OBEZLİĞE KARŞI OKULDA SPOR!

23 Nisan, 19 Mayıs ve 10 Kasım gibi bayram ve anma etkinliklerinin resmi yüzü ortadan kalkınca bu defa çocukları nasıl meşgul edeceğiz endişesi ortaya çıkmıştır. İlk iki tarih için yapılan hazırlıklar okulların belki tüm enerjisini alıyordu. Beden Eğitimi Öğretmenleri bu işler için okullarından koparılıp “Komite” adı verilen gruplarda çalışmaya zorlanıyordu. Sonra da öğrenildi ki, komitelerde olmak o öğretmenler için daha iyi bir iş idi.

Bir ara kendi okullarında çalışma fırsatı bulamayan beden eğitimi öğretmenlerinin oranını hesaplamaya çalıştım. Tam net olmamakla beraber eğiticilerin % 23’ünün kendi okullarında değil, bu bayram ve anma günlerinin düzenlenmesi ve hazırlanması için oluşturulan komitelerde görev yapıyorlardı. Bu oranı Kocaeli şehrinde rastgele olarak hesapladığımı belirteyim.

Bu tablo sonunda, okullarda azalan spor eğiticisi sayısı öğrencilerin spor sevgisini köreltmeye başlamıştı. Öyle ki, bazı okul müdürleri kendilerine stajer öğrenci göndermem için neredeyse yalvarıyordu. Bunun sebebi, yöneticilerin kendi okullarındaki beden eğitimi ve spor derslerinin boş geçmemesi dileği idi. Ancak bu da çözüm değildi. Bizim açımızdan, öğretmenlik uygulamasına giden öğrencinin mutlaka kılavuz öğretmen tarafından gözlemlenmesi ve denetlenmesi gerekiyordu.

Sonra da bildiğimiz gelişmeler ortaya çıktı. Bu bayramların kutlanması başka bir şekle getirildi. Tartışmalar yaşansa da bizde bu gibi değişikliklere çok çabuk alışılır. Nitekim öyle oldu. 23 Nisan ve 19 Mayıs için ticaret yapan esnaf  biraz para kaybetti. 10 Kasım’lar duyarlı yönetici ve öğrenciler vasıtası ile anılmaya devam ediyor. Kasım Patı çiçekleri bana hep Atatürk’ü hatırlatır. Çocukluğumuz ve ilk öğrencilik yıllarımızda o tarihte Kasım patları ile büstleri süslerdik. Hatta çok dayanıklı oldukları için de evimizdeki yemek masalarını süsler, girişteki sehpalarda misafirleri karşılardı bu çiçekler.

Neyse tarihî duygusallığa girmenin zamanı değil. Bu bayramların kalkması ile beraber okul sporlarının daha canlanmasını bekliyordum. Ancak bu iş yalnızca birkaç okulun birbirleri ile mücadele etmesi şeklinde devam etmemelidir. Başka bir forma bürünmelidir. Her okul öğrencisinin mutlaka hareket etmesi sağlanmalıdır. Hareketin tadını okulda almayanlarımızın bugünkü durumunu öğrenmek için Sağlık Bakanlığı istatistiklerine bakmak yeterlidir.

Okulda spor yapmayan, mücadele disiplinini orada almayan, bunu beden becerisi ve bilgi donanımı ile besleyemeyen jenerasyonlar yetiştirirsek bugünkü “Obezite” tehlikesini kendiliğinden yaratmış oluruz. Sağlık Bakanlığı ve bazı kuruluşların çeşitli projeler üreterek obeziteye karşı eylemler hazırlamasını takdirle karşılıyor olsak da aslında asıl görev Milli Eğitim Bakanlığı’nındır.  Okulda spor ve okul sporları geliştirilirse ülkemizde obez kalmaz…

Bizden duyurulması…