SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONTENJANLARI!..![]()
Spor Öğretmenliği Kontenjanları…
Herkesin gözünden kaçan bir gelişme ile karşı karşıyayız. Konunun tarafları veya sorumluları dediğimiz kesim şimdilik kendi aralarında toplanarak durumu masaya yatırıyorlar ama henüz bir gelişme yok…
Üniversitelerin Spor Bilimleri Fakültelerinin (Bazılarında Spor Yüksekokullarının) Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünde öğrenim görmek isteyen adayların bu kurumların sınavlarına girebilmeleri için YKS sınava girenlerin ilk 240 bin içinde olmaları gerekiyor.
İlk bakışta “Ne olacak canım, girsinler ilk 240 bin için sonra da aday olsunlar” denilebilir. Ama tablo göründüğü kadar kolay anlaşılmıyor. Bazı hesaplamalar yaptığımda, sözü edilen grupta yer alabilmek ve Spor Bilimleri Fakültelerinin Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümlerine girebilmek için en az 280 ve üzerinde bir puan almak gerekiyor. Bunun anlamı bu seneden itibaren bu programlara gelecek olan öğrencilerin sayısının son derecede az olacağıdır.
Bu türden bir uygulamanın amacı, yeterli düzeyde mali kadro olmadığı için spor alanında öğretmen olacakların haklarının elinden alınması ve dolaylı yoldan spor eğitimine zarar vermekten başka bir şey değildir. Bu türden bir uygulama, zaten geriye gitmekte olan sporumuzun daha da gerilere bırakılmasına yol açacaktır.
İşin bir başka boyutu, öğretmenlik bölümü dışındaki programlardan mezun olanların “Formasyon” denilen programlara alınarak öğretmenlik yapabilmelerinin sağlanmasıdır. Antrenörlük ve Rekreasyon Bölümü mezunları, Eğitim Fakültelerinde açılan Formasyon Kurslarına katılarak (Bu programların ücreti en az 2 Bin Türk Lirasıdır) aldıkları sertifika ile öğretmenlik hakkı için bir etabı tamamlamış olsalar da onları bekleyen bir başka sınav bulunuyor: KPSS…
Kamu Personeli Seçme Sınavı’na girme zorunluluğu ve alınması gereken puan yakalandıktan sonra eğer kadro varsa Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni olarak göreve başlayabiliyorlar…
Burada birkaç soruya doğru cevaplar bulmalıyız: Birincisi, bu kadar çok puanı alamayan adaylarımız Öğretmenlik Programlarına giremezlerse diğer programlara yükleneceklerdir. Fakülteler, bu bölüme öğrenci alamazlarsa diğer bölümlerdeki kontenjanları arttırabilirler.
Formasyon alabilme şansı olanlar gidip neden öğretmenlik programlarında okusunlar ki? Ya da Öğretmen olabilmek için birkaç ay süren bir eğitim sonrasında alınan sertifika ile ne kadar öğretmen olunabilir? Bir tarafta, 4 yıl boyunca çok sıkı bir eğitimden geçtikten sonra alınan bir diploma, diğer tarafta 4 yıl başka bir alanda okuyup ardından 2 aylık bir eğitimle öğretmenlik formasyonu almak…
Yazdıklarımın altını kazıdığımda spora gizli bir darbenin vuruluyor olduğunu göreceksiniz. Spor Öğretmenliği ciddi bir iştir ve kendi programından mezun olanlar yapmalıdır. Eğer diğer programlardan mezun olanların da öğretmen olmasını istiyorsak, var olan programlara formasyon derslerini koyalım. Gençlerimizin zamanlarını çalmanın lüzumu yoktur! Okudukları 4 yıl içinde bu eğitim derslerini pekâlâ başarabilirler.
Son olarak, hiçbir sportif geçmişi olmayan adayların merkezi sistemle doğrudan sıralama ile spor bölümlerine alınmaları bir cinayettir. Bu öğrenciler girdikleri programlarda zorluklar yaşamaktadırlar. Spor yapmayan, yetenek sınavından geçmeyen ve bir şekilde spor eğitimi alan bu gençlerimizin ilerideki meslek yaşamlarında başarılı olmaları mümkün değildir. Bu konunun dikkatle ele alınması gereklidir.
Ama embesil, spor sevgisinden yoksun, modern spor dünyasından kopuk, olimpik ruhtan mahrum bir nesil istiyorsak, dükkân sizin olsun…
Bu makale 270 kez okundu Yükleniyor...
|