SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() FEDERASYON MU, OLİMPİYAT KOMİTESİ Mİ?
Geçtiğimiz günlerin birinde Ankara’da katıldığım toplantı esnası ve sonrasında aklımdan geçenleri sizlerle paylaşmak istiyorum: Eğer bu yapı Olimpik sistem içinde de böyle ise söz konusu yaz olimpiyat oyunlarını alamayız! Diyeceksiniz, “Ne alaka?”…
Aslında üzerinde çalıştığımız konu yeni bir yapılanmanın ayak seslerini çağrıştırıyor. Her şey apaçık masaya yatırıldı, hedefler konuldu ve planlar yapıldı. Tek sorun insan kaynakları ve bu işe ayrılacak bütçede kilitlenmiş gibi… Gelecek birkaç hafta içinde sanıyorum problemler çözülecek, işler yoluna girecek… Hangi spor olduğunu müsaade ediniz daha sonra açıklayayım. Ama gördüklerim, konuşmalar, yaşanmış hikâyeler tablonun karanlık olduğunu saklayamıyor. Devlet devlete düşman edilmiş... Çok iddialı bir cümle ama olayı ancak böyle özetleyebilirim. Bilir misiniz, sporu yöneten devlet kuruluşları ile yine sporun olimpik kanadını yöneten olimpiyat komiteleri arasında çok ciddi bir çekişme hatta başka bir deyişle çatışma bulunur. Merak etmeyin canım, yalnız bizde olmaz bu, başka ülkelerde benzer sorunlar yaşanır. Bunun kaynağındaki neden, paranın başkasında, yönetenin ise başkası olmasından kaynaklanır. Sporu yönettiğini iddia edenler aslında rutin kurallar içinde sporcu yetiştirmeye ve takımları oluşturmaya çalışırlar. Ama olimpiyat oyunları denildiğinde sporcuları ve takımları yollamaya yetkili tek mercii ulusal olimpiyat komiteleridir. Başkan’ın veya onun yetkilendirdiği Genel Sekreterin imzası olmadan hiçbir sporcu oyunlar için akredite edilemez. Böyle olunca da çekişme ve çatışma had safhalarda devam eder. Halk dilindeki “Parayı veren düdüğü çalar” özdeyişi bu sistemde geçerli değildir. Sporların gelişmesinde, karşılaşmaların düzenlenmesinde doğrudan yetkili olan federasyonlar olimpik oyunlara giderken iki önemli sınavdan başarı ile çıkmak zorundadırlar. Hem ulusal hem de uluslararası müsabakalarda gerekli organizasyonları düzenlemek, katılmak ve başarılı olmak zorundadırlar. Bu konuda devlet müthiş bir destek vermektedir. Paranın kaynağı yeni dönemde Gençlik ve Spor Bakanlığı ile yetkili Genel Müdürlüktür. Federasyonlar her ne kadar özerk oldularsa da devletten para almayı alışkanlık haline getirdikleri için hâlâ en iyi sponsor devlettir. Özerkliği, devletin bir bütçe olarak verdiği parayı özgürce harcayabilme olarak gören federasyonlar hallerinden memnundurlar. Ama bu federasyonların sporcularının kaç tanesi ne kadar madalya getirmektedir? Bunu tartışmaya ne zaman başlayacağız? Başarısız olduğumuzu ne zaman anlayacağız? Beş madalyanın arkasında daha ne kadar saklanacağız? Şimdi yurt dışında olan bir arkadaşım söylemişti, “Federasyon başkanlığı seçimlerinde neredeyse %80 oranında aynı başkanlar seçimi kazanmışlar. Demek ki biz Olimpiyat Oyunlarında başarılıyız!” Yorumu sizlere bırakıyorum. 16 Mart 2013 günü TMOK yeni yönetim Kurulu üyelerini seçecek. Uğur Erdener ve arkadaşları 2020 için zaten çalışmalara başlamışlardı. Şimdi herkese düşen görev 7 Eylül’e kadar ve her zaman hepimizin şevkle çalışmasıdır. Yapmamız gerekenler çok basit: Her sabah birbirimizi görünce “günaydın” diyelim. Hep gülümseyelim, işimizi daha iyi yapalım, sağlığımızı koruyalım, spor yapanları teşvik edelim…
Bu makale 517 kez okundu Yükleniyor...
Yorumlar yüklenirken lütfen bekleyiniz...
|