SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() DEFANS MI, O DA NE?..![]()
Yusuf YALKIN [email protected]
Yıllar önce İtalyanların kulüp takımları başta olmak üzere Milli takımlarında da öncelik, savunmayı "sağlam" tutmaktı. Göze hoş gelmeyen bir futbol olarak tanımlayanlar çoğunluktaydı bu oyun anlayışını...
Bazı futbolseverlerin izlerken çok sıkıldığı, bazılarının ise "Adamlar gol yememeyi başarıyor" diyerek saygı duyduğu İtalyan savunma futbolu "Catenaccio taktiğine" dayanır.
* * *
Peki, nedir bu Catenaccio?
Aslında bunu ilk uygulayan sanıldığı gibi Helenio Herrera değil... 1938 Dünya Kupası’nda İsviçre Milli Takımı’nın teknik direktörlüğünü yapan Avusturyalı Karl Rappan, takımının çok gol yeme sorununa çözüm arıyordu. Rakiplerin hücum oyuncularının kendi stoperlerini geçtiğinde ya da stoperlerin arkasına top atıldığında çok rahat kaleciye karşı karşıya kalındığını gören tecrübeli teknik adam, kaleci ile 2 stoper arasına bir adam daha koyarak, bu futbolcuyu defanstan seken topları uzaklaştırmakla görevlendirdi. Rappan’ın bu taktiğe verdiği isim de Türkçe “kilit” anlamına gelen Fransızca “verrou” kelimesi oldu. Defansta serbest oynayıp seken topları toplayan futbolcuyu da “verrouilleur” yani süpürücü (Sweeper) olarak çağırdı. Böylece Catenaccio fikrinin başlangıcı oluştu.
Ama, Catenaccio’nun asıl uygulayıcısı olan teknik adam Helenio Herrera, Inter ile ligi domine ederken İtalya’da futbol sil baştan yazılıyordu. Helenio Herrera, eleştirilmesine rağmen bu sistemiyle Inter’e 2 Şampiyon Kulüpler Kupası, 2 Kıtalararası Kupa, 3 Serie A Şampiyonluğu ve 1 İtalya Kupası kazandırmıştı. Öyle ki; 1970 Dünya Kupası’nda final oynayan ve 1982 Dünya Kupası’nı müzesine götüren İtalya Milli Takımı da aynen bu taktikle oynuyordu.
* * *
Her neyse fazla uzatmayacağım...
Gelelim bizimkilere...
Gol atmayı, öyle ya da böyle beceriyoruz…
Orta alanı şekillendirebiliyoruz…
Ama sıra savunmaya gelince; işler çoğu zaman iyi gitmiyor!..
Öğretemediler gençlerimize defans yapmayı bir türlü…
Savunma yapmak demek, sadece kalenize yapılan hücumu önlemek, tehlikeyi bertaraf etmek değil; aynı zaman da topu isabetli biçimde oyuna sokmaktır.
Bunların her ikisi de, “Rakibin hücumunun iyi kesilmesi ve savunma oyuncularının kazanılan topu oyuna isabetli sokulması” ligimizde “Doğru” yapılamıyor!
Anımsayacaksınız; büyük önderimiz M. Kemal Atatürk, yabancı konuğunun üzerine yemek döken garsona kızmak yerine, “Azizim, bu millete her şeyi öğrettim. Bir tek garsonluğu öğretemedim” demiştir.
Futbolda, her şeyi değilse bile, çoğu şeyi öğrendi sporcularımız; sağlıklı ve doğru “Defans yapmak” dışında…
Okul takımındaki çocuktan, amatör ekiplerde top koşturan gence, kulüp takımına yükselmiş profesyonelinden, Ay Yıldızlı takıma seçilmişine kadar büyük çoğunluğu (Milli takımlarda son bir kaç yıl hariç) “Defans özürlü” bizim ligimizdeki futbolcuların…
Öğretilemiyor mu, öğrenemiyorlar mı?
Asıl bu, ciddi ciddi “Tartışılması gereken” bir durum!..
Çünkü, sporcuların “Yeteneksiz” olduklarını söyleyerek geçiştiremeyiz bu konuyu…
Gerçekten yetenekliler ancak...
Sıkıntı, “Büyük ölçüde” öğretenlerde galiba?..
Beden eğitimi öğretmenlerinde…
Alt yapı çalıştırıcılarında…
Amatör takımdaki antrenörlerde…
Profesyonel kulüplerdeki teknik adamlarda…
Milli takımdaki hocalarda…
Belki de hepsinde!
İyi bayramlar!
* * *
ÖNEMLİ NOT: Şampiyon olduğu dönemlerde, Teknik Direktörler A.Suat Özyacı ve Özkan Sümer zamanında Trabzonspor bu "savunma zaafını" en aza indirerek başarıya ulaştılar. Bu gerçeği de unutmayalım...
Bu makale 18 kez okundu Yükleniyor...
|