SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() 'SAMOS' HİKAYESİ...
Bir yazımın sonunda bildirdiğim bu konu aslında bir yanlış anlaşılmanın nerelere gidebildiğini açıklamak için önemli sayılabilir. Okuyanlarımızın hatırlayacağı üzere Türk Milli Takımımız Yunanistan’ın Sisam Adasında bir maç yapmıştı. Malum bu ülke ile o zamanlardaki algılar dikkate alındığında yapılan her maç kıymetli ve önemlidir. “Aman maçı kaybetmeyelim” kaygısı çok yükseklerdedir.
Uçakla gidilip, aracımızı park eder gibi apron’a yerleştikten sonra kısa otobüs yolculuğu sonrası vardığımız otele yerleşmiştik. Yemek, toplantı, dinlenme ve maç… Hepsini tamamladık. Yunanistan Televizyonu maçı naklen yayınladı. Türkiye’ye yayın geçildi mi bilmiyorum ama Kuşadası’ndaki maçta Murat Ünlü maçı anlatıyordu. Maç bitti. Rakip takımın teknik patronu İsveç vatandaşı idi… Onlar kaybettikleri maç sonrasında Olimpiyatlara katıldılar. Ev sahibi olmaları doğrudan katılımcı olmalarını sağlamıştı. Sanıyorum altıncılık derecesine ulaştılar. Olimpiyatları ne zaman görürüz bilmem ama bizde yaparsak daha iyi sonuç alabiliriz diye düşünüyorum. Gelelim “Samos” hikâyesine… O aralar ve her zaman olduğu gibi TRT’den İhsan Doğan Abimiz bu maçların yayınlanması için elinden gelen her türlü çabayı göstermeye devam ediyor. Kadroları alıyor, oyuncuların özelliklerini not ediyor, yayının düzenli geçmesi için elinden gelen her şeyi yapıyor. Arada kısa haberler geçiyor. Yunanistan ile yapacağımız maç için Kuşadası’ndaki spor salonuna seyirciler davet ediliyordu. Oradaki maçı kazanan takımımız özel uçağı ile İzmir’e dönüyor. Oradan Kuşadası’na yolculuk. Rakibimiz vapur ile geliyor. Onları halk oyunları ekibinin oyunları ile karşılıyoruz. İhsan abimiz karşılama töreni esnasında kameralara kısa bilgiler geçiyor. Otele gidiliyor. Dinlenme, antrenman ve ardından maç… Maç bitiyor. Diğer maçların planları yapılıyor. Derken o zamanki Başkan Günal Ensari’den bir mesaj alıyorum. İhsan Doğan Abimiz bir konuşması esnasında “Sisam” yerine “Samos” demiş ve bu durum sıkıntı yaratmış! O ara, sanıyorum bir proje nedeni ile TRT Genel Müdürü Sayın Yücel Yener’i ziyaret etmiştim. Çeşitli konularda konuşmuş ve Osmanlı İmparatorluğu’nun 700. Yılı nedeni ile işin spor tarafında bir şeyler yapmayı teklif etmiştim. Dikkat ediniz, henüz Muhteşem Yüzyıl ve ona benzetilmeye çalışılan diziler yok. Turgut Özakman “Şu Çılgın Türkler”i yazmakla meşgul. Geçiyorum bunları. Adanın gerçek ismini söyledi diye eleştiri alan İhsan Doğan abimiz idi. Konu birkaç dakika içinde çözüldü. Bir isim orijinali ile söylenince sorun olabilen zamanları çoktan geçtik. Ama takıntılılığımız devam ediyor. Gelecek için geçmişten dersler almak gereklidir. Geçmişte hatalar yapılmış olabilir ama gelecekte farklı ve yeni şeyler yapmak için bazı doneleri dikkatli kullanmak gerekir. Hatalarımız değil midir bizi bu günlere getiren? Bu makale 453 kez okundu Yükleniyor...
|