|
SON DAKİKA
GENÇLERİ NASIL KORUMALIYIZ?
Yaşananlara baktığımızda çocuk ve gençlerimizi her türlü tehlike ile baş başa bıraktığımızı düşünüyorum. Oysa gerek aile gerekse eğitim anlayışımız bu türden tehlikelere karşı oldukça güçlü bir duruş sergiler idi. Okulda çözülemeyen ailede, ailede çözülemeyen okulda çözülürdü.
İşin aslına bakılırsa bütün mesele çocuk ve gençlerimizin sokak oyunlarından uzaklaşmaları ile başlamıştır. Erkekler için sokak futbolu, bazılarımız için arsa futbolu, arsa futbolu derken çocukluğumdan hatırlarım, bir futbol sahasının yanında evi olan bir komşumuz evinin yanındaki arsasına bir voleybol sahası yaptırmıştı. Akşama doğru bizzat kendisi de voleybol oynardı. Kız ya da erkek ortak takımlar oluşturulur en 5 set süren maçlar yapılırdı. O günkü kurallarla oynanan voleybolu düşününce birkaç saatimiz o arsadaki voleybol maçı ile geçerdi.
Gidilen okullarımızdaki beden eğitimi ve spor öğretmenleri son derecede disipline edilmiş spor dersi programlarını uygularlardı. Kasa atlamaları, halat tırmanma, öne takla, salto, geriye takla, kros koşuları, voleybol, cimnastik, basketbol, futbol maçları müthiş bir seyirci desteği ile oynanırdı. O dönemlerden aklımda kalan bir başka detay olarak okuldaki, matematik, coğrafya, fizik öğretmenlerimizin bu takımların başında yönetici olarak görev yapmaları idi.
Aydın’lı olanlar bilirler, bir tarafta Sabri Günaydın, diğer tarafta Hüseyin Özaltın’ın izcileri gidilen kamplardaki dostlukları, hikayeleri anlata anlata bitiremezlerdi. Her zaman yazdığım ve önerdiğim gibi çocuk ve gençlerimizi geleceğe en iyi hazırlayacak sistem izciliktir. 30 km gece yürüyüşleri, tesisleri kendileri tarafından yapılan haftalık kamplar, uyumak için yastık ve yatakların samanla doldurulması ile oluşturulduğu bugün yazıyorum ama kaç kişi bunun gerçek olabileceğini inanacaktır?
Merak etmeyin eskiden doğru dürüst bir sırt çantası bile bulamazdınız. Çözüm basitti. Şeker çuvallarından, yorgan iğneleri ile kendimiz yapardık. Kamplarda, kaldığımız çadırlar devasa yapılardı ama yağmurda su geçirmezdi. Demek ki, 50 yıl önce su geçirmez malzemeden üretilen çadırlar vardı.
Bugün izcilik, kampçılık, trekking, vb. doğa faaliyetleri için inanılmaz özellik ve çeşitlilikte malzeme bulmak mümkün. Gidilecek yükselti, ortam, ısı, vd. etkenlere karşı özel üretilmiş çadırlar, eşyaların saklanmasını sağlayacak ekipmanlar, yemek yapma, koruma, taşıma ve diğer doğa araç-gereçleri uygun fiyatlarda satın alınabilmektedir. Teknoloji gelişti ise buna uyum sağlamak izcilerin en önemli görevleri arasındadır.
Evet, izcilik bir İngiliz askeri olan Baden Powel tarafından kurulmuş bir yapıdır. Andı, türesi, selamı, marşı, düğümleri, kuralları, oyunları, kampları, giysileri, vb. özellikleri olan bir kuruluştur. Ama bu yapı her ülke tarafından kendilerine göre farklılıklar taşıyabilir. Kara, hava, deniz, doğa izciliği gibi bazı çeşitlerinin olduğunu hatırlıyorum. Bu kurumun ya da sistemin hızlı bir şekilde elden geçirilerek, uzay izciliği, nükleer izcilik, radyo yayıncılığı, telsiz kullanımı, spor izciliği gibi yeni yapılara çevrilmesi çok zor değildir.
Gençleri her türlü kötü alışkanlıklardan korumanın yolu bence izcilikten geçmektedir. Bir kampa giden çocuk ya da genç kendi işini kendisinin yapması alışkanlığını kazanmaktadır. Basit el becerileri kazanabilmekteler, bazı sorunları izcilik algoritmasından yararlanarak daha kısa sürede çözebilmektedirler. Velhasıl izcilik, şikâyet etmeyen ve üşenmeyen bir neslin inşasında rahatlıkla organize edilebilir bir sistemdir. Gençlerimizi her türlü tehlikeden koruma yolu izciliktir.
Meraklısına duyurulur…
Kocaeli, 28 Aralık 2025
Bu makale 22 kez okundu Yükleniyor...
|