SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() BU KAVGA BİTER Mİ?![]() Toplumumuzda kötü bir alışkanlık var; herkes konuşurken hep birinci tekil kişi ağzı kullanıyor. Ben aldım, ben verdim, ben kırdım... Futbol takımlarımızda teknik adam kıyımı yaşanıyor. Adam sabah uyandığında işine son verildiğini öğreniyor. Sorulduğun da: “Haberim yok!” diyor. Başkan’a soruluyor, yanıt şu: Başkana böyle soru soramazsın… Teknik adam “istifa ettim” diyor. Başkan: “İşine ben son verdim” açıklamasını yapıyor… Bir başka teknik adam üzüntüsünden, “artık yönetimle avukatım konuşacak!” diyor. Kendi öz adamlarımızı bile küstürüyoruz. Konuşma biçimimiz hep kırıcı, bir daha yüz yüze gelemeyecek havalarda… İlk sözüm şu: Futboldan gelmeyen yöneticiler, ne Samet Aybaba’dan daha Beşiktaşlı, ne Aykut Kocaman’dan daha Fenerli, ne de Tolunay Kafkas’tan daha Trabzonsporludurlar… Aradan yıllar da geçse, takımları için ter döken bu sporcular, anılacak, hatırlanacaktır. Başkanlar mı? Beş altı hafta sonra zor hatırlanırlar. Gündüz Kılıç, Süleyman Seba olmak öyle kolay değil… İkinci sözüm: Unutmayalım ki, kulüplerin yönetim kurulu sadece başkan değildir. Sadece, “Ben, ben…” diye konuşulursa, farkında olmadan yönetimdeki arkadaşlarını kırdıklarını, hiçe saydıklarını unutmayalım. Üçüncü sözüm: Teknik adamlarımızın bir dernekleri yok mu? Var.. Onur kırıcı davranışlardan kim koruyacak bu kimseleri? Onlar değil mi? Sesleri çıkmıyor! 1964 -1965’lerde İtalya’da İnter’in başında Arjantin asıllı Helenio Herrera diye bir adam vardı. İnter’e üst üstte iki kez Avrupa Şampiyonlar şampiyonluğunu kazandırmıştı. Bütün İtalya onu ayakta alkışlardı. Ve İnter’in başına Herrera adının Eskiden, üç büyükler arasında transferler pek görülmezdi. Fenerli Selim Beşiktaş’ta oynardı ellili yılarda. Sonra Fener’e geçti. Bir de Şenol, Birol vardı Beşiktaş’ta “Şenol Birol Gol…” diye inlerdi İnönü Stadı…. Şimdi o ikili Fenerli mi, Beşiktaşlı mı? Transferlerde artık müşteriler birbirlerinin adamını ayartmaya giriyorlar. Fiyatları anormal rakamlara yükseliyor futbolcuların. Randıman alınmayınca çuval dolusu paralar güme gidiyor. Kulüpler sıkıntıya giriyorlar. Büyükler var olduğu söylenen centilmenlik anlaşmasına uysunlar lütfen. Ve de konuşmalarımızda daha tutarlı, daha ağırbaşlı ve yapıcı olalım. Yoksa... Yoksa mı? Futbolumuz kavga ile başlar, kavga ile sürer. Söylemek hoşuma gitmiyor ama, bakın Ulusal takımımızı bitirdik… Futbol sorumluları “Hazırlık maçları” diye bir martaval tutturdular. Yen yenil kimseden ses çıkmıyor... Ulusal Takım göğsünde bayrağımızı taşırken, bunun hazırlığı- mazırlığı olmaz!
Bu makale 408 kez okundu Yükleniyor...
|