SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() SPORSUZ EĞİTİM ÇALIŞTAYI!
Sahibi belli değil, muhtemelen eğitim kaynaklı bir toplantı isteği sonrasında üç kurumun yetkilileri biraraya gelip eğitim çalıştayı düzenlediler. İçinde çalışmakta olduğum kurum da var. Orta ve yüksek öğretim kurumlarına girişte elde edilen puanların düşüklüğü ve Türkiye sıralamasındaki basamağın çok alt sıralarda olduğu gerçeği birkaç senedir ortaya çıktıkça, böyle bir toplantının yapılması çok normal karşılanmalıdır. Yapıldı. Sonuç raporlarını okumak istiyorum. Hatta herkes okumalı! Nerelerde hata yapılıyor? Çözüm önerileri nedir? Sorunların çözümü için bir eylem planı var mı? Benim dikkatimi çeken, bu olayın içerisinde spor, sanat ve kültür’ün olmadan tartışılmasıdır. Varsa da bana iletilmiş bir bilgi olmadığından bunu yazıyorum, olanlardan özür dilemeyi unutmam. Parasızlıktan spor eşofmanı alamayan öğrenciler beden eğitimi dersinden kaçmaktadırlar. 19 Mayıs ve 23 Nisan törenlerinin kaldırılmasının tek nedeni ekonomik ve eğitim kaygısıdır. Bunun gerekçelerini daha sonra yazacağım. Bazı baskılar nedeni ile kız çocukları spordan uzaklaştırılmaktadır. Okulların bahçeleri otopark yapıldığı için çocukların birbirleri arkalarından koşacakları, küçük sünger toplarla (içi sertçe sünger top) “şişlemece” oynayacakları alanlar kalmadı. Bırakın eskiden yapıldığı söylenen “önlerine top atılarak yapılan beden eğitimi dersleri”ni, artık neredeyse bu dersler tarih olma mertebesine getirildi. Yıllardır bilirim, bu dersler, hele okullarda spor salonu yoksa kış zamanlarında yağmur ve kar nedeni ile asla yapılmaz. Bunun yerine hep matematik problemleri çözdürülür, çözdürülürdü. Peki bu kadar çok problem çözdük, neden hala hesap tutturamıyoruz? Neden bildiğimiz bir icatın sahibi Türk değil? Bu sorularla kimsenin moralini bozmak istemem. Ancak onlarca ve yüzlerce çalıştay sonrasında ortaya çıkan hangi sonuç bizi bir adım ileriye götürdü? Ekonomi dışa bağımlı, kültür zaten pompalanmaya çalışılıyor, Türk kültüründen uzaklaştırılmakla meşgulüz; sanatçıyı sevmeyiz, sporu olimpiyattan olimpiyata hatırlarız. Ticareti kanunlarla yönetiriz, oysa ticaretin kendine has bir şekli vardır. Çocukları büyüklerin istekleri ile yönlendirmeyi severiz. Trafikte var olan kurallarla değil kendi koyduklarımızla ilerlemeyi isteriz. Trafik demişken, bildiğimizi sandığımız ama bilmediğimiz o kadar çok kural var ki! Bakın ikisini yazayım: Beyaz zemindeki ters üçgen ne anlama gelir? İlk gördüğünüze sorun. Umarım bilirler… Trafik işaretleri içerisinde sekizgen olan levha ne anlama gelir? Bunu da sorun! Bir tek o işaret sekizgendir... Eğitimi kültür, sanat ve sporla taçlandırmazsanız ondan çok şey bekleyemezsiniz. Arkadaşına bir mektubu yazmayan, bir çiçeğin saksıdaki halini suluboya ile resmetmeyen, ayakkabısını ayağına geçirip top oynamaya çıkmayan oğlanlar, arkadaşları ile ip atlamaya gitmeyen kızlar ne kadar okursa okusunlar yaşamdam kopmuş birer insan olarak bu dünyadaki konumlarını sürdüreceklerdir. Şimdi birkaç soru daha yazayım: Spordan bu çalıştaya gelen oldu mu? Sanat için kimler, nerede yer aldı? Kültür derken, kişilere bırakılmayacak kadar önemli iken, birimlerin yetkilileri ile çözülecek değildir bu işler... Farklı paydaşlar, gelecek planlamacıları ve işin delisi insanların biraraya gelmesi gereklidir. Eğitime yapılan yatırımların semeresinin görülmesi uzun yıllar sürer. Şu aralar herkes farklı hedef ve beklenti içindeler. Ortaya konulmuş ciddi bir hedef var. Onun ne olduğunu bilmeyen yok. Bir taraf keyifli ve böyle olmasını istiyor, diğer taraf ise buna karşı çıkıyor. Bu çatışma, bir müddet daha devam edeceğe benziyor. Ama birden para değerinin düşmesi, yaşam kalitesinin negatife bürünmesi, okullardaki başarının daha da aşağılara inmesi kimleri rahatsız edecektir? Cevap çok basit şekilde veriliyor: Tembel öğrenciler yüzünden oluyor derken, bizim bu tabloda sorumluluğumuz yok mu dersiniz? Galiba cevaplanması gereken asıl soru bu oluyor kıymetli okuyucularım... Bu makale 391 kez okundu Yükleniyor...
|