SON DAKİKA
SPORU SADECE FUTBOL ÜZERİNE Mİ KURALIM?
Yusuf YALKIN [email protected]
Medyanın spor ya da başka bir konuda etkin olabilmesi için iki önemli husus var. Birincisi bunu haber olarak sıkça kullanması; ikincisi ve daha da önemlisi bunun inandırıcı olması… Yıllar öncesinde, TRT’nin tek görsel yayın organı olduğu dönemlerde; yazılı basının yani gazetelerin ve dergilerin spor üzerindeki etkileri hayli fazlaydı.
O zaman da futbol en ön plandaki spor dalı olmasına karşın; özellikle başta güreş olmak üzere diğer spor dalları da medyada yer bulabiliyordu. Örneklemek gerekirse; bir Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu kamuoyu iyi bilirdi; bir Türkiye Boks Şampiyonası’nda salonlar hınca hınç dolardı; Ankara Tenis Turnuvası önemli bir etkinlik olarak dikkat çekerdi. Güreş, boks şampiyonaları büyük ilgi görürdü. Atletizmin özel bir yeri vardı. Eskrim, masa tenisi ve diğerleri kamuoyunca takip edilirdi. Çünkü, TRT ve gazeteler her sportif etkinliğe önem verirdi. Kamuoyu, bisikletçi Rıfat Çalışkan’ı, masa tenisçi Oktay Çimen’i, bilardocu Bora Karatay’ı, hentbolcü Ali İsmet Ural’ı, güreşçi Salih Bora’yı, boksör Celal Sandal’ı, eskrimci Özden Ezinler’i, Ali Tayla’yı, tekvandocu Tennur Yerlisu’yu, binici Murat Dizdaroğlu’nu, basketbolcü Barış Küce’yi, voleybolcu Semih Oktay’ı ve diğer spor emekçilerini de ünlü bir futbolcu kadar tanırdı. Çünkü, onlar da futbolcular kadar olmasa bile medyada yer alırlar, haberleri, röportajları çıkardı.
Spor konularında sadece haber vermekle yetinilmez, araştırmalar yapılır ve bunlar da medyada yayınlanırdı. Dahası, TRT ve gazetelerde branşlaşma (ihtisaslaşma) vardı. Bu nedenle, yazarlar ve muhabirler takip ettikleri spor dallarında bilgi sahibiydiler. Yazdıkları okunur ve ciddiye alınırdı. Eleştirilen bir spor adamı ya da bir sporcu bundan etkilenirdi. Çünkü, haberin ya da yorumun inandırıcılığı vardı. Medya gerçek manada spor üzerinde etkiliydi. Yazılanların gerçek olması, kamuoyunda medyanın güçlenmesi sonucunu doğuruyordu.
Görsel medyada (Televizyonlarda) son senelerde hızlı ama disiplinsiz ve bilinçsiz çoğalmalar oldu; sayıları hayli arttı. Ancak buralarda görev yapacak yetişmiş elit eleman sayısının yeterli olmayışı nedeniyle kalite düştü. Yazılı medyada da (gazeteler) benzer artışlar olduğundan spor haberinde de kalite düştü. Masa başı asparagas (Uydurma ve sansasyonel) haberler ön plana çıkmaya, magazin haberleriyle spor haberleri iç içe girmeye başladı. Spor kendine özgü özel yapısından uzaklaşarak, televole tipi programların da artmasıyla magazine malzeme olmaya başladı.
Böylelikle, televizyon ve gazeteler inandırıcılıklarını yitirmeye başladılar. İhtisaslaşmadan uzaklaşıldı; her şey futbolun etrafında dönmeye ve yoğunlaşmaya başladı. Rahmetli Turgut Özal’ın futbolu özerk hale getirmesiyle birlikte bu spor dalı ahtapotun kolları gibi uzadı ve öteki spor dallarını yutmaya başladı. Medyadaki rekabetin artışı da beraberinde reyting kaygısını getirdi. Gazetecilik kökeni olmayan patronların sahip oldukları medya kuruluşları, haberciliği bir kenara bırakıp reyting uğruna ticari kafayla hareket edip, sporun da buna alet edilmesine seyirci kaldılar. Özellikle eski hakemler, eski teknik adamlar, eski idareciler ve eski futbolcuların yorumculuğa başlamalarıyla iş iyice çığırından çıktı. Gazeteler ve televizyonlar, sadece “Futbolun sihirli gücüne” tutundular. Futbolu yazdılar, futbolu yayınladılar, futbolu konuştular…
Basketbol, voleybol gibi birkaç branşın dışındaki spor dalları medya tarafından neredeyse dışlandı. Medya kuruluşlarında ihtisaslaşma ortadan kalktı. Sadece futbolu bildiğini sanan bir güruh peydahlandı. Böylece medyanın spor dallarının büyük bir bölümünün üzerindeki etkisi kendiliğinden kayboldu. Çünkü, bu dallardaki gelişmeleri çok olağanüstü sonuçlar olmadıkça görmez oldular… İşte bu nedenledir ki, son günlerde eskrim, karate ve güreşte elde edilen başarılar yeterince değerlendirilmedi. Ülke, medyanın yarattığı korkunç futbol atmosferiyle, neredeyse sadece “Futbol konuşmaya, futbol düşünmeye, futbol izlemeye” zorlanıyor. Ve doğal olarak “Spor” denince akla sadece futbol geliyor!
Bu makale 417 kez okundu Yükleniyor...
|