SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() SON SÖZ!..
Takımların beklentisi başarıya endekslenmiştir… Bu da doğaldır. Ancak bu mücadele ortamında, herkesin beklentisi sportmence maçların olması ve dostluk destanlarının yazılmasıdır.
Beklenti üst düzeyde Türk Sporu’na örnek olunur mu? Daha maçlara haftalar kala başlar atışmalar. Günler kala yoğunluğu artarak devam eder. Bir taraftan kulüp başkanlarının demeçleri... Bir taraftan teknik direktörlerin beyanatları... Basın ise görevini yapar, yapılan her açıklamayı yazar. Ardından da, “Efendim, şöyle bir açıklama var. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Şampiyon olan takımı alkışlayacak mısınız?” sorar… “Hayır” diye gelir cevabı… Bir beyanatla rakip takım artık alkışlanmayacaktır. Her kulüp hakemi ağır eleştirir. Hakemin taraf tuttuğu açıklanır. Güven ortamı yok edilir. Yapılan hatalar hakemlere yüklenir. Hakemi kendi takımının düşmanı ilan ederler. Milyonlarca seyirci maç gününe kadar, tüm ülkede yavaş yavaş bu ve buna benzer haberlerle beslenir. Bayrakçılar iş başında. Yollarda, trafik lambalarında, köşe başlarında takımların bayraklarını satmaya başlar. Sorumlu yöneticiler de bazı açıklamalarla olaya katkıda bulunurlar. Bu atmosfer dalga dalga yayılır. Stadyuma gidecek seyirci patlayacak bomba gibi hazırlanır. Ülkemizin takımları en üst düzeyde şampiyonlar liginde, Avrupa kupalarında karşılaşacakları rakipleri belli olunca, Türkiye’de birbirine rakip olan takımların taraftarları konuşmaları ile desteklerini yabancı takımlardan yana verir ve bunu da internet sayfalarına taşıyarak tescil ederler. Böylece bir Türk takımının yabancı takıma karşı bile başarısını istemezler. Olay bu boyutlara kadar ulaşır ve düşman taraftar hazırlanır. Eline bayrağını alan, üstüne formasını giyen maçın oynanacağı stadyumun yolunu tutarken bu atmosferde hazırlanır maça... Tribünde koro halinde kötü sloganlar hazırlanır ve sahibine iletilir. Maçın herhangi bir bölümünde küçücük bir hareketle hepsi ayağa kalkar ağzına geleni söyler ve hatta eline geleni sahaya atarlar. Kahraman olmak isteyen sahadaki sporcu birini iter veya vurursa, herkesin yüreğine su serpen bir hareketi yapmış olur sanki! Hele buna birkaç kişi de katılırsa, sahaya inip olayın bir parçası olamayan seyirci daha da bilenir. Maçtan sonra dağılışta, nerede olursa olsun fark etmez, ilk karşılaşılacak rakip takım formasını giymiş herhangi biri, bu tüm hazırlığın kurbanı olur ve yaşamını yitirir. Çok yazık… Bu mu spor? SON SÖZ: Böyle hizmet edecekseniz, lütfen bir an önce o işgal ettiğiniz yerleri, sporu centilmence icra ettirecek, arkadaşlığı, dostluğu ve kardeşliği tesis edeceklere bırakın… Bu makale 704 kez okundu Yükleniyor...
Yorumlar yüklenirken lütfen bekleyiniz...
|