SALONLARA BAKIYOR MUYUZ?

Bu olay İtalya’da olsaydı, Almanya’da yaşansaydı, Belçika statlarında görülseydi mesela… Üç kuruş vergi için küme düşürenler buna ne karar verirlerdi?

Soruyu buraya bırakalım, muhatabı düşünsün!

*
Meselemiz deprem, öncesi ve sonrası!..

Prof. Ahmet Ercan geçtiğimiz günlerde stadyumları analiz edip teker teker not vermiş; öyle ya popüler kültürümüzde futboldan başka spor yok!

Oysa memleketin her yanı spor salonları ile dolu. Basketbol, voleybol, hentbol çayırda mı oynanıyor. Boks, halter, güreş… Yakın zamanda Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası yapılmadı mı İstanbul’da.

Anadolu’nun her yanındaki spor salonlarını (bahsederken kapalı spor salonu da derler) göz önüne getiriniz.

Aynı torbadan çıkmış gibi birbirinin kopyası salonlar… Eksikleri bol ama varlar, iş görüyorlar.

Bunların kaçı zemin etüdü belgesini arz edebilir?

Etmiyor, edemiyorlarsa peşine düşülmesi gerekir. Kendine ait salonu bulunan voleybol bu işin de öncüsü olabilir pekala!.. Voleybol Federasyonu salonlarının ne denli güvenilir olduğunu kamuoyu ile paylaşabilir.

Aynı hassasiyeti Basketbol Federasyonu’ndan beklemeliyiz! Hentbol için de aynı talepte bulunmalıyız.

İki sebeple bunu istemeliyiz.

1-Deprem saplantısı maazallah bir fobiye dönüşürse, salonlar sporcusuz, müsabakasız, seyircisiz kalırsa!..

2-Her daim gece vuran kalleş deprem, Allah korusun, bir spor etkinliği sırasında vuku bulursa!

Spor Bakanlığı ve federasyonlar bir an önce harekete geçmeli!

Fakat bir de şartımız var, salonların incelenmesi ve raporlanması yeni incelemelere göre, üniversitelerce yapılmalı!

Akıl ve beden sağlımız için yani!