SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() ESKİŞEHİR SEYAHATİ ÜZERİNE...![]()
Eskişehir seyahati üzerine...
Zaman zaman çeşitli sebeplerle yurt içi ve dışına olan görev seyahatlerim devam ediyor. Bu defa Kıbrıs ve Eskişehir toplantılarına katıldım. Kıbrıs için çok dikkatli olmam gerekiyor. Orası için çok ayrı bir yazıyı kaleme alacağım. Ama önce Eskişehir… Önemli bir görev nedeni ile bu haftanın başında Eskişehir’de bulundum. Birçok Üniversiteden gelen akademik düzeyi oldukça yüksek arkadaşlarımla bir arada olma şansı yakaladım. Kimimiz tren ile kimimiz ise kendi özel araçları ile geldiler. Bazen uçak, otobüs veya tren saatleri ulaşılması gereken saat diliminde o kentte olmayınca kişisel ulaşım araçlarımız devreye giriyor.
Gittiğimiz yer Eskişehir Teknik Üniversitesi. Spor Bilimleri Fakültesi bu yeni Üniversiteye bağlanmış. Anadolu Üniversitesi ile artık ilişkileri kalmamış. Hani oradaki çeşitli sınavlar var ya, oralarda artık sanıyorum görev alamıyorlar. Yerleşkelerinin karşısında bir yurt binası inşaatı yarım kalmış vaziyette duruyor. Anadolu Üniversitesi döneminde başlamış ama bu alan yeni Üniversiteye yakın olunca inşaata ara verilmiş. Yüzlerce, binlerce öğrencinin yurt ihtiyacının bulunduğu bu devirde bu yurdun derhal tamamlanması için gereken girişimlerin yapılması elzem bir durumdur. Bir başka konu ve ne yazık ki dehşete kapıldığım bir hadise diyebiliriz; bu Fakültenin tam karşısında bir hava alanı bulunuyor. Eğitimler için kullanıldığı ama bu yeni Üniversiteye bağlanınca orada görev yapan eğiticilerin ayrıldıklarını duydum. Eğitici dediklerim aslında aynı zamanda uçuş pilotları… Evet demiryolu denilince belki de ilk akla gelen şehrimiz olan Eskişehir’de neden hava alanı (Ki buranın diğer karşısında askeri havalimanı da bulunuyor) ve uçuşlar için daha fazla bir girişim yaratılmaz? Bunu hayretler içinde dinledim. Bir girişimcinin burayı kullanmak istediğini ama henüz sonuçlanmadığını da öğrendim… Bakınız, Sabiha Gökçen Havalimanı Ali Sabancı’nın Pegasus’u ile canlandı, büyüdü, gelişti. Oranın en küçük zamanlarından itibaren uçmaya başlayan bir yolcu olarak, gelişimini yıl yıl izledim. Bugünlere gelindiğinde yalnızca Pegasus değil, başta Turkish Airlines (THY) olmak üzere birçok şirketin uçağı Dünyanın her yerine gidip geliyor. Eskişehir Havalimanı da bunu yakalayabilir. Ben eminim, bu işletme ve yönetişimini Eskişehir Ruhu gerçekleştirebilecektir. İsteyen olursa isim bile verebilirim… Bu zamanda her sektörde hız önemli bir konu olarak karşımızda duruyor. Bırakın saatleri, dakikalar bile çok kıymetlidir. İnsanlarımızın daha hızlı yol alacakları sistemleri kurmak ve yürütmek yönetimlerin ve yöneticilerimizin görevidir. Buradan Cengiz Topel’e geliyorum: Şehrin içinde ve insanların Kocaeli’nin her yerinden en fazla yirmi dakika içinde gelip uçağa binebilecekleri bir mesafedeki bu havalimanı için çeşitli gayretler göstermeliyiz. Çok defa Ankara’ya buradan gidip geldim. Uçağın havada kalış süresi 30 dk civarında idi. Birkaç kez çay-kahve servisi yapılırken, orta bölümde oturduğum için, tam çay bardağını masama koyacakken, şu anonsla karşılaşıyordum: “Masanızı kapatıp, koltuğunuzu dik duruma getiriniz!” Bu yüzden daha sonraki uçuşlarımda ya ön ya da arka taraftan bir biniş kartı almayı tercih etmeye başlamıştım. Elimizdeki bu imkânları çok daha iyi biçimde değerlendirmeliyiz. Bu ülkede her kent ve her yatırım son derecede önemlidir. Türkiye büyük bir ülkedir ve her bölgeye özel ulaşım olasılıkları yurttaşlarımızın hizmetine sunulmalıdır. Atıl hiçbir yer bırakılmamalı, maksimim düzeyde kullanımı teşvik edilmelidir. İyi bir hafta dileği ile… Bu makale 470 kez okundu Yükleniyor...
|