SPORDA KARANTİNA GÜNLERİ...

Spor ve sporcu dostlarımız bu günlerde toplumdan, yaşamdan hem ellerini hem de kendilerini çekerek evlerinde konuşlandılar. Gazetelerini, okumak için ayırdıkları kitaplarını ve kaçırdıkları filmler varsa bu zaman dilimini en etkili biçimde değerlendiriyorlar. 

Sürekli bir telaş ve yoğun çalışmaya alışmış olanlarımızın duruma hemen adapte olmaları kolay değil.

Bu gibi zamanlarda geçmişinde izcilik yapanlarımız biraz daha şanslı sayılırlar. Onlar, el becerileri yüksek, pratik çözüm yolları konusunda oldukça yeteneklidirler. Üstelik yapılması gerekli işler varsa hızla tamamlanmasını sağlarlar.

Evde yapılmayı bekleyen bir sürü iş vardır. Kütüphane darmadağın olmuştur, kitapların tozlarının alınması ve yeniden yerleştirilmesi gerekmektedir. İşte bunu yapmak için bu ara bir fırsattır. Kitapları boyutlarına ve sayfa sayılarına göre yerleştirebilirsiniz. Konularına göre de ayırabilirsiniz. Çeşitli çalışmalarınızı dosyaladığınız klasörler kitaplıklarınızın ya en üst rafında ya da en altta durmaktadır. Bunları da gözden geçirin. İçinde süresi geçmiş poşet zarflara istiflenmiş epeyce büyük zarflar bulunuyor olabilir. Onları çıkarın, biriktirin ve sonra geri dönüşüm kutularından birine bırakın. Ama karantina süresi geçtikten sonra!

Şimdi gardıroplarınızın başına geçin. Açın kapılarını, ne zamandan beri giymediklerinizi gözlerinizle analiz edin. Birkaç elbiseye aylardır hiç dokunmadığınızı gördünüz değil mi? Hemen kızmayın canım. Herkeste bu kadar çok elbise olmayabilir. Ben, etrafımdakilere bakarak bu yorumları yapıyorum. Son senelerde alışveriş çılgınlığına kendimizi kaptırdık. Üstelik e-ticareti çok sevdik ve bütün kargo şirketlerinin yolunu gözler olduk. 

Kullanmıyorsanız, giymiyorsanız onları ihtiyacı olanlara verin. Temizletin, temizleyin, koyun poşetlere, yerel yönetimlerimizin çeşitli yerlere koydukları giysi kumbaralarına bırakın. Bu giysilere ihtiyacı olan birçok insanımız var. Bence iç çamaşır ve çorap hariç her türlü giysi eğer kullanılmıyorsa paylaşılabilir.

Karantina, hastalıklardan veya salgınlardan korunmak için çok eski zamanlardan bu yana kullanılan bir yöntem. İtalyancadaki 40 anlamına gelen sözcükten yaratılmış bir terim. Adaya gelen gemi hastalık getirir diye limana sokulmaz, kırk gün açıkta bekletilirdi. Bu kadar sürenin hastalığa yakalanılmasını önleyeceği düşünülürdü. 40 sayısı hakkında onlarca örnek verilebilir. Meraklılarımız internete girip inceleyebilirler. Şimdilerde daha kısa süre ve uygun koşullarda bunu atlatabiliyoruz.

Evde kalalım. İyi beslenelim. Bir müddet başkaları ile olan temasımızı keselim. Spor yapmak isteyenler için evde hızlı adımlarla yürümeye başlayalım. Çift ayakla sıçrayalım, duvarları itelim, dizlerimizi büküp mekik yapalım. Terledikten sonra ılık bir duş alalım. Bol su içelim. Karantinamızı eğlenceli geçirelim.