SON DAKİKA
DÜNYA ESKRİM ŞAMPİYONASI!..
Sonu çift rakamla biten her iki yılda bir düzenlediğimiz sempozyumun daha da güçlenmesi için bu defa Filibe’ye sefer yaptık. Osmanlı İmparatorluğunun 500 yıl kaldığı bu topraklardaki şimdiki adı Plovdiv olan yer burası. Bir tarafta sayısı hızla azaltılmış emanetler diğer tarafta eski Komünist yapılar, AB desteği ile ayakta durmaya çalışan bir yapı, artan hayat pahalılığı… Sokakta büyük ıhlamur ağaçları, bu mevsimin ılık yağmurları…
Bu düşünceler içinde Dünya Eskrim Şampiyonasının yapıldığı fuar alanındaki salona ulaştık. Bir tarafta en az 15 pistlik bir antrenman alanı ayarlanmış. Salonun içinde ofisler, kayıt merkezi, sağlık, vb. birimler yer alıyor. Diğer tarafta ortada merkez pist konuşlandırılmış, etrafta pistler ve kılıçların dansı… Başlangıcından bu yana 1800’e yakın sporcu Plovdiv’e konuk olmuş. Plovdiv’de neredeyse herkes Türkçe konuşuyor. Kaldığımız otel aynı zamanda organizasyon oteliydi. İşletenleri Türk ve son derece titiz bir yönetim anlayışına sahiptiler. Müsabakalar esnasında çeşitli ülkelerin eskrim sorumluları ile görüşmelerde bulunduk. Özellikle eskrim ve bilim sempozyumu, yazın yaptığımız eskrim yaz kampları, ikili çalışmalar gündemimizin ana maddeleri idi… Yanımda götürdüğüm materyalleri konuşma yaptıklarıma ilettim. FIE’nin Asbaşkanı Ana Pascu ile de görüşme yaptıktan sonra Plovdiv çalışmamız bitti. Plovdiv’e gitmek için Sofya’ya uçakla varışımızdan sonra otomobil kiraladık. Yol 140 km kadardı, otoyol şeklinde yapılmış bir karayolu idi. Dönüşte Sofya’ya aynı şekilde araçla ulaştık. Şehrin merkezinde konakladık. Restorasyonu yapılmakta olan Camimizi ziyaret ettik. Şehrin iki yakasını kısaca turladık ve sonra havalimanına yöneldik. Uçağımıza bindik ve İstanbul’a indik. İnişte hafif (!) bir türbülans nedeni ile uçağımız pisti pas geçti ise de heyecan yaratması iyi oldu. İkinci kez denemede sağ salim tekerlekler yere konunca herkesin alkışları biri yabancı diğeri Türk olan kokpit pilotları için keyif verici olmuştur sanırım. Eskrim hakkında onlarca konuyu konuşma fırsatımız oldu. Yanımda Eskrim Federasyonu Asbaşkanı Dr. Ahmet Duvan ve aynı federasyonun Dış İlişkiler yetkilisi Dr. Bilgehan Baydil bulunuyordu. Bazen yönetim, bazen teknik ve çoğu kez bilimsel temelli tartışmalarımız gelecek odaklı oldu. Sporcu yetiştirilmesi, antrenör gelişimi, müsabaka modelleri, antrenman periyotlaması sıkıntıları, kulüp ilişkileri masaya yatırıldı. Kısa ve basit çözüm önerileri kayda alındı. Böyle bir şampiyona Türkiye’de yapılabilir miydi? Hiç kuşkusuz evet. İzlenimlerim, bizim bu işleri daha iyi yapacağımız şeklindedir. Eskrim’in bilim tarafının güçlenmesi gerekiyor. Daha fazla araştırma yapmak ve daha fazla bilimsel sonuçlardan faydalanmak şart… Detayları bir başka yazımda toparlarım. Son yıllar içinde Avrupa’da iki, Akdeniz’de bir madalya almış, yapısal olarak faaliyete katılan il sayısı artmış bir federasyon şimdi başka bir yaklaşım sağlıyor. Kuşkusuz, Kocaeli Üniversitesinin çeşitli paydaşları ile iki yılda bir yapmış olduğu eskrim ve bilim sempozyumu daha iyi bir eskrim yol haritasının çizimini başlatmış olabilir. Burada tarafların iyi niyetleri, Kocaeli Eskrim Ailesinin yapmış olduğu faaliyetler işin şekillenmesinde belirleyici olmuştur. Bir başka yazımda ailenin bu spora kattıklarından söz edeceğim. Çünkü aileler olmazsa başlangıçta bu sporun yapılması neredeyse imkansız gibi görünüyor. Etrafımdakileri izlerken başka şehirlerde de benzer tabloları izledim. Şimdi bu yazıyı okuyan herkes eğer sporcu ise ve spor yapmaya devam ediyorsa anne ve babasına teşekkür etsin! Bu makale 573 kez okundu Yükleniyor...
|