SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() HENTBOLU UNUTMAYIN!..
2013 Bayanlar Avrupa Şampiyonasında, kendi evimizde düzenlediğimiz Akdeniz Oyunları’nda ve birkaç kez de Süper Lig maçlarında yorumcu olarak yer aldım. Spor spikerlerinin, maç öncesinde sorduğu, “milli formayı giydiniz mi?, milli takımda oynadınız mı, kaç kez milli oldunuz?” gibi sorularına alıştım.
Spor programlarında, spor yorumcularının takım sporlarından bahsederken futbol, basketbol, voleyboldan söz edip hentbolden hiç bahsetmemelerine veya spor haberlerinde futbol, basketbol, voleybol haberlerini verdikten sonra, “günün gelişen spor haberlerini dinlediniz” diye bitirmesine üzülür, biraz da bunun nedeninin kendimizde olduğunu düşünerek anlayışla karşılardım. Cümleyi de “hentbol” ya da “şimdi de hentbol haberleri” diyerek kendim tamamlardım. Diğer branşların sporcuları ile röportajlar yapıldığı halde, neden aynı ilginin hentbol sporuna ve sporcularına gösterilmediğini de anlamış değilim. Gazetelerin bizi tamamen unuttuğunun da farkındayım. Hatta, önceki yıl Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, “Gelin Spor Yapalım Tek Galibi Dostluk Olsun ” kampanyasının afişlerindeki başarılı sporcular arasında, neden Avrupa’nın en iyi bayan hentbolcüleri içinde yer alan Yeliz Özel’in olmadığına çok üzülmüştüm Ama geçenlerde sosyal medya da okuduğum bir yazı, bir hentbolcü olarak beni bunlardan çok daha fazla üzdü. Okuduğum o cümle ise şöyle idi; “Türkiye’de iki yıl hentbol maçları oynanmasın kimsenin haberi olmaz”. Bunu yazan kişiyi tanımıyorum, niye yazdı onu da bilmiyorum. Ama bunu yazan bilmeli ki, hentbol maçları oynanıyor ve bizim haberimiz var. Spor aşkı, hentbol aşkı çok şey ifade eder bir sporcu, bir hentbolcü için… Hentbol maçlarının başlamasını, hafta sonunu, sahada ki inanılmaz mücadeleyi, kuvvetin, dayanıklılığın, süratin, becerinin, koordinasyonun aynı anda bir harekette toplandığı, her açıdan atılan muhteşem golleri seyretmek için, en az bir futbol fanatiği kadar büyük bir özlem ve coşkuyla bekleriz. İki yıl değil, iki gün sonra özleriz… Benim için ise her şey demek. Öğretmenlerim, öğrendiklerim, dostlarım, eşim, çocuğum, geçmişim, anılarım, resimlerim, kazandıklarım… Unutmak mümkün mü? Ben hentbolcü olduğum için tabii ki unutmuyorum. Ama belli ki, hentbol maçlarının oynanıp oynanmadığının farkında olmayanlar var. Bu yazıyı kaç spor adamı okur bilmiyorum. Bir kişi bile olsa şansımı deneyeceğim. Benim spor yazarlarından, spor yorumcularından bir ricam olacak. Televizyonda ya da radyodaki konuşmalarınızda veya gazetedeki köşelerinizde, takım sporlarından bahsederken lütfen hentbolü unutmayın. Cümlelerinizi; futbol, basketbol, voleybol ve hentbol gibi takım sporlarında…. diye devam ettirirseniz, “hentbolden bahsedecekler mi acaba” diye bekleyen benim gibi birçok hentbolcüyü mutlu edersiniz. En azından seyircilere hentbolünde bir takım sporu olduğunu öğretmiş olursunuz. En azından hentbolü unutturmazsınız. Hentbolü duyurmamıza yardımcı olmuş olursunuz.. Eğer hentbolden bahsederseniz bilin ki, ben size o an uzaktan, daha sonra da buradan teşekkür edeceğim. Bütün bunları duymak dileğiyle… İki sene değil, en kısa zamanda!
Bu makale 597 kez okundu Yükleniyor...
|