SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() OBESİTE VE BRAVO NİHAT ERGÜN'E...Koca bir organizasyonda tek doğru cümleyi o söyledi. Konumuz obesite, yani aşırı şişmanlık ve bunun getirdiği çeşitli hastalıklar. Kocaeli’de başta Valilik olmak üzere, Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Üniversitesi ve ismini yapılan toplantıda gördüğüm Kent Konseyi bu kampanyanın ortakları idi. Gerçi ben işin başından beri yalnızca kıymetli hocam Prof. Dr. Şükrü Hatun’u tanır bilirim. Çünkü bundan birkaç ay önce BESYO’da yaptığımız panelde yine aynı konuda olmak üzere yaptığı konuşmada işin ciddiyetini olağanüstü örneklerle aktarmıştı. O gün kendimi de “obez” olarak ilân etmiştim. Geçtiğimiz Cumartesi günü, bizim eski öğrencimiz, spor yöneticiliği bölümü mezunu, aynı zamanda yüksek lisans diplomasına sahip, polislik mesleğini seçmiş, sonra özel harekâtçı olmayı seçen ve ne yazık ki iğrenç bir saldırı sonrasında hayatını kaybeden, her bayramda görüştüğümüz, şiddetli eğitimler sonrasında tesadüfen aradığım ve konuşmamız sonrasında hemen dinlendiğini söyleyen Recep Topaloğlu ismi verilen spor salonunda toplandık. Bakanımız, Valimiz, Rektörümüz, Belediye Başkanımız, Vekilimiz ve hangi amaçla geldiğini anlayamadığım Şota (Tranzonspor’un eski futbol oyuncusu, şimdinin Kasımpaşa Spor Kulübünün futbol takımında Teknik Direktörlük yapıyor) bu açılış toplantısının önemli konukları idi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı sonrası BESYO öğrencileri, içeriğinde Türk, Yunan, Roman müzik ve figürlerinden olan kısa bir gösteri sundular. Kocaman bir alanda dar bir gösteri olsa da renkleri ile izleyenlerin alkışlarını aldılar. Sırasıyla İlhan, Şükrü hocalarım, ardından Rektör hocam, derken Başkan ve Valimiz, konuya ilişkin görüşlerini paylaştılar. Şota’yı katmalıyım bu gruba ve ardından Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün mikrofona geçti. Konuşmacıların çoğu az yemeyi ve nedense yalnızca yürümeden söz ettiler. Yediklerimizin, içtiklerimizin kaç şekere tekabül ettiklerini anlattılar. Ama şimdi dikkatli durun ve yazdığım cümleyi dikkatle okuyun! Sayın Bakanın konuşması bence en önemli konuya temas edilmesini sağlamıştır. Bilemiyorum, başlangıçta sunucunun BESYO’yu anons ederken (BESYO=Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu) söylediği kelimeler mi Bakanımızı etkiledi (ki ben sanmıyorum), en önemli vurguyu yaptı. Dedi ki, “Asıl önemli olan Beden Eğitimi Dersleridir, Müzik’tir, Resim’dir. Her çocuğun okullarda beden eğitimi derslerine girmesini, derslerin artmasını, resim ve müzik yapmalarının teşvik edilmesi gereklidir…” İnanın, sanayi bakanının bu sözleri söylemesi beni çok etkiledi. İşte gerçekleri görmenin başladığı anlar. Benim gibi +100 kg’lık insanlara “az yiyin, yürüyün” denerek bir yerlere varılamayacağını anlamış olmalı, konuyu okullara ve okullardaki beden eğitimi derlerine getirdi. Çok mutlu oldum. Bizim savaş verdiğimiz konuda şimdi kendimize müthiş bir destekçi bulduk. Oh be, rahatladım… Kıymetli okuyucularım, bu konu inanın terörden daha önemlidir. Eğer önlem alınmazsa durumun vahametini anlatmak pek kolay olmayacak. İşin ilginç yanı spor yapmanın yalnızca yürüyüş ile sınırlı hale getirilmesi çabasıdır. Yürüyüş, spor yapmada en temel egzersiz modelidir. Nerede yüzme, nerede trekkingler, nerede orientiring (=pusula ve harita ile koşarak yön bulma sporu), nerede bisiklet? Hiçbir konuşmacı ‘işinize bisikletle gidin’ demedi! Bir başka Belediye Başkanı bisiklete biniyor diye mi acaba? Unutmayalım, “egzersiz tıp’dır…” Sonuç olarak obesite’ye karşı savaş açılmış durumdadır. Herkesin olaya karışması ve çeşitli önlemlerin alınmasında taraf olması beklentisi var. Ama bu konu çok ciddi ve sistemli bir model ile çalışılırsa istenen sonuçlara varılabileceği unutulmamalıdır. Obesite’ye karşı uygulanacak önlemler içinde eğer egzersiz varsa bu işin en iyi uzmanları tarafından yaptırılması gereklidir. Konunun bu boyutu sürekli devre dışı bırakılmaya çalışılmaktadır. Buna dikkat edilmelidir. Devamını bir başka yazımda sürdürmek istiyorum.
Bu makale 344 kez okundu Yükleniyor...
|