SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() OLİMPİK SPOR TESİSLERİ!..
Aslında 2012’nin hemen sonrasında açılması beklenen bu merkezlerin bu yıla sarkması endişe vericidir. Geçen defa belki de Sağlık Bakanlığının girişimleri ile daha da kapsamlı bir şekilde kurulması ve işletilmesi düşünülmüşken Bakanlığın değişmesi sonucu iş bu hallere geldi. Spor Genel Müdürlüğü ya da daha yükseğine ulaşırsak, Spor Bakanlığının bu konudaki hazırlıklarını izliyoruz.
Şimdilik hazırlıklar gizli tutuluyor. Hangi illerde bu merkezler kurulacak, kurulan merkezlerde hangi spor branşları aktif hale gelecek, merkezlere yönetici olarak kimler atanacak, işin başına kim getirilecek gibi sorulara henüz doğru ve kapsamlı cevapları bulamıyoruz. Aldığımız duyumlar göre il müdürlerinin bu alanda önemli derecede kulis faaliyetlerine girişmiş olmalarını gösteriyor. Şahsen bunu iyimser bir gözle bakıyorum. İddialı olmak ve başarılı sporcuların yetişmesinde pay sahibi olabilmeyi arzulamak, spor için önemli kilometre taşlarından biridir diye düşünüyorum. Türkiye’de yaklaşık 50’ye varan sporda federasyon yapısı bulunuyor. Bunların bir bölümü devlete (Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesindeki genel müdürlüklere bağlı şekilde) bir bölümü ise kendi başına özerk şekilde yönetiliyor. Özerkliğin sınırlarını bilemiyoruz ama genelde sporun sponsoru olarak sürekli devleti görüyoruz. Özerkliği, çoğu federasyon devletin kendilerine ayırdığı bütçeyi özgür biçimde kullanmak şeklinde algıladığı için ve de devlet de işin özünü bilmediğinden bu spor federasyonlarını birer çocuğu gibi gördüğünden, parayı esirgememeyi sürdürüyor. Bu kadar desteğe rağmen aldığımız sonuçlara baktığımızda, bırakın sonuçlara bakmayı doping hadiselerinden sabıkamız durmadan artmaya başladı. Sorunu birkaç federasyon başkanını değiştirerek alacağını düşünenler varsa bundan şimdiden vazgeçsinler. Yenilerini seçerken bu işe gönüllü olarak soyunanları gün içerisinde vazgeçirtenler, gelecekteki garip sonuçların ortağı olacaklarından haberdarlar mıdır acaba? Buradan tekrar olimpik merkezlere gelirsek bu yapı eskiden doğu bloğu ülkeleri tarafından sıkça kullanılan ve bu yolla başarı elde eden sosyalist ülkelerin kullandığı bir sistemdir. Merak etmeyin, sosyalist sistemin ürünü olsa da aslında devletin pür desteği ile yürüyen bir yapıdır. Belirli bölgelerde sportif antrenman, eğitim ve eğiticilerin bulunması, spor alan-tesis ve araç-gereç için her olanağın hazır halde tutulması bir olimpik spor merkezi için olmazsa olmazlar arasında yer alır. Detayları bir başka yazımda yazarım. Seçilmiş sporcuların öğleden önce lise veya üniversitedeki eğitimlerine devam etmesi, öğleyin devletin araçları ile bu sporcuların adı geçen merkezlere taşınması, dinlenmeleri ve akşama doğru en üst düzey eğiticiler tarafından antrenmanlarını sürdürmesi şeklindedir yapılanması. Özetlediğimiz bu yapı bir merkez tarafından en az 3, en fazla 5 icra kurulu üyesi tarafından yönetilir ve denetlenir. Bunların üstünde bir CEO’nun bulunması gerekir. Eğitim, antrenman, yürütme, performans değerlendirmeleri, yeni yeteneklerin keşfedilmesi, yarışma takvimlerinin uluslararası endekslere göre tanımlanması gibi konular bu grubun başlıca görevidir. Burada kısa bir özet verilmiştir. 2020’yi organize etmek için çok çalıştık. Ama olmadı. 2016 ve 2020 orada duruyor. Oralara daha başarılı sporcular göndermek bizim gerçek hedefimiz olmalıdır. Bir dakika bile boş durma lüksümüz yoktur! Haydi bakalım, paçaları sıvayın, işe başlayın! Bu makale 597 kez okundu Yükleniyor...
|