SON DAKİKA
BÜYÜKLER BÜYÜK KALMAYI BİLMELİ!..
BÜYÜKLER BÜYÜK KALMAYI BİLMELİ
Yıllardır “Dört Büyükler” deyip allı pullu yazılar yazıyorduk. Son zamanlarda Trabzonspor büyükler arasından ortalara geriledi… Kendi sahasında bile arka arkaya mağlubiyetler aldı. Hele deplasmanlarda tam sekiz maçtır kazanamadı. Bu yıl adeta bir kâbus yaşıyor. Umarız ilerdeki haftalarda kendini bulur, biz de onları alkışlarız… İstanbul’un üç büyükleri, kendi aralarında yarışı sürdürürken, geçen sezonun üç kupalı Galatasaray’ı Hamza Hamzaoğlu’nu uzaklaştırdıktan sonra, Mustafa Denizli ile dengesini tutturamadı ve bir kaosa sürüklendi. On maçtır dış sahada kazanamıyor. Düşme korkusu içinde kıvranan Eskişehir’e 4-3 yenildi. Bu ne demektir? Yılların büyük takımı Galatasaray havlu atmış durumda…Taraftarların tek umudu, Fenerbahçe ile yapacakları derbiyi kazanmaya kalmış görünüyor. Ama verdiği resim Galatasaray’ın büyüklüğüne yakışmıyor… ŞAMPİYONLUK YARIŞINDA İKİ BÜYÜK KALDI Fener kendi sahasında Osmanlıspor’a diş geçiremedi. Büyük umutlarla getirilen iki iyi vurucu, Van Persie ve Fernandao yanlış bir tutumla birbirinin alternatifi değil, çürütücüsü oldular. Ve Fenerbahçe tatsız tuzsuz golsüz bir beraberlikle, şampiyonluğu tehlikeye soktu. Hiçbir büyük takım, hele 100 küsur yıllık bir takım, böylesine kritik bir karşılaşmada, yeni kurulmuş bir takıma kendi sahasında puan vermez, vermemeli. Veriyorsa “Büyüklüğü” tartışılır. Ancak Osmanlıspor futbolcularının, maç sonunda rakiplerini teselli etmeleri sevindirici bir centilmenlik örneği idi. Böyle sahneleri özlemiştik doğrusu. O sporcuları candan kutlarım. Gelelim son büyük Beşiktaş’a… Yarışta en öndesin. Takipçinden üç puan yukarıdasın. Kazanacağın üç puan seni yarışta moral ve bedensel olarak çok daha önlere götürecek.Takıma bakıyoruz, bir yıldır düşüşte olan Olcay gene ilk 11’de… Son haftaların en flaş oyuncusu (Milli Takım’da da çok başarılı idi) Cenk gene yedek. “Son on dakikalık” oldu bu çok hevesli, severek oynayan genç… Fernandao’yu söndüren Pereira gibi… Şenol hoca da korkarım Cenk’i söndürecek. Kaç maçtır büyük bir tutukluk içinde olan Gomez acaba gerektiği kadar yardım göremiyor mu? Gol yollarındaki tutukluğu, teknik heyetin gözünden kaçacak cinsten değil. Beşiktaş’ın gerçekte ciddi sorunları var. Birincisi iki yıldır stadı yok. İkincisi kalecisi yok. Oyuncular kalecisine güvenmezlerse, teknik adamlar hiçbir taktik uygulayamazlar. Üçüncüsü savunmasını bir türlü kuramadı. Süratli adamları yok. Küçük takımların süratli oyuncuları müdafaayı allak bullak ediyor. Ara transferde alınan hiçbir oyuncu Beşiktaşlık futbolcu değil. Bir de sarı bek Beck… PTT 1. Ligde onlardan çok iyi gençler var. Geçen yıldan beri süren savunma bozukluğu, bir türlü giderilemedi. Peki bu alt yapılar nerde ve niçin varlar? Bu durum Beşiktaş gibi geçmişi büyük takımlara yakışmıyor. Şampiyonluk mu? Siz zihinsel olarak şampiyonluğa inanmazsanız, ona göre oyun oynamazsanız, bütün çabalar boşa gitmeye mahkumdur. Kasımpaşa mağlubiyeti (Hele Fenerbahçe’nin beraberliğinden sonra) şanslarını çok ciddi biçimde azaltacağa benziyor. Kalan yedi hafta içinde yepyeni bir şampiyon adayı görürsek çok şaşırmayalım. Bizim takımlar genel olarak bedensel hazırlıklarda başarılı olsalar da psikolojik hazırlıklarda hep sınıfta kalıyorlar. Gol yiyen takımlar hemen çöküntüye giriyor. Takımlarımızın Avrupa maçlarındaki başarısızlıklarında bunlar açık seçik belli oluyor. Moralleri çok çabuk bozuluyor. Bu konu kanımca üzerinde durulması gereken önemli bir sorundur. Bir de oyun dışı hatalar oluyor; özellikle yöneticilerin hataları… Örneğin Beşiktaşlıların maçtan önce “Şampiyon olmuşlar edasında” yeni stadı gezmeleri düşünülürse… Buradaki yanlışı Kasımpaşa maçındaki skorda gördük. Özetlersek, Takımların ille de bir psikologa ihtiyaçları görmezlikten gelinemez… Bu makale 588 kez okundu Yükleniyor...
|