SON DAKİKA
LAUBALİLİKLER!..
Ülkemizin birçok spor dalında, özellikle futbolumuzda bir laubaliliktir sürüp gidiyor. Takımlarımızın sahaya çıkışları Köprü Maratonumuza dönmüş durumda. 22 futbolcu ellerinden tuttukları çocuklarla, çocuktan büyük çocuklar ve de çocuktan küçük çocuklar olarak (Ki sayıları futbolculardan çok) boy gösteriyorlar. Ortaya çıkan resim ne mesaj vermek içindir anlamış değilim. Çocukların yağmurda ıslanmaları, soğukta üşümeleri de ayrı bir durum. Ancak bu resim bir laubaliliktir.
Futbol takımlarımız borç batağındalar. Yönetimdekilerin çoğu parayı iyi bilen iş adamları. Ancak yanlış transferler, teknik adamların sık sık kovulmaları, büyük tazminat ödemeleri, seyircilerin küstürülmesi (Seyirci – futbolcu kavgaları sonucu) önemli bir gelir kaynağının elden gitmesi, satış işinde, futbolcu piyasasını iyi kullanamamak yönetimleri boy hedefi yapıyor. Ortada bir terslik var. Bu tablo nerden baksak bir laubaliliktir. Takımların futbolun içinden gelmiş kimselere ihtiyacı var. Adama çuval dolusu para veriyorsun, yedek kulübesinde seyirci yapıyorsun. İsim veriyorum: Dünya kupasında final oynayan Hollandalı Sneijder ilk 11’de yer alır; bunun tersi laubaliliktir. Geçen yıllarda Beşiktaş’ın Portekizli futbolcularında da gördük bu terslikleri, bu laubalilikleri…
Mevsim başında elinizde nerdeyse üç – dört takımlık oyuncu oluyor. (Alt yapı, üst yapı neyse…) Aradan bir yıl geçiyor, efendim sağ bek ihtiyacım var, santrfor ihtiyacım var… gibi mızmızlanmaya başlayan teknik adama sormak hakkımız var. Bu kadar sürede, kırk elli kişi içinden gereken yerlere oyuncu bulamıyorsan, oyuncu yetiştiremiyorsan, neyin direktörüsün? Bu sorumluluk senindir ve de sonuç laubaliliktir.
Bazı takımlarımızın futbolcuları her hangi bir nedenle form düşüklüğü gösterebilirler. Seyircisi çok takımlarımızın star diye şişirdikleri kimseler bu durumda sorun oluyorlar. Teknik adamlar onları dinlendirmeye almaktan çekiniyorlar. Milli takıma dek yükselmiş futbolcular dahil, bu tür durumlarda, dinlendirme şarttır. Bunları görmezlikten gelirsek, bu laubalilik olur ve de o oyuncuları kaybederiz.
Bazı nazlı futbolcularımız, karşı takım oyuncularının rüzgarından bile yerlerde kalıyorlar. Hele penaltılık pozisyonlarda… Hem ayıp oluyor, hem de laubalilik. Onları ciddi biçimde uyarmayan teknik adamlar da bu laubaliliğin ortağı oluyorlar. Çünkü futbol doğasında sertlik taşıyan bir oyun. Ancak kasıtlı olarak ve de bile bile hayati tehlike yaratacak fauller görüyoruz. Bunları yapanların sayısı 10’nu bulmasa da (Ki çoğu yabancı uyruklu) başta yönetimler, teknik adamlar bu oyuncuları uyarmak durumundadırlar. Hakemlerin bu tür futbolcuları mercek altında tutmaları şarttır. Bu kasıtlı davranışlar sarı kartlarla geçiştirilemez. Hakemler böyle bir laubalilik içinde olamazlar, olmamaları gerek.
Hakem sayısı üçten altıya çıktı. On altıya çıksa ne yazar? Kanımca üçlü hakem sistemi, bu çok başlılıktan daha iyi idi. Ben üçün üstündeki hakemlere fazla hakem
Milli futbolcuların zırt vırt kart görme lüksü olmaz; olmamalı. Hele takım kaptanlarının gereksiz ve haksız yere hakem kararlarına körlemece karşı çıkmaları laubaliliktir. Milli oyuncular ve kaptanlar, değiştirilmek istendiğinde direktörü dövecek gibi el kol hareketleri yapamaz. Arkadaşlarıyla itişip çekişemez. Seyirciyi karşısına alamaz. Bunlar sorumsuzluktur, laubaliliktir.
Bir de şu gol sevincini doğru-dürüst, daha insancıl, daha sevimli biçimlerde yapalım. Gol atan arkadaşımızın üstüne on kişi birden atlayamayalım. Orijinal olsun diye yavan, acayip, palyaçoluğa dönen hareketler profesyonel futbolculara yakışmıyor. Bu laublilikler bizi futboldan daha da soğutuyor.
Yöneticiler, direktörler ,futbolculara yakınlaşma adına, senli benli olmakla, şakalaşmakla, ne onları daha iyi futbolcu yapabilirler, ne de övgü alırlar. Çünkü bu tür hareketler laubalilikten öteye gidemez. Son haftalarda,yerli direktörlerimizin, dışarlıklı direktörlere karşı onur mücadelesine girdiklerini görüyoruz. Güneş,Yanal, Avcı, Çalımbay, Kocaman, Kartal, Özdilek, Okan Buruk ve diğer sayamadıklarımın, onurlu duruşlarını alkışlıyorum. Dışarlıklılara kesenin ağzını aç, bizimkilere gelince: Bizim öz evlatlarımız pozu al… Bu da laubaliliğin daniskası… Bu makale 460 kez okundu Yükleniyor...
|