SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() ŞİMDİ NE OLACAK?
Spor Bakanı değişti…
Şimdi ne olacak? Antrenörlük için kocaman bir çalıştay yapıldı. Köklü çözüm önerileri masaya yatırıldı. Çeşitli çalışma grupları Antalya’da aralıksız tartıştı. Antrenörleri Federasyonlar mı, Üniversiteler mi yetiştirecek sorusuna cevap ararken galiba süre yetmedi çalıştay bitti. Bazı iddialı söylemler gezdi ama tam her şey iyiye gidiyor derken spor eğitim dairesi başkanı geriye döndü. Sonra zaten bir şey yapılmadı. Geride bekleyenlerden birisi dairenin başına getirildi. Bu arada spor bakanlığına bağlı genel müdürlük sayısı dörde çıktı. En çok yoğunluğa sahip olan genel müdürlüğün patronu, işler iyi gitmiyor olmalı ki, bir türlü yüzü gülmedi. Olimpiyatları bize vermeyince tablo daha da kötüleşmiş olmalı. İstanbul demişken, oraya denetlemeye gelen grubun incelemeleri sonucu güvenlik ve emniyet alanlarında çok ciddi sıkıntıların varlığı belirlenmiş. En iyi olduğumuz taraf halkın bu işe olan inancı imiş. Gazeteler, televizyonlar ve internet canlıları bu işi zaten benimsiyorlardı. Ama biri hariç, on üç maddede hep en sonlarda olunca oylamanın sonucu zaten belli değil miydi? Buenos Aires’e turistik seyahat için mi gittik? Bence o gezi bizim olimpiyat komitesi başkanımızın işine yaradı. Thomas Bach IOC başkanı seçildi. Sonra FITA kongresi Antalya’da yapıldı. Bach oraya davet edildi. IOC başkanı orada, IOC üyesi orada ve kongrede sonuç FITA başkanlığına yeniden seçilen bizim başkanımız. Hayırlısı olsun… Bu arada Bach’ın 1976 Montreal Olimpiyat Oyunlarında Eskrim Altın Madalyası bulunan bir sporcu olduğunu eklemeliyim. Onun Türkiye’deki en iyi arkadaşı Eskrim Federasyonu eski Başkanlarından Erol Bülbül… Meraklısı ona sorabilir… Buradan tekrar teşkilata geçelim: Son 2 yıl içinde il müdürleri arasında ciddi çekişmeler yaşandı. Bunun Türkçesi yer beğenme ya da beğenmeme şeklinde ortaya çıkan absürt bir durumdur. Çekişmeler, araya adam koyma -başkalarını yazmama gerek yok, onu zaten biliyorsunuz- sebeplerinden dolayı sporun hem gençlik hem de spor tarafının önüne çeşitli duvarların örülmesidir. Okul sporlarını bitirdik. Okul spor kulüpleri vardı, iyi gitmiyordu ama onu da bir sabah ortadan kaldırdık. Kulüpler yerel yönetimlerin ağzına bakar oldu. Yeri yurdu yok ama siyaseten güçlü görünmeye çalışanlar belediyelerden malzeme götürmeyi ihmal etmiyorlar. Belediyelerin takımları acaba liglerden çekilirse ne olur? Alın elinize kalemi, başlayın yazmaya… Şaşırdınız değil mi? Bakan değişimini bir kriz olarak değerlendirmeliyiz. Hemen kızmayın “kriz” sözcüğüne… Kriz sözcüğü Japoncada aynı zamanda “fırsat” olarak anlaşılmaktadır. Yapılacak çok basit işlerle her şey kısa sürede çözülür: Hedef, plan ve doğru insan kaynakları… Başka hiçbir yol ve yöntem bizi bu bataklıktan yukarıya taşıyamaz! Kabine değişimi sonrasında aklıma gelenler bunlar. Hızlı, basit, kolay ve anlaşılır işler yapmaya odaklanmalıyız! Bu makale 441 kez okundu Yükleniyor...
|