SON DAKİKA
SON KUPA
SON KUPA
Lig şampiyonu Beşiktaş ile Kupa Şampiyonu Galatasaray Konya’da karşılaştılar Büyük Kupa için... Maç yeri, ortam, karşılaşma için normal görünürken, taraftarların küçük gruplar halinde de olsa yer yer kavgaları, bu günlerde en çok gereksinim duyulan dostluk havasına hiç uymadı doğrusu. Maç sanki antrenman havasında başladı, öyle bitti. Oyuncularda ne ciddi bir çaba, ne de kendini gösterme havası... 34 karşılaşmada 75 gol atan şampiyon Beşiktaş, geçen mevsim üç kupayı birden kazanan Galatasaray, ilk 45 dakika içinde rakip kaleye bir şut atamaz mı? Golden vazgeçtik… Şut… şut… Ayak topu değil mi bu oynanan?
Uzatmalarda da denge bozulmayınca penaltılara geçildi ve Galatasaray 4-1 kazandı, kupayı aldı; kutlarım. Super Lig’i 51 puanla 6. sırada bitiren bir takım kendisinden 28 puan fazlasıyla 79 puanla şampiyon olmuş Beşiktaş’ı hüsrana uğratıyordu. Ve son bir yıl içinde 5. Kupasını kazanıyordu Galatasaray... Açıkçası bu kupalarda aslan payı kaleci Muslera’nındır. Onu özellikle kutlarım. Seyrettiğimiz, en düzgün yabancılardan biri...
İlkin şunu söyleyelim.Tatsız tuzsuz bir karşılaşma izledik. Her iki takım da hazır görünmediler. Her iki takımda da yabancı futbolcular bizimkilerden fazlaydı. İsimlerini biİe rahat telaffuz edemediğimiz yabancılar hiç de göz doldurmadılar. İlk devre kalelere doğru dürüst bir şut atılmadı. Umut vadeden hakem Mete Kalkavan, inanılmaz hatalar yaptı. Kasti faulleri gösterdiği sarı kartlarla önlemeye çalıştı. Ancak görmesi gereken faulleri de görmedi! Çünkü 3- 4 kişiyi ikinci sarılarla atması gerekirdi. Hele Galatasaraylı Bruma’nın yaptığı penaltılık hareket es geçilecek cinsten değildi. Ama kalede ciddiyeti elinden bırakmayan Muslera gibi bir sporcu vardı...
Beşiktaş, takım olarak umut verici görünmedi bana. Geçen yıl da söylemiştim: Beşiktaş kalecileri güven vermiyor. Açıkçası BJK’ ın kalecisi yok. Ayrıca yerli yerine yerleşmemiş bu savunma ile Beşiktaş ne liglerde ne de Avrupa kupalarında başarılı olur. Hele Necip’le bu iş yürümez. İsmail Köybaşı’nı Fener’e kaptırmaları büyük hata... Derbi maçında gördük ki, Beşiktaş’ın penaltıcısı da yok. Başka eksikleri söylemek gereksiz...
Dört büyük takımımızın yarısı yabancı futbolculardan oluşuyor. Bu durumun neye yaradığını henüz anlamış değilsek de, Ulusal Takım söz konusu olduğunda, bunun sıkıntısını seyirci olarak bizler çekiyoruz. Ancak şunu sorma hakkımız vardır. Ülkemizde spor mu yapacağız, yoksa sirk gösterisi mi? Bir başka yavanlık da saç- sakal meselesi…Oyuncular sanki saçlarına, oynayacakları futboldan daha çok özen gösteriyorlar. Akla hayale gelmeyen boyaları sürüyorlar başlarına. Ya sakal merakı? Çuval dolusu para veriliyor futbolculara. Onların dış görünüşlerine de çeki düzen vermeleri yönetimlerin görevidir.
Son olarak şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Olaylar gösteriyor ki, bu yıl da ligler kabus içinde geçer korkusundayım. Kavgaların önü alınabilecek, küfürsüz maç seyredilecek mi? Hakemler kişilikli maç yönetebilecekler mi? Gördüklerini çalabilecekler mi? Penaltı ise penaltı, kırmızı ise kırmızı… Ancak ayrım yapmadan…
Bu makale 518 kez okundu Yükleniyor...
|