SON DAKİKA
SPOR YORUMCULUĞU ÜZERİNE...![]() Çeşitli zamanlarda özellikle hentbol milli maçları ya da şampiyonlar ligi maçları esnasında canlı yayınlarda yorumculuk denilen işi yaptım. Spiker maçı anlatır, arada ortaya çıkan bir pozisyonu anlatmam için sözü bana verirdi. Yorumcunun o sporu bilmesi, oyuncuların davranışlarını analiz edebilmesi ve en önemlisi oyun kurallarını yutmuş olması gereklidir.
Yusuf Yalkın üstadımızın son zamanlarda yazdığı birkaç değerlendirme sonrasında olaya Fransız kalmak istediysem de bugün sabah bir radyo yayınındaki konuşmalar sonrası hayretler içerisinde kaldığımı itiraf etmeliyim. Konu, motosiklet yarışçımız Toprak Razgatlıoğlu’nun MotoGP’deki başarısı sonrasında ona ve yakın destekçisi olan Kenan Sofuoğlu’na daha fazla destek verilmesinin istenmesidir.
Motosiklet sporu, diğer sporlarla karşılaştırılamayacak özelliklere sahip bir spordur. Bu işin en üst yarışması, futbolun şampiyonlar ligi gibi MotoGP yarışlarıdır. Bu seviyede hem yarışçılar hem de motorlar her bakımdan en gelişmiş versiyonları ile mücadele ederler. Yarış öncesi devasa bir iş yükü bulunmaktadır. Motorun mekanik ve elektronik aksamları, hava ve pist koşullarına göre lastikler, yarışçıların sıvı alımı, psikolojik dayanıklılık, vb. birçok parametre yarış performansını etkileyen faktörler arasında yer alır.
Yorumcunun söylediklerinden aklımda kalanları yazıyorum; şöyle diyor, “Sayın yetkililerimiz, pisti genişletin, Toprak’ın antrenman yapacağı tesisi büyütün…” Sanıyorum sözünü ettiği pist Kenan Sofuoğlu’na ait olan Akyazı’daki yer olmalıdır. Orası eğitim ve düşük şiddetli antrenmanlar için bir tesistir. Madem bu konuda yorum yapıyorsunuz, neden İstanbulPark’ta antrenman yapsın, İstanbulPark’a yarış alalım demiyorsunuz? Yoksa İstanbul’da böyle bir pistin varlığından haberdar değil misiniz?
Bu arada, markalar arasındaki rekabeti izleyenlerimiz BMW ve Ducati arasındaki mücadeleye tanık oluyorlar. Toprak’ın olağanüstü yetenek ve becerisi anlaşılınca BMW konuya uzak kalamadı. HP4 modelini ergonomik olarak adapte ettiler. Diğer ince detayları burada yazmak istemiyorum ama okurlarım şu bilsinler: Bu rekabet BMW ile Ducati arasında denilse de aslında Ducati’nin arkasındaki güç VW’dir. Çünkü VW ve Audi 2012 yılında Ducati’yi satın aldılar… Dolaysıyla motordaki bu yarış BMW-VW arasında geçmektedir.
Bir Ducati sahibi olarak bunu da sizlerle paylaşıyorum. İtalyanlar motosiklet üretimi ve geliştirmede oldukça iyi durumdalar. Yıllar önce motosiklete başladığımda etrafımdakilerin çoğu Japon markalarını tercih ediyorlardı. Bir servis sahibinin şu sözleri aklımdan hiç çıkmamıştı: “Hocam biz Japon, Japon diyoruz ama, motoru İtalyanlar yapar…” Bu sözün etkisini artık son motorum olmasını arzu ettiğim Ducati ile tamamlamıştım. Bazı dostlarımla yaptığım konuşmalarımda bu motora ilişkin eleştirileri alsam da sonuçta kabul edin ya da etmeyin motorun Ferrari’si Ducati’dir. Çok yakında Ferrari de bir Alman şirketi tarafından satın alınırsa hiç şaşırmayın. Etrafımda bu işin dedikodularının yapıldığını duyuyor gibiyim!
Sonuçta, kıymetli spor yorumcularımızın biz dinleyenlerine daha doğru bilgiler ve açıklamalar vermesini talep ediyoruz. Pekâlâ bazı alanlara uzak olabilirsiniz ama hiç olmazsa biraz okuyun, araştırın ondan sonra söyleyin. Yoksa size gülümseyenlerin sayısı giderek artacaktır!
İstanbul, 22 Ekim 2025
Bu makale 12 kez okundu Yükleniyor...
|