SON DAKİKA
NELERİ KAYBEDİYORUZ?..
Spora gereken önemi vermediğimiz için kaybettiklerimizi sizinle paylaşmak istiyorum. Bir kere, inanılmaz yetenekli bir jenerasyon ortadan yok oluyor. Bu gruptakiler aslında çabuk ve doğru karar veren gençlerden oluşuyor. Hayata bakışları diğerlerinden çok farklı. En doğru yöntemle en iyi sonuçlara ulaşmaya hedeflenmiş bir kitle bunlar…
Eğitim sorunları yok. Çok çabuk kavrama becerisine sahipler. Duygusal zekaları en üst düzeyde. İletişim becerileri olağanüstü. Ama küçük bir sorunları var. Egzersiz yapmıyorlar ve beyin fonksiyonlarında yavaşlama görülüyor. O zaman yazdığımız özelliklerin hiçbirini gerçekleştirme şansları yok!
Bu çocukların anne ve babaları onların spor yapmalarını can-ı gönülden istiyorlar. Hatta ellerinden tutup futbol hocalarına götürüp, “Ne olur benim çocuğumu iyi bir futbolcu yap!” diyorlar. Dahası, hocalara para teklif edenlerin de bulunduğunu biliyorum.
Spor, erken yaşlarda kazanılan bir alışkanlık olmalıdır. Öncesi egzersizdir. Hareket etmeyi seven anne-babalar, amcalar, dayılar, halalar, teyzeler olursa; buna enişteleri de katmak gerekir, çocuklar spor yapmaya başladıkları gibi spora alışırlar. Spor alışkanlığı onlara yaşam disiplini kazandırır. İyi bir vücut yapısı, doğru düşünme ve çabuk karar verme becerisi ortaya çıkacağından onlarda inanılmaz değişiklikler yaşanır.
Spor, eğitimi olumsuz şekilde etkilemez. Sanılanın aksine spor yapan çocuklar eğitimlerinde daha başarılı olurlar. Spor yapıp eğitimi kötü düzeyde olan varsa o gencin kısa bir süre sonra spordan koptuğu görülecektir. Eğitimde spor baş rolü oynamalıdır. Yurtdışından dönen bir bayan arkadaşım, İstanbul’daki bir okula çocuğunu okula yazdırır. Bir müddet sonra okumakta olduğu okula gider ve beden eğitimi dersinde öğrencilerin başka işlerle uğraştığını görür. Ertesi gün derhal o okuldan çocuğunu alır, daha çok spor yapılan bir okula yazdırır. Görmekte zorluk çektiğimiz tablolar…
Bir başka örnek çalışmakta olduğu Üniversitemden: Nedense ismini “Korumalı Futbol” olarak koyduğumuz Amerikan Futbolu sporu takımını kurduğumuzda, içinde spor okulundan hiçbir öğrenciyi takıma almadık. Hemen hepsi Mühendislik Fakültesi öğrencilerinden oluştu. Takımdaki pozisyonlara göre oyuncuları seçtik, çeşitli testlerden geçirdik, malzemelerini bile çoğu kez kendileri yaptırdılar, antrenman yeri konusunda çok zorluk çekmelerine karşın yılmadılar.
Karda bile antrenman yapmak istediklerinde atletizm pistine sokulmadıklarında beni aradılar. Derhal Spor İl Müdürü ile görüştüm. İl Müdürü talimat verip, Amerikan Futbolcuların antrenman yapmalarını sağladı. Dikkat edin, kar yağarken bile antrenman yapan bir takım ve bu ruhu yaratan bir birlik anlayışı…
O gün bu çocuklara antrenman yapma şansı vermeseydik bugün onları sahalarda göremezdik! Bu yüzden yönetimler ve yöneticiler spor yapacaklar için sonsuz imkanları onların önlerine sermelidirler…
Çok çeşitli sorunlar sporun önünde birer engel olarak durmaktadır. Bakın günümüze; birçok kulüp bütçelerini çok aşan borçların içine girmektedirler. Oyuncu yetiştirmek yerine menecerlerin sunduğu yüksek rakamlı sporcularla işi yürütmeye çalışmaktadırlar. Bu sisteme para dayanmamaktadır. Sanki bu tür işler bir marifetmiş gibi medya tarafından da desteklendiği için giderek daha fazla sayıda buna benzer haberleri okumaya devam ediyoruz. Sonra ise, Avrupa Kupaları için aldığımız oyunculara karşılık o kupalara katılamıyoruz.
Spor, en az ekonomi, politika, para piyasası, teknoloji, sanayi kadar önemli bir sektördür. Ekonomideki kayıplar düzenli bir politika ile giderilebilir. Teşviklerle sanayi yön değiştirebilir. Ama sporda bir jenerasyonun kaybı en az 25 yıllık bir gerileme yaratır. Spora ve sporcuya yüksek düzeyli destek veren bir yönetime sahipken lütfen bunu doğru ve optimal düzeyde değerlendirmeye çalışalım.
Bu makale 307 kez okundu Yükleniyor...
|