KEMAL MERKİT: YAŞAM... KAZA... ÖLÜM...

Okuduklarım ve duydukların doğru ise Kemal Merkit, motosikleti ile durmuş halde iken ve kendisi gibi motosiklet tutkunu yarışmacı Hollandalı sporcu ile birbirlerine yol tarifi yaparken bir başka sporcunun (muhtemelen İtalyan) çarpması sonucu Transanatolia rallisinde hayatını kaybetti.

Herkes gibi ben de şok halindeyim. Nasıl olur sorularının yüzlercesini aklımdan geçiriyorum. Hiçbiri bu kazayı açıklayamıyor. Deseler ki, ralli esnasında çok hızlı yol aldı ve karşısına aniden çıkan kayalık veya toprak yığınına çarptı, orada son nefesini verdi, inanabilirim. Keza bir grup halinde giderken ani bir hata nedeni ile motorlar birbirine girdi ve bir travma sonucu vefat etti, buna da inanırım. Ama aktarılan bu tablo sonucu gelen ölümü hoş karşılayamıyorum. Kimse ne darılsın ne de kızsın!

Kemal Merkit ki, “Çöl Kaplanı” ünvanını nadir alan bir insandır, Paris-Dakar, Arjantin’deki etaplar, çeşitli Afrika ülkelerindeki mücadeleleri ile motosiklet dünyasının en tanınmış ve sevilen bir ağabeyi olarak gönüllerimizde taht kurmuş birisidir. Oldu mu Kemal Merkit? Bundan birkaç sene önce de, sen böyle bir kaza sonrası kıl çadır içinde sabaha kadar dinlenip Afrikalı Büyücüleri bile şaşırtarak sabah uyanıp yarışmadın mı? Yapılır mı bu bize?

Kader böyle imiş... Yıllarca sessizce köşemden izlediğim bu insan ile birkaç senedir daha sık görüşme ve konuşma fırsatı bulmuştum. Bu gelişmeyi, ilginç bir şekilde kıymetli arkadaşım ve fotoğraf sanatçısı Osman Demir sağlamıştı. Yeni dönemde neler yaparızı tartışmaya hazırlanıyorduk. Nasip değilmiş. Ama hepimize düşen birçok görev var artık: Her noktada ve her an maksimum düzeyde genişletilmiş güvenlik yelpazesini oluşturmak...

Dünyanın her tarafında bu ve buna benzer kazalar olmuyor değil. Ama bizim o kadar çok sayıda motosiklet sporcumuz ve motosiklet insanımız yok! Her bir motosiklet binicimiz son derece önemli birer kullanıcıdır. Her birini en kıymetli motosiklet sporcusu olarak görmeliyiz.

Bugünkü koşullarda iki tekere binen her kişi inanın motosiklet için çok değerli insandır. Hele bu trafik şartları, kural tanımazlık, telaş ve bitmeyen bir tempo içinde yaşamını sürdürmeye çalışan ülkemizde motosiklet binicisi olmanın zorluğunu akla getirmek bile zor olmaktadır. Yüksek araç sayılı trafikte yanından geçmekte olan motoru kıskanarak burnunu çıkaran bir dört teker sürücüsü, o motorlunun belki de onun annesine ilaç yetiştiren bir kurye olduğunu nerden bilecektir?

Bunun tam tersi, motorlu olup akıl dışı birçok hareket gösterenler yok mudur? Elbette var, hem de çok kötü örnekleri ile... Kask takmayıp, en fazla 50 km/saat gidilmesi gereken yerde birinci viteste 170 yapanları da biliyoruz! Bu arkadaşlarımız bu sporun, bu aracın en kötü örnekleri olarak hep karşımıza çıkarılmaktadır. Konuyu uzatmak istemiyorum ama az kazalı bir motosiklet dünyası istiyorsak güvenlik anlayışımızı daha üst düzeylere çıkarmak zorundayız.

Bu caddede aynı, pistlerde de aynı, diğer yarışların tümünde de aynı hassasiyette olmalıdır. Daha güzel şeyler yazmak isterdim. Üzüntüm büyük... Kemal Merkit’e Allah’tan rahmet, kalanlarımıza sabırlar diliyorum. Başımız Sağolsun...

Bu makale 632 kez okundu