SON DAKİKA
GERÇEK BİR ZANAATKAR
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
SPORUN İÇİNDEKİ ATATÜRK...Gazeteci ve Spor Yazarı Yusuf Yalkın, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün spora olan ilgisini yazdı...
Sporun içindeki Atatürk!
22 Ağustos 1922’de başlayan, 30 Ağustos’a değin 5 gün 5 gece süren ve ordumuzun kesin zaferi ile sonuçlanan “Büyük taarruz” Cumhuriyetimize uzanan yolun en önemli başlangıç noktasıdır. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ulusumuza sunduğu en büyük nimetlerden biridir cumhuriyet… Atamızın, Türkiye Cumhuriyeti’nde spora verdiği önemi acaba yeterince biliyor muyuz? Bunu bir nebze de olsa anlatabilmek için bir alıntı ile başlıyorum yazıma… *** Atatürk’ün vefatını takip eden günlerde, o dönem sadece Avrupa’nın değil, dünyanın en popüler spor gazetesi olan ve Fransa’da yayınlanan L’ Auto’da çıkan geniş bir makalede, Mustafa Kemal’in spora verdiği büyük önem uzun uzun övülürken, şu görüşlere yer verilir: “Dünyada ilk defa beden eğitimini mecburi kılan devlet adamı Atatürk oldu. Yalnız kağıt üzerinde, nutuklarda değil, bir fiil yerine getirdi. Stadyumlar ve çeşitli spor merkezleri tesis ettirdi. Halkevlerinin spor kollarını bizzat murakabe etti. Milletin mukadderatına hakim olduğu günden itibaren Türkiye’de spor, gittikçe artan bir önem ve değer kazandı.” Peki, biz Atamızın spora verdiği önemi yeterince anlayıp, genç nesillere layıkıyla anlatabildik mi? Tartışılır! Büyük Atatürk’ün gençliğe ve spora verdiği ehemmiyet üst seviyedeydi. İşte, bu konudaki söylemlerinden biri: “Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” Atamız, çizdiği bu çerçevede, sporun özündeki “Ahlak ve sportmenlik kavramına” atıfta bulunurken, insanın aklına ister istemez çağımızdaki stat- salon kavgaları, patavatsız pervasız demeçler, sporumuzun içine yerleşmiş gereksiz kaba ve yakışıksız çekişmeler, çirkinlikler, şikeler, düzenbazlıklar, vurdum duymazlıklar geliyor! Mustafa Kemal Atatürk, sporda başarılı olabilmenin sadece bireysel değil, ulusça çaba gösterilerek gerçekleştirilebileceğine de parmak basmış şu sözleriyle: “Açık ve kati olarak söyleyeyim ki, sporda muvaffak olabilmek için her türlü yardımdan ziyade, bütün milletçe sporun mahiyetinin ve değerinin anlaşılmış olması gerekmekte; onu kalpte muhabbet ve vatani bir vazife olarak telakki eylemek lazımdır.” *** Yazımı Mustafa Kemal’in sporcuya verdiği önemi çok açık gösteren bir örnekle tamamlamak istiyorum... İtalyanları yenen Milli güreş takımımız, Florya’daki cumhurbaşkanlığı köşkünde Mustafa Kemal Atatürk tarafından kabul edilir. Ulu önderimiz sporcuları teker teker kutlar. Bu arada şampiyon olan ağır sıklet güreşçimiz Çoban Mehmet’e takılır: “Sen herkesi kolayca yeniyorsun Mehmet… Seninle güreş tutsak, beni de yener misin?” Koca Çoban, çocuksu bir mahcubiyet içinde başını öne eğerek; “Sizi bütün cihan yenemedi Paşam, ben nasıl yenebilirim?” der. Büyük Atatürk, Çoban Mehmet’in bu sözleri karşısında pek duygulanır ve şampiyonumuzu alnından öper. Emperyalist güçler karşısında kazanılan 30 Ağustos Zaferi’nin 98.yılında Atamızın önünde bir kez daha saygı ile eğiliyorum… Ruhu şad olsun… Selma kral Sarıbaş , 4 yıl önce yorumladıMüthiş güzel bi yazı olmuş tebrikler sayın YUSUF YALKIN BEYEFENDİ
İLGİLİ HABERLER
|