FABRİKADA KORO!..

Birçok Üniversite ya da araştırma kuruluşları kendi alanlarına ilişkin bilimsel temelli toplantılar düzenliyorlar. Bu türden toplantı ve organizasyonlarda yer ve teknoloji oldukça yüksek düzeyde önem kazanıyor.  Düzenlemenin yapılacağı merkezin belirlenmesinde, katılımcıların bulundukları bölgeler ve mesafeler değerlendiriliyor.

Üniversitelerimizin sayısız toplantı salonları ve rahatlıkla bir büyük kongreyi düzenleyebilecek merkezleri olmasına rağmen nedense son yıllarda Akdeniz bölgelerinin otelleri tercih ediliyor. 

Oraların seçilmesinde hafiften bir turizm kokusu sezilse de organizatörlerin artık başka merkezleri de gündeme alması gerekiyor. Çünkü bu tür yerlere giderken ulaşım masrafları arttı, konaklama ve kongre katılım ücretleri derken astarı yüzünden pahalı olmaya başladı.

Geçen perşembe akşamı enteresan bir aktiviteye tanık oldum. 30 ayrı sanatçıdan oluşan Rezonans isimli bir koro, Gedik Kaynak Fabrikası içinde yer alan robot bölümünün tam ortasında bir konser verdi. Tamamen insan seslerinden oluşan eserleri büyük bir ustalıkla sergilediler. Koro şefi olan Burak Onur Erdem, seslendirilen her parça için, başta bestecileri olmak üzere çeşitli açıklamalarda bulunarak dinleyicilere doyurucu bilgiler aktardı. 

Şimdi buradan bazı dersler çıkarmak istiyorum: Yalnızca insan seslerinden oluştuğu için bir fabrika hangarı içinde, etrafta çeşitli robotların bulunduğu bir alanda sergilen bu performans oldukça başarılı idi. Bunda kuşkusuz Hülya Gedik hanımefendinin sanata yönelik geniş ufkunun rolü büyük olmuştur. Çünkü konserden yaklaşık bir ay kadar önce beni ziyarete gelen İstanbul Gedik Holding Sanat Danışmanı Caner Akgün ile yaptığım konuşmalar bugünün ipuçlarını veriyordu. Sonuçta bir geniş dönemi takvimleyen program netleşti ve artık Üniversitemizin çeşitli merkezlerinde “Birleştirir. Sanat için” sloganlı aktiviteler çalışanlarımız, öğrencilerimiz, hocalarımız tarafından izlenmeye başladı.

Görüldüğü gibi, bazı mekanlar ve alanlar hem sanat hem de bilim için, bilimsel toplantılar için kullanılabilir. Konferans salonları, toplantı salonları çeşitli içeriklerle bir araya gelen bilim insanlarına açılabilir. Hacettepe Üniversitesinde olduğum yıllarda Spor Bilimleri Kongrelerini Merkez yerleşkedeki “M”, “R” ve “S” isimli salonlarında düzenliyorduk. Sosyal ve diğer ihtiyaçlar için bu kampüsün imkanlarını kullanıyorduk. Oralardan aldığımız geri dönüşler hep olumlu idi…

Demek ki, istenildiğinde daha farklı yer ve mekanlarda küçük teknolojik dokunuşlarla hem bilimsel toplantılar hem de sanatsal performans aktiviteleri düzenlenebiliyormuş. Kuşkusuz, enerji, aydınlatma, ses ve ışık sistemleri, kahve molaları, küçük sandviçler, görüntü araçları, masa ve sandalyeler, kalemler, küçük not defterleri, kısa mola alanları gibi çok farklı konular bu işin içinde yer alıyor olsa da bunlar yapılamayacak hizmetler değildir. İyi bir planlama her şeyin üstesinden gelir. 

Bu konuyu tekrar gündeme getirmemin sebebi her iki alanda da pratik çözümlerle iş bitirmek gerekliliğini sizlerin dikkatlerine sunmaktır. Net bir hedef, doğru insan kaynakları ve iyi bir planlama ile gerçekleşemeyecek hiçbir aktivite yoktur. 

Bu vesile ile herkese bilim ve sanat dolu bir hafta diliyorum.