SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() BU DEFA İTALYA...![]()
Bu defa İtalya
Durduk yerde bu ülkeden değil, coğrafyanın Milano’suna yakın Vercelli isimli şehrinden söz etmek istiyorum. Değişik sebeplerle oraya birkaç kez gittim. Orada Eskrim sporunda belki ilk kez Üniversiteler Avrupa Şampiyonası yapıldı diyebilirim. Almanya’dan Heidelberg, İngiltere’den Birmingham, Fransa’dan Lyon, İsviçre’den Bern, İtalya’dan Vercelli ve Türkiye’den Kocaeli’den eskrim sporcuları bir araya geldiler, bu aktivitede yer aldılar.
Hatırlıyorum, müsabakalar sonunda madalyaları İtalya’nın Olimpiyat Şampiyonu olmuş sporcuları takdim etmişti. Belediye Başkanının konuşmasında Kocaeli ismini “Kokaeli” diye telaffuz edince, düzeltme yapmış, Vercelli için “Verkelli” diyebilir miyiz diye müdahale etmiştim. Böylelikle her iki şehrin “C” harfini yazıldığı gibi okumuştuk. Oradan eğlenceli anlardan biridir bu sohbet.
Bu şehirde tek taraflı bir tribünü olan küçük bir futbol stadı bulunuyor. Tribünün açısı neredeyse 45 dereceden yüksek gibi. Altında iki farklı bölümde eskrim için hazırlanmış 8 adet pist yerleştirilmiş. Bir tarafta antrenman ağırlıklı, diğer tarafta müsabaka temelli bir yerleşim yapılmış. Müsabaka için ayrılan yerde 25o seyircinin oturabileceği basit bir tribün yerleştirilmiş. 85 bin kişinin yaşadığı söylenen bu şehir, İtalya Eskriminin neredeyse %80’ini domine ediyor.
Buradan çıkarılacak dersler olarak şunları özetleyebilirim: Bir spor tesisi yapılacaksa aynı anda birkaç sporun icra edilebileceği mekanlar tasarlanmalıdır. Bu arada yalnızca sporun yapılması değil, giyinme odaları, duşlar, tuvaletler, küçük ofisler, basit masa ve sandalyelerin kurulabileceği alanlar (Öğle yemeklerini herkesin birlikte alabilecekleri) planlanmış ve kullanılıyor. Duvarlarında 1800’li yıllardan bu yana eskrime hizmet etmiş insanların fotoğraflarının bulunduğu, aktif yaşayan bir tesis denilebilir.
Akşamında oradaki bir restoranda, Osmanlı usulü hazırlanmış Rizzoli öncesinde köpüklü içecekler yanında olağanüstü lezzetlere sahip peynirler, küçük kanepeler menüde yer almıştı. Tertemiz garsonlar ve servisi bizzat kendisi yapan restoranın sahibi ve aynı zamanda şefi…
Peynir deyince yazımı burada bitiriyor ve doğru Otantik Gurme’ye gidiyorum. Bakalım Oktay’ın peynirleri ne durumda?
Tahmin edebileceğiniz gibi spor yalnızca iki kişinin ve iki takımın mücadelesi değil, sanat, estetik, çok fonksiyonel binalar, yemek, içecek, lezzet ve iletişim becerisidir. İnsanlarımızı yetiştirirken bu faktörleri de dikkate almalıyız.
Gelecek defa başka bir örnekle birlikte olacağız.
Bu makale 723 kez okundu Yükleniyor...
|