SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() ERKEKLER AVRUPA HENTBOL ŞAMPİYONASI'NDAN İLK İZLENİMLERİM!...
Danimarka’daki Avrupa Erkekler Hentbol Şampiyonasında ilk maçlar oynandı. Favoriler kazandı…
Danimarka, kendi seyircisi ve Prensi’nin de seyrettiği maçı rahat kazandı. İzlanda, İspanya, Fransa, Hırvatistan ya da İsveç’in galip gelmesi bizi hiç şaşırtmadı. Sırbistan ve Polonya arasındaki mücadeleyi ise bekliyorduk. Polonya eğer son hücumu iyi kullanmış olabilseydi bu maç belki beraberlikle biterdi. İlk maçlar neticesinde en ilginç sonuca ise Avusturya imza attı. Dokuz oyuncusunun, kapı komşusu olan Almanya da top oynadığını öğrendiğimizde ise bu şaşkınlığımız geçti…
Avrupa Şampiyonasında şu ana kadar sekiz maç seyrettik. Galip gelen veya mağlup olan tüm takımlar çok donanımlı. Hepsi güçlü, hepsi dayanıklı, hepsi çabuk, hepsi teknik, hepsi çok iyi hazırlanmış… Bütün takımlara ve oynanan müsabakalara şöyle bir baktığımda, dikkatimi çeken ilk şeyin, bir Avrupa Şampiyonası olmasına rağmen, tecrübeli oyuncular kadar genç oyunculara da sahada şans verilmesiydi! Dün sahada güveni tam bir oyuncu olarak gördüğümüz Danimarka’lı Mads Mensah Larsen, Rusya ağlarına dört gol bırakan Fransız sol oyun kurucu Mathieu Grebille, Oleg Kulechov’un kendine şans verdiği Rus Sergey Kudinov bunlara birer örnek… Böyle büyük turnuvalarda, genç oyuncular yedek bankında oturur ve son alternatif olarak düşünülür; genellikle bu atmosferi yaşamış, üstün tecrübeye sahip daha deneyimli oyuncular tercih edilirdi. Turnuvaya iyi başlamak ve bir üst grup için önemli bir adım olan ilk maçta bu oyunculara yer vermek, onlara bu güveni aşılamak, bu cesareti hissettirmek benim için en önemli detaydı…
Avrupa Şampiyonasında yer alan takımlara şöyle bir baktığımızda, aslında takımların birbirine çok yakın bir güce sahip olduğunu görüyoruz. Oyun kurucular oyun kurucu gibi, pivotlar pivot gibi, kanatlar kanat gibi, kaleciler, hepsi birbirinden muhteşem!.. Hemen hemen hepsi Avrupa’nın en iyi takımlarında forma giyiyor, hepsi üst düzey maçlar oynuyorlar… Ancak maçlarda sonucu “küçük detaylar” etkiliyor! Korkusuzca her pozisyonda Sırp savunmasını geçmeye çalışan ve bunu başaran Polonya’nın sol oyun kurucusunu buna olumlu bir örnek olarak gösterebiliriz. Ya da tam tersi, belki beraberlikle bitecek olan maçın son beş saniyesinde, bir kanat için çok uygun pozisyon olmasına rağmen atışa girmeyen sol kanat oyuncusu bir olumsuz örnek olarak çıkabiliyor karşımıza…
Şimdiden fikrimi söylüyorum. Biz bu Avrupa Şampiyonasında, İster kısa, ister uzun mesafe, ister sekerek, ister dönerek benim için hiç fark etmez, kaleye gelen her topu çıkarırım, o toplar benim için ne ki diyen kalecileri… İki ya da üç kişi önemli değil, her pozisyonda her topu almaya, her topu gole çevirmeye çalışırım, gol olmazsa bile yedi metre yaptırırım diyen pivotları… Önümdeki duvar iki metre bile olsa o duvarı geçer, o duvarın üzerinden sayı yapar ya da o duvarı deler geçerim diyen oyun kurucuları… Bir oyun kurucu kadar alanım, bir pivot oyuncusu kadar görüş açım olmasa bile, her türlü sıçrayışla ve atış türüyle o topu sayıya çeviririm diyen bir kanat oyuncularını… Bana fırsat verenleri mahcup etmeyeceğim, bende en az abilerim kadar iyi oynayabilirim diyen çaylakları… Kenarda oturan tüm sporcularıma güveniyorum, bu maçların üstesinden gelebilecek cesarete sahipler diyen teknik adamları… Göreceğiz, izleyeceğiz! Bu makale 445 kez okundu Yükleniyor...
|