SPOR DERNEKLERİNİN KULÜPLEŞMESİ

Sportif faaliyette bulunan derneklerin spor kulüplerine dönüştürülmesi büyük ölçüde sonuçlandırılmış gibi görünüyor. Gerçekten, bir spor kulübü derneği diye uzantısı bulunan bu kuruluşlar sportif faaliyetlerini iki ayrı kurumun denetimi ya da yönlendirmesi altında yapıyorlardı. Şimdi bu çalışmalar Gençlik ve Spor Bakanlığının il ve ilçe teşkilatları aracılığı ile yürütülüyor.

Genelde sivil toplum kuruluşları olarak tanımlanan bu yapıların, sportif amaçlarla kurulanlarının spor teşkilatı ile ortaklaşa çalışması bence iyi bir gelişmedir. Fakat bu gelişmenin çeşitli aktivitelerle desteklenmesi gereklidir. Bu konu, çeşitli açılardan değerlendirilebilir: Yerel yönetimlerin sivil toplum kuruluşları ile yapacağı toplantılar belki yeni bir yol haritasının çizilmesini hazırlayabilir. 

Nitekim bu konuda Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği Sivil Toplum Şûrası, üzerinde durulması gereken bir etkinliğe ev sahipliği yapmıştır. Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğüm Kocaeli Motosiklet Sporları Kulübünün iki yönetim kurulu üyesi arkadaşım bu aktiviteye katıldılar. Değerlendirme raporunu bana bu akşam gönderecekler. Belki bu yazım yayınladıktan sonra yorum yapabileceğim ama bu bir gecikme olmayacaktır. 

Sivil toplum kuruluşları hem yerel yönetimlerin hem de devletimizin önemli yol göstericileridirler. Çeşitli nedenlerle bazı cemiyetlerimiz gerek manevi gerekse aynî açılardan destek alıyor olsalar da aslında kendi yağları ile kavrulmaktadırlar. Siyasi partileri bu kapsamın dışında tutuyorum.

Sivil toplum kuruluşları içerisinde yer alan spor kulüplerimizin daha yüksek düzeyde desteklenmeleri gereklidir. Birçok kere görüştüğüm kulüp başkanlarının çoğu bu konuda benzer görüşleri savunmaktalar… Birinci olarak faaliyet gösterecekleri spor tesis ve alanlarının yetersizliği gelmektedir. Nitekim, motosiklet için kros sınıfında çok güzel işleri yaparken pist konusunda çoktan sınıfta kalmış durumdayız. Yakın zamanda pist yarışçıları için İstanbulPark’ın bu sporculara tahsis edilmesi şarttır.

Avrupa ve bazı diğer ülkelerde spor, çevre, turizm, sanat, vb. alanlarda sivil toplum kuruluşları daha yoğun faaliyetlere ev sahipliği yapmaktadır. Bazı ülkelerde vakıflar inanılmaz işlere girişmektedir. Kuşkusuz bu çalışmalar hemen olmamakta, yıllara dayanan deneyimler sonunda ortaya çıkmaktadır. Bu işin sportif tarafına baktığımızda kulüplerimizin dernek yapısından çıkıp bu işi bir kültür meselesi yaparak yaklaşması durumunda gelişmeler çok daha farklı olacaktır. 

İşte bu sebeplerden dolayı sportif derneklerin birer spor kulübü şeklinde yeniden yapılanmalarına destek vermek gerekir. Kulüp haline geldikten sonra her şey bitmiş değildir. Finansman kaynakları, spor alanları, kulüp binaları, vb. birçok eksikliğin giderilmesi kolay olmamaktadır. Bu konuda bir el kitabının hazırlanması, kulüplerimize birer yol haritasının sağlanması önemli çalışma alanlarından biri olmaya devam edecektir.