SON DAKİKA
SÜPER LİGDEN RESİMLER!..
Süper ligde ilk devre bitti…
Ahım şahım bir futbol izlediğimiz söylenemez.
Bunda şampiyon adayları üç- dört takımımızın, üç kulvarda yarışacak kıvamda olmadıklarını gördük.
Açıkçası şunlar sıralanabilir...
Trabzonspor, artık büyüklük kompleksinden vazgeçmeli. İki yıldır “Takım Olma” yapısından çok uzaklarda. Eski günlerini değil, bugünü düşünmeli. Yoksa bu anafordan kurtulamaz.
İstanbul’un üçlüsü,100 yıldan fazla şampiyonluğa oynayan takımlarımız da, derbilerde izlediğimiz kadarıyla, şanlarına uygun bir oyun sergileyemediler.
Son Fenerbahçe- Beşiktaş maçında, teknik direktörler korkaktı, oyuncular korkaktı, hakemler korkaktı, seyirciler korkaktı. Bırakın gol atmayı,kaleye şut atmayı bile düşünen kimse yoktu. Hadi kalecilikten gelme Şenol Güneş, zihinsel olarak gol yememeye şartlanmış diyelim, saha kenarında dövüş horozu gibi duran Hollandalı’ya ne demeli? Bu kafayla takımlarımızın Avrupa’da başarılı olması hayaldir. Rest çekmeyi bilmeyen hiçbir oyuncu, hiçbir oyunda kazanma şansı bulamaz.
* * *
Takımlarımızın adları değişti, statlarımızın adları değişti. Yetmedi, formalar renk renk flamalara döndü. En az 15- 20 dakikada alıştığımız renkleri bulabilirseniz bulunuz. Hadi buna da amin diyelim. İstanbul’un marka takımları sekiz, dokuz, on, on bir yabancı ile sahaya çıkarlarsa, biz kimi alkışlayacağız? Adlarını bir yılda öğrenemediğimiz oyuncuları mı? Burada kimse milliyetçilik ayaklarına yatmasın. Biz Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray sevdalıları, çocuklarımıza kimleri örnek göstereceğiz? Hangi anımızı ballandıra ballandıra anlatacağız?
Milli Takımımızın durumunu görüyoruz. Böyle giderse seyirci olarak yapacağımız tek çıkar yol, Ada Takımlarını, İspanyayı, İtalyayı koltuğumuza oturup paşa paşa seyretmek olacak…
* * *
Teknik direktörler… Yöneticilerin iki dudağı arasında kaderleri…
Üzüldüğüm nokta işine son verilen biri yerine, 10 dakika sonra hemen bir başka meslektaşı bulunuyor.
İnsan şaşırıyor…
Bu görevi kabul etmeden, insan azledilen meslektaşı ile görüşmez mi? Hiç olmazsa telefonla, nedir bu işin iç yüzü diye sormaz mı?
Balıklama atlamak ayıp olmuyor mu?
Mesleğin saygınlığına gölge düşürmek değil mi bu?..
* * *
Üç İstanbul takımı 1. devre bitti, hala transfer peşindeler.
Beşiktaş savunmasını bir türlü oturtamadı. Orta saha tekleyip duruyor. İki iyi golcüsü pas bekler durumda. Şampiyonluğa oynayan takımların yorgunluk mazereti kabul edilemez. Cenk- Oğuzhan arasındaki son penaltı yavanlığı, tam bir laubalilik…
* * *
Fenerbahçe, kanımca oyuncularının kalitesini sahaya yansıtamıyor.
Bu yabancı çalıştırıcılar, bizce efsane olmuş takımlarımızı, müstemleke takımları ile karıştırıyorlar. Unutmasınlar ki, memleket nüfuslarının 3- 4 misli seyircisi var Fenerbahçenin... Bu takım sahaya çıkarken kaç gol atarız havasında yayılır sahaya. Müdafaaya çekilip “Aman gol yemeyelim” korkusu içinde olmaz! Deplasmanlarda Fenerbahçe seyircisinin iki eli yüreği başında…
* * *
Galatasaray, Muslera dışında güven vermekten uzak.
Selçuk ve Sneijder iki yıl takımı taşıdılar. Ancak bu yıl görev aldıkları maçlarda, takım onları taşıyor!.. Yenilerin ise çok verimli olup direksiyonun başına geçmeleri de zor görünüyor. Sarı Kırmızılılar kalecisinin sırtladığı takım görüntüden kurtulamazsa, bir yerde duvara toslarlar!
* * *
Özetle şunu söylemek istiyorum. Yüz yıldan yaşlı üç takımımız hangi maç olursa olsun, sahaya korka korka çıkma lüksünü taşıyamaz. Bu, onların seyircileri için affedilir bir durum olamaz…
* * *
Son zamanlarda bir takım istatistikler veriliyor.
Ancak bir anlam taşıyan istatistik rakamlar iyi seçilmek gerekir. Oyunun yüzde 75’inde topu kullanmak, eğer gol atmaya dönük değilse, avara kasnak gibi dönmekten farkı olmaz! Son Beşiktaş- Gaziantepspor maçında yüzde 25’le oynayan misafir ekip biraz dikkatli olsaydı karakartal üç puanı zor alırdı.
* * *
Hakemlerimiz dışarıda iyi, içerde çok tartışmalı maçlar yönettiler…
Kırmızı kart çıkarmakta çok çekingenler. Meslektaşını bile bile sakatlamaya dönük hareketleri, sarı kartla geçiştirmek olmaz. Bu çekingenlik sarı kartlarda ise tam tersi; çok kolay sarı çıkarılıyor. Bir de bazı oyuncuların, abartılı sakatlanma atraksiyonları rahatsız edici düzeyde… Yakışmıyor!..
* * *
Astronomik transfer harcamaları olmayan iki takımımızı alkışlarım; Medikol Başakşehir ve Osmanlıspor…
Hem oynadıkları temiz futbol, hem aldıkları sonuçlar, alkışa değer.
Kendilerini keyifle izlettiriyorlar!
Örnek gösterilmeyi hak ediyorlar…
Bu da üzerinde düşünmemiz gereken bir durum…
Bu makale 271 kez okundu Yükleniyor...
|