…
Kısa bir süre sonra Ulus’taki spor serüvenine son verilecek!
Federasyonlara “boşaltın” talimatı gitti bile…
Her federasyon kendine yeni bir mekan bulacak; o birliktelik, bütünlük yok artık!
Spor Genel Müdürlüğü tarih oluyor!
* * *
Şöyle bir geriye dönelim…
Başlangıçta büyük heveslerle hamleler yapılmıştır.
Federasyonlar oluşturulur, sporcuların yetişmesi için yoğun çabalar gösterilir.
Ama aradan çok uzun yıllar geçmesine karşın, genel müdürlüğün “Öncelikli işlevi olan” Türk gençliğinin büyük bölümüne spor yaptırma hamlesi bir türlü gerçekleşememiştir. Sporcu sayımızı gerçek manada artırmak maalesef mümkün olamamıştır!
Nedenine bakalım…
Ülkemizde spor yapan nüfusun bu kadar düşük olmasının temel sebeplerinden biri, sporu tabana yaymak yerine, büyük- küçük tüm spor organizasyonlarında sportif başarıyı kovalamak ve sadece madalya sayısına yönelik “Yarışmacı politikalar” üretmektir.
Bu durum, genel müdürlüğü ana hedefi olan “Geniş kitlelere spor yaptırmak ve sporcu sayısını artırmaktan” sürekli alı koymuştur.
Bir dolu bakan ve genel müdürün göreve gelmesi de, bu gerçeği değiştirmedi.
Çünkü, gelenlerin tamamına yakını, aynı yanlışı yineleyerek önceliği yarışma sporuna verdiler; böylece “Sporu tabana yayacak” uzun vadeli plân ve özel programları hayata geçirmek, devamlılığı sağlamak yerine “Günü kurtarma” hesapları yaptılar.
Çoğu zaman, anayasanın “Sporun gelişimini içeren 59. maddesinin” özüne uygun olarak “Sporun yaygınlaştırılmasına yönelik” politikalara öncelik verilmedi. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip Türkiye, maalesef bu avantajını iyi kullanamayarak sporcu sayısında hep gerilerde kaldı.
* * *
İl olarak da Ankara, bu olumsuz gelişmeden payını aldı.
Başkentte spor yapan insan sayısı, üzüntü duyulacak ölçüde azdır…
Özetlersek, “Yönetenlerin neredeyse bir asırdır 3- 5 olimpiyat madalyasının arkasına sığınmak” yerine, bu genç nüfusa spor yaptıracak politikaları üretmeleri ve her branşta Milli takımları geniş sporcu kitleleri arasından seçebilecek düzeni kurmaları gerekmektedir…
Yoksa, “Spor teşkilatını Ulus’tan modern binalara taşımak”, sadece “Görsel bir güzellik” yaratmaktan öteye geçmeyecektir.
Bu makale 237 kez okundu Yükleniyor...
|