GAZANFER BİLGE'YE HAK İADESİ!..

Uzun seneler önce Olimpiyat Oyunlarına katılabilmek için mutlaka tam amatör olmak gerekiyordu. Hiçbir kurum ve kimseden yardım almak hele para almak bile yasaktı. Sporcular nasıl ve hangi şartlarda antrenman ve spor yapıyorlardı? Kimler gizlice yardım edebiliyordu? Bu sorulara doğru yanıt bulabilmek neredeyse imkansızdır.

Pierre de Coubertin, 1894 senesinde ortaya attığı modern olimpiyat Oyunları fikri, günümüz dünyasında müthiş bir katılımla devam ediyor. İlk yıllarda bu amatörlük sözcüğü epeyce sporcunun başını ağrıttı. Yüzlerce sporcu amatörlük ruhundan çıktığı için olimpik yarışlara alınmadı. Bunlardan br tanesi Rahmetli Gazanfer Bilge idi. Bu sporcumuz Güreş sporunda zamanının en iyi derecelerini yapmış, Londra’daki 1948 Olimpiyat Oyunlarında madalyanın altın olanına erişmişti.

1952 Helsinki Olimpiyat Oyunlarında, oraya gitmesine rağmen güreş müsabakalarına katılmasına izin verilmedi. Gerekçe olarak bir bankanın kendisine verdiği ödülün amatörlük ilkesine karşı bir davranış olması gösterildi. Miktarın ne olduğu bence önemli değildir. Ama hiç kimse bu konuda net bir açıklama yapmak istemiyor. Bu olayı aslında geçmiş zamanda bazı dergi ve kitaplarda okuduğumu hatırlıyorum. Hatta kendisini tanıma fırsatı bulduğum yıllarda kıymetli eşinin de bulunduğu bir ortamda oraya gittiğinde yarışamayacağını öğrendiğini anlattı.

Diyelim, o yıllarda cep telefonları yok, fax henüz icat edilmemişti, telex var mıydı bilmiyorum ama telgraf dediğimiz bir iletişim aracı vardı. Zamanın komitesinin bu konuda haberi neden olmadı? Yoksa bu sporcu kıskanıldı mı? Banka bu destek ödülünü verirken ilgili komiteye sormadı mı? Velev ki, böyle bir hediye verildi, sporcumuza eğer bunu alırsa Helsinki’ye  gittiğinde yarışamayacağını ona söyleyen olmadı mı?

Şimdi, spor ve sporcular için ne kadar paranın harcandığı hesap bile edilemiyor. Zamanın koşullarında yollar yol değil, antrenman ve müsabaka alanı demeye bin şahit denilen ortamlarda yapılan egzersiz ve antrenmanlarla spor yapmaya çalışanlarımızın karşılaştıklarına bakın… Bir de bugüne… Hava sıcaklığından, ışığın azlığından, potanın eğriliğinden nem kapıp antrenmanı reddeden bir sürü sporcu biliyorum.  

O günler ve bu günler arasında çok farklar bulunuyor. Federasyonların seçim ahvaline girdiği bu dönemde her spordaki hak kayıplarını gözden geçirmelerini diliyorum. Güreşte geldiğimiz seviye göz önüne alınırsa durum odada da vahim sayılabilir.

Gazanfer Bilge’nin Helsinki’de güreş müsabakalarına katılma hakkı geriye alınmalıdır. Güreş ailesi bu duruma el koymalıdır…