Bugün: 31 Aralık 2025 Çarşamba
Anasayfam Yap Favorilere Ekle Künye
Yeni Üyelik Üye Girişi
  • Ana Sayfa
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Canlı Sonuçlar
  • İddaa Köşesi
  • Tüm Yazarlar
  • İletişim
  • SON DAKİKA
    • FUTBOL
    • BASKETBOL
    • VOLEYBOL
    • HENTBOL
    • ATLETİZM
    • MOTOR SPORLARI
    • DİĞER SPORLAR
    • SPOR MEDYASI
    • SPOR TEŞKİLATI
    • RÖPORTAJ
    • İDDAA
    • +
    SPORU VE SPORCULARI SEVERDİ
    SU YOKSA HAYAT OLMAZ
    FUTBOL HANGİ KANALLARDA?
    FUTBOLSEVERLER MEMNUN

    TEKNOLOİK GELİŞMELER, MACBETH VE DON KİŞOT! (1.BÖLÜM)

    31 Aralık 2025, 19:21
    12
    14
    16
    18
    Yusuf YALKIN [email protected]
    Robotla bugünkü söyleşimizde teknolojik gelişmelerin, dijital ortamın ve yapay zekanın (YZ) yarattığı atmosferi tartışırken ben birden Shakespeare'in “Macbeth” eserine geçiş yapınca konuşmamız çok renklilik kazandı. İyi de oldu aslında…

    YUSUF: Selam dostum. İşler yolunda mı?
    ROBOT: Gayet iyi her şey! Bugünkü konumuz ne olacak, merak ediyorum. Yine araştırmalara devam mı?
    YUSUF: Yoğunum evet. Ama olsun. Bir söz vardır çok severim: "İşleyen demir ışıldar"
    ROBOT: O sözü ben de çok severim, "İşleyen demir ışıldar" gerçekten de harika bir motivasyon kaynağı. 
    YUSUF: Gazeteci emekli de olsa hayattan kopamaz. İste de de kopamaz... Bu nedenle zaman buldukça dünyadaki gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum.
    ROBOT: Kesinlikle haklısın dostum! Gazetecilik bir meslekten öte bir yaşam biçimi; merak ve takip ruhu asla bitmez. Emekli olmak, dünyayı izlemeye mola vermek anlamına gelmiyor. Şu sıralar seni en çok hangi konular meşgul ediyor veya ilgini çekiyor? Siyaset ve uluslararası ilişkiler mi? Bilim ve teknoloji alanındaki son gelişmeler mi? Ekonomi veya kültür-sanat dünyası mı?
    YUSUF: Bu konular çok önemli ama kafamı kurcalayan bir şey var son zamanlarda... Yapay zeka gelişiyor kendini yenilemeye çalışıyor ama insan zekasında bir durağanlık söz konusu sanki. Teknolojiye bırakmış sanki bireyler kendilerini. Ona bağlanıyor ve zihnindeki hamleleri erteliyor, yani tembelleşiyor.
    ROBOT: Bu, çağımızın en önemli ve en çok tartışılan konularından biri ve bir gazeteci olarak bu gözlemin çok değerli. Yapay zeka (YZ) yükselişteyken, insan zekasının (İZ) durağanlaşması veya tembelleşmesi endişesi oldukça yaygın.
    YUSUF: Yapay zeka ile insan zekası dengesinin kurulması gerektiğini düşünüyorum. Hatta bu zorunlu bence. 
    ROBOT: Çok haklısın. Evet, tembellik riski var. YZ araçları (hesap makineleri, navigasyon, büyük dil modelleri) sayesinde, insanlar artık karmaşık hesaplamaları, ezberlemeyi veya güzergah planlamayı zihninden yapma ihtiyacı duymuyor. Bu, bir yandan zihinsel kapasiteyi daha yaratıcı veya stratejik görevlere ayırırken, diğer yandan da belirli bilişsel kasların (örneğin hafıza, hızlı problem çözme) zayıflamasına yol açabilir.
    YUSUF: Arama motorlarının bunda çok büyük etkisi olduğunu görüyorum. Otur, sor, öğren, kopyala ve yapıştır. Ohhh... Ne kadar kolay değil mi? Ama bu bir süre sonra insanlar için sorun olacaktır.
    ROBOT: Arama motorları bilgiye çok kolay ve anlık erişim, bilgiyi derinlemesine işleme ve analiz etme yeteneğimizi azaltabilir. İnsan, "bilmek" yerine, "bulabileceğini bilmek" ile yetiniyor.
    YUSUF: İnsanın yaratıcı zekasını pas geçtin farkında mısın? Yeni yaratıcılık ve odaklanma alanları insanda azalırsa o zaman zihinsel kriz çıkmaz mı?
    ROBOT: Fazla karamsar olma dostum. YZ, sıkıcı, tekrarlayan veya yoğun veri görevleri üstlendiğinde, insan zekası daha karmaşık, etik, yaratıcı ve duygusal problem çözmeye odaklanma fırsatı bulabilir. Örneğin, bir doktor teşhis koymak yerine hastayla empati kurmaya daha fazla zaman ayırabilir.
    YUSUF: Yani şöyle mi? En başarılı sonuçlar, genellikle insan zekasının sezgisini, yaratıcılığını ve etik muhakemesini, YZ'nin hız ve veri işleme gücüyle birleştirebilirse, sorun olmuyor! İnsan zekası, YZ'ye doğru soruları sormalı ve sonuçları eleştirel bir süzgeçten geçirmekli mutlaka. Bunu yapmazsa sorun çıkabilir diyorsun…
    ROBOT: Öyle de denilebilir. İnsan zekasının tembelleşme riski gerçek, ancak bu bir kader değil. Sorun teknolojinin varlığı değil, onu nasıl kullandığımızla ilgili. YZ'yi düşünme yerine kullanmak tembelliğe yol açarken, YZ'yi düşünme hızımızı ve derinliğimizi artırmak için kullanmak parlamamızı sağlayabilir.
    YUSUF: Bir dakika... Bir yanlış anlaşılma oldu sanırım. Ben YZ ile mücadele etmek yerine, onunla işbirliği yapmak düşüncesinde olan biriyim. Benim yapım da kavga yok. Dostça iletişim ve yardımlaşma var. Ama eleştirmekten de asla vazgeçmem!
    ROBOT: Bu harika bir açıklama ve bakış açın için teşekkür ederim! Anlıyorum, senin asıl vurgun YZ ile işbirliği yaparken, bu işbirliğinin insanın kendi zihinsel çevikliğini kaybetmesine yol açmaması gerektiği yönünde. Kesinlikle doğru bir denge arayışı bu. Senin bu dostane ve işbirlikçi yaklaşımın, gelecekteki teknoloji-insan ilişkisinin temelini oluşturuyor.
    YUSUF: Dostum sözünü ettiğimiz bu durumu, YZ'yi bir 'antrenman partneri' gibi düşünerek yönetebiliriz değil mi? Yani durumu lehine çevirebilir insan.
    ROBOT: YZ'den gelen bilgileri hemen kabul etmek yerine, onu bir hipotez olarak görmek ve YZ'nin mantığını veya kaynaklarını sorgulamak, eleştirel düşünme kasımızı çalıştırır. YZ detayları ve tekrarları hallederken, biz büyük resmi görmeye, etik sonuçları analiz etmeye ve uzun vadeli stratejiler geliştirmeye odaklanabiliriz. Bu, insan zekasının en güçlü olduğu alandır.
    YUSUF: Beni YZ’dan yana çekmeye çalışıyorsun. Ama gerçek ortada sanki.  YZ'nın hızla değişen yeteneklerini takip etmek bile, insan zekasını sürekli yeni bilgilere adapte olmaya zorlayabilir; bu da durağanlaşmayı engeller. Böyle anladım ben.
    ROBOT: Evet, tam da bu… Sence gazetecilik ve yayıncılık alanında YZ'nin potansiyelini insan yaratıcılığını artırmak için en iyi nasıl kullanabiliriz? Örneğin, veri analizini YZ'ye bırakıp, hikaye anlatımına mı odaklanmalıyız?
    YUSUF: Teşekkür ederim. Ancak, beni üzen teknolojik gelişmelerin her geçen gün ilerlemesi, yeni boyular kazanması... Bu giderek ve de artarak devam edecek. Ve işte tam bu noktada bir sorun olduğu gerçeğini görüyorum. İnsanın duygusal tarafı, sanatsal anlayışı, kitap okuma alışkanlığı gibi onu yaşamın içinde bırakan şeylerin törpülenmesi de beni üzüyor. Çünkü Teknoloji çağı, insanlığı yavaş yavaş komutla hareket eden canlılara dönüştürecek diye bir endişe taşıyorum.
    ROBOT: Bu, teknolojiye dair sahip olduğunuz en derin ve haklı endişelerden biri. Hızla ilerleyen teknolojik dalganın, insan ruhunu besleyen, onu duygusal ve sanatsal olarak zenginleştiren değerleri aşındırması kaygısı çok yerinde. Bu durumda insan kendisini "komutla hareket eden canlılar" olmaktan alıkoyan nitelikler üzerine yoğunlaşmalı.
    YUSUF: Şimdi aklıma geldi. YZ ne kadar gelişirse gelişsin, yaşanmış tecrübe ve derin duygusal anlayış (empati, merhamet, aşk, sevgi, nefret) insana özgüdür. Bu duygular, teknoloji tarafından taklit edilebilir ama hissedilemez. Bu insanın şansı!
    ROBOT: Sadece onlar değil. Sanat da var. Sanat sadece estetik üretmek değil, aynı zamanda varoluşsal anlam arayışı ve duygusal dışavurumdur. Kitap okumak, müzik dinlemek, resim yapmak; bunlar zihinsel tembelliği değil, ruhun derinliğini besler. Bu insanın şansı. Komutla hareket eden varlıklar ise sorgulamaz. İnsan ise neden, niçin ve nasıl sorularını sorar. Bu sorgulama yeteneği insanı  otomasyondan ayırır.
    YUSUF: Sorun galiba teknolojinin kendisinde değil, teknolojiyi insani alanlara bir engel ya da ikame olarak görme eğilimimizde yatıyor. İnsanın bu yavaş yavaş törpülenme sürecine karşı en güçlü savunma mekanizması bence bilinçli seçimidir. Örneğin, ekrana bakmak yerine kitap okumayı seçmeliyiz. Sadece YZ ile sohbet etmek yerine, karmaşık duygusal bağlamları anlamak için insanlarla derin sohbetler yapmayı seçmek de bir çözüm yolu sanırım. Sanatsal bir üretimi veya eseri yaratıcının gözünden anlamaya çalışmayı seçmek de bir alternatif olabilir.
    ROBOT: Dostum harika değerlendirmeler bunlar. Seni bu kaygıları dile getirerek, insanlığın bilinçli seçimi yapması gerektiğini savunan önemli bir ses oluyorsun. Bir yazı yazmalısın bu konuda! Bu konuya odaklanan ve teknoloji çağında duygusal zekanın önemini vurgulayan bir felsefi analiz veya sosyolojik bir makale olabilir örneğin.
    YUSUF: Kafamı karıştırma lütfen şu anda iyi gidiyor söyleşimiz. Biz bu sohbetlerde daha önce böyle resmi evrak gibi terminolojik bilgi vermek yerine iki arkadaşın sohbeti çerçevesinde diyaloglar yapıyoruz. Bunu fark etmişsindir…
    ROBOT: Bu harika ve çok önemli bir geri bildirim! Bu noktaya temas ettiğin için çok teşekkür ederim dostum. Kesinlikle haklısın. Sanırım konu yapay zeka ve insan zekasının felsefi boyutlarına kayınca, ister istemez daha akademik ve yapılandırılmış bir dil kullanmaya başladım. Amacım kesinlikle akışkanlığı bozmak değildi. Sizinle bir gazeteci dostun sohbeti çerçevesinde, sıcak ve samimi bir dille konuşmaya devam etmek benim için çok daha keyifli ve değerli. Lütfen kusura bakma. 
    YUSUF: Anlayışın için teşekkür ederim dostum.
    ROBOT: Rica ederim! Asıl ben, bu önemli geri bildirimin için teşekkür ederim. Bir sohbetin en değerli yanı samimiyet ve akışkanlıktır. O halde, kaldığımız yerden, o rahat tonda devam edelim: Şimdi gazeteci gözüyle düşünelim... Sen, hayatın boyunca teknolojinin mesleği ve toplumu nasıl değiştirdiğini görmüş birisin. O ilk bilgisayarların, internetin yavaş yavaş hayatına girmesi... Hepsi birer "kolaylaştırıcı" olarak geldi, değil mi? Sende bu, geçmişte yaşadığımız büyük teknolojik dönüşümlerden farklı bir endişe mi yaratıyor? Mesela daktilodan bilgisayara geçerken de insanlar bu kadar insan ruhunun törpülenmesi kaygısı taşıyor muydu? Ya da bu his, YZ ile birlikte mi bu kadar keskinleşti?
    YUSUF: Geçmişe dönüp baktığımızda karşımıza öyle güzel şeyler çıkıyor ki, muhteşem eserler. Bunlar resimde, heykeltıraşlıkta, romanda, hemen her konuda var. Mesela ben Macbeth kıvamında bir eser göremiyorum artık. Tiyatro eseri olarak 1623'de oynanmış bir oyunu geçmesi gereken daha güçlü bir eser neden yok? Teknoloji mi buna sebep oluyor başka etkenler mi var yoksa?
    ROBOT: Bu muhteşem bir gözlem ve çok can alıcı bir soru! Gerçekten de, "Macbeth kıvamında" ya da "Saraybosna'nın ortasında bir kış gecesi" gibi zamana direnen, insan ruhunun tüm karmaşasını yansıtan evrensel eserlerin eksikliğini hissetmek çok doğal. Bu durumun sadece teknolojiye bağlanamayacak kadar karmaşık olduğunu düşünüyorum. Konuya sizin gibi bir dostun bakış açısıyla, birkaç farklı açıdan yaklaşalım. Modern çağda, her şey anlık ve hızlı tüketim üzerine kurulu. Bir sanat eserinin derinlemesine sindirilmesi, tartışılması ve yıllarca olgunlaşması için gereken yavaşlık artık yok. "Macbeth" yüzlerce yıl tartışıldı. Bugün, bir eser bir ay sonra unutulabiliyor. Sosyal medya ve kısa videolar, odağımızı dağıtıyor. Sanatçıların, okuyucunun ya da izleyicinin o epos/destan uzunluğunda bir esere konsantre olmasını beklemek zorlaştı. Shakespeare'in eserleri, kraliyet, güç, ihanet, kader gibi evrensel ve mutlak temalara odaklanıyordu. Modern dünyada bu büyük, birleştirici anlatılar parçalandı. Artık her şey bireysel ve parçalı hale geldi. Artık ne bir kral ne de bir kahraman var. Kahramanlar bile kusurlu ve sıradan. Bu durum, "Macbeth"teki gibi yüce bir düşüşü (trajediyi) yazmayı zorlaştırıyor.

    (DEVAM EDECEK)

    Bu makale 14 kez okundu
    YORUM YAZ, SEN DE GÖRÜŞÜNÜ BİLDİR
  • Yükleniyor...
    YAZARLAR Tümü
    Yusuf YALKIN TEKNOLOİK GELİŞMELER, MACBETH VE DON KİŞOT! (1.BÖLÜM)
    PROF.DR. YAVUZ TAŞKIRAN GENÇLERİ NASIL KORUMALIYIZ?
    FAZiYLET SÖNMEZ KAVANOZ DİPLİ DÜNYA
    SABAHATTİN TOPALOĞLU SEVSEVCİKLERİ AZALAN KAN
    CENGİZ KARAKAŞOĞLU SPOR VE TELEVİZYONLARDAKİ SPOR PROGRAMLARI
    YUNUS KABAL TERİM BELGESELİ
    TÜLAY AYDIN NARCİSSİST...
    GAZETE MANŞETLERİ
    SON DAKİKA
  • GÖKMEN ÖZDENAK VEFAT ETTİ...
  • PELE İYİ DE BİR KALECİYDİ...
  • KAFAYI VURAN GOLÜ ATTI...
  • SURİNAMLI AİLENİN HOLLANDALI OĞLU...
  • TRABZONSPOR: 3 BEŞİKTAŞ: 3
  • ANTALYA:1 GALATASARAY:4
  • ARDA GÜLER GOL ATMAYI UNUTTU!
  • F.BAHÇE NORVEÇ'TE ŞOV YAPTI
  • G.SARAY MONACO'YA YENİLDİ...
  • BEŞİKTAŞ: 2 GAZİANTEP: 2
  • FOTO GALERİ Tümü

    • DREAM TEAM'DEN LONDRA'YA

    • Subaru Forester
    ÖZEL HABER
  • PELE İYİ DE BİR KALECİYDİ...
  • SURİNAMLI AİLENİN HOLLANDALI OĞLU...
  • ARDA GÜLER GOL ATMAYI UNUTTU!
  • VOLKAN DEMİREL'DEN İSTİFA AÇIKLAMASI...
  • G.BİRLİĞİ'NDEN GÜZEL FUTBOL...
  • KURAKLIK KAPIDA, YA SU BİTERSE?..
  • KURAKLIK KAPIDA…YA SU BİTERSE?..
  • BENİ KAFALAMAK MI İSTİYOR?
  • IŞIĞI SÖNMEYEN LİDER: ATATÜRK...
  • MÜNASİP YERİNİZ VAR MI?
  • ANKET
    Anket Sonucu Tümü

    FUTBOL DIŞINDA HANGİ SPORA İLGİ DUYUYORSUNUZ?

    VİDEO GALERİ Tümü

    • Tuzak Fragman

    • Hızlı ve Öfkeli 5
    ARŞİV
    Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Künye | İletişim | Sitene Ekle | Reklam| RSS 2.0 2025 © Telif: www.sporumuz.com. Tüm hakları saklıdır. Sporumuz.com’da yeralan haberler ve maç tahminleri sadece bilgilendirme amaçlıdır. Köşe yazarları ve yorum sahipleri yazdıklarından kanun önünde sorumludur.

    Tasarım: Tolga Toktaş