SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() BU BÖYLE GİTMEZ!..![]()
Ne yalan söyleyeyim, bizim futbol maçlarını izlemek istemiyor canım. Teknik direktörler hakemlere düşman sanki. Sadece onlar mı? Takımları başarısız oldu mu, seyircisi, malzemecisi, amigosu hemen hakemlere hücuma başlıyor. O yetmiyor futbol yöneticileri, (Ki çoğu bu sayede TV lerde görüne görüne ünlenen kişiler) öyle beyanatlar veriyorlar ki insan şaşırıyor. Suçlamadıkları bir tek doğmamış çocuklar kalıyor. Konu futbol ise konuşulacak meseleler, sadece futbol olmalıdır. Boyuna eski defterleri karıştırıp, abuk sabuk laflar etmek on binlerce insanın sinirlerini bozuyor. Bir takımın yenilmesi, yenmesi kadar normaldir. Bunu neden anlamak istemiyoruz ? Bir haftadır, “Sen bana nasıl ceza verirsin?” kavgasını yapıyoruz. Herkes hukukçu, herkes cellat kesilmiş durumda. Hakemlere bu denli yüklenmek olmaz. Buna ne hakkınız var?
Hatalı hatasız her kararında, futbolcular hakemin etrafında … İtenler, yakasına yapışanlar, elle kolla yapılan gizli hakaretler gırla … Kenar adamları sıkışınca seyircileri tahrik etmekten çekinmiyor. Ve oyun rayından çıkıyor. Avrupa’da hakemlerimiz bunların hiçbirini yaşamıyor. Bir hafta boyunca bunun ceremesini zavallı futbol meraklıları, sevdalıları çekiyor. Hakemler de hatalarıyla, sevaplarıyla birer insan nihayet… Her insanda olduğu gibi hakemler de akla hayale gelmeyen hatalar yapabilirler. Hata, futbol oyununun doğasında vardır. Saliseler içinde kararlar veriyorsunuz. Maharet, olayı ekranlarda yavaşlatılmış olarak defalarca izleyip ahkâm kesmek değil, saliseler içinde doğruyu yakalamaktır! İstanbul’da üniversite son sınıf yıllarımda, İstanbul Bölge Hakemliği yaptım. Sonra Milli Hakemliğe terfi ettim; mezun olup mühendisliğe başlayınca, hakemliği bıraktım. Bir gün Vefa Sahası’nda (Tozlu topraklı bir saha ) bir maçın yan hakemliğini yapıyordum. Top kurşun hızıyla taç çizgisine doğru uçarken, bayrağı kaldırdım. Oyunculardan biri yıldırım hızıyla ulaştı ve çizgiyi geçmeden topu kurtardı. Orta hakem benim işaretim üzerine düdüğünü çalmış, tacı vermişti bile. Rakip oyuncu sinirli sinirli bana koşunca, “Haklısın, çıkmadan kaldırdım bayrağı …” anlamına başımı salladım. Sinirli oyuncu da benim yaşlarımda idi… Hafif bir gülümseme oldu; oyuna dönüldü. Şimdi top taca çıkmadan niye bayrağı kaldırdım, bilmiyorum. Bunun izahı yok… Saliselik bir an… Yüzde bin haksızdım... Ancak yapılacak başka şey de yoktu! Hakemlerimize lütfen biraz daha insaflı olalım … Bu makale 462 kez okundu Yükleniyor...
|