SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() ULUSAL SEVİNÇ VE SÜPER LİG...![]()
ULUSAL SEVİNÇ VE SÜPER LİG
Ulusal Futbol Takımımız son dakikalarda, Selçuk’un attığı şahane bir serbest vuruşla gole ulaştı ve İzlanda’yı 1-0 la geçtik. Bu kazanım, gurubumuzda beklenmeyen sürpriz sonuçlarla birleşince, Avrupa Kupasında son 16’ya kaldık. Bu sonuç hem futbol camiamızı, hem de futbol meraklılarını sevince boğdu. Emeği geçen herkesi yürekten kutlarız. Şunları da söylemeden geçmeyelim. İzlanda, ilk maçta izlediğimiz futbolundan çok uzakta idi. Frikik golünü düşünmezsek, biz de ahım şahım bir oyun sergileyemedik. İlerdeki kupa maçlarında ne yaparız, şimdiden bir şey söylemek yersiz olur.Şurası bir gerçek ki, Ulusal takımımızın Avrupa maçlarında, çok daha üstün performans göstermesi gerekecektir. Öyle ki iş şansa kalmasın. Seyircisi çok takımlarımız bu haftaki maçlarında hiç de iyi görünmediler. Geçen hafta Trabzon sahasında Konya’ya yenildi. Az da olsa oyunun hakimi durumundaydılar. Ancak kaleye attıkları şutlarda çok acemi göründüler. Çok para ödedikleri yabancıları, aldıkları paraya göre bir oyun sergileyemediler. Trabzon’un arka arkaya aldığı üç yenilgiye bir yenilgi de Mersin’de eklendi. Durum düşündürücü görünüyor. İçte çekişmeler mi var pek anlaşılmıyor. Gönül istemez ama, vefalı Trabzon taraftarları böyle giderse, korkarım takımlarına küserler. Teknik direktör Şota da fazla dayanamaz bu gidişle.. Galatasaray ancak 2. yarıda kendini buldu ve Gençlerbirliğini 4-1 le yendi. İlk yarıda doğru dürüst gol pozisyonları olmadı bile. İyi ayaklara sahip Galatasay’ın bu durgunluğu üstlerinden atmaları gerek. Gençler hızlı oyuncuları ile başlarda epey fırsat yakaladılar. Muslera geçen haftalara göre düzelir gibi. Bir, ki gol kurtarışı oldu. Ancak eski formunda değil. Derbi öncesi Galatasaray, başa güreşen bir takım gibi görünmedi açıkçası. Fenerbahçe, takım olarak akordunu bulmuş değil. Ligin sonlarındaki Kayseri’yi bile rahat yenemediler. Pereira sanki seyirci gibi izliyor takımını. Van Persia’nin müthiş frikik golü bile, heyecanlandırmadı hocayı; laf olsun diye alkışlaması gözlerden kaçmadı. Fenerliler, Galatasaray derbisini pek düşünmüyorlar sanki. Belki de çok düşündüklerinden, üstlerinde durgunluk var.90 dakika içinde ancak iki üç şut…Bu performansla derbide işleri zor. Kaleci Volkan çok sinirli. Geçen yılın sinir bozukluğu sürüyor. Fenerbahçe kaptanının oyunu bırakıp, Kayseri oyuncuları ile itişip durması hoş olmadı. Üstelik kırmızı kart görüp derbi öncesi cezalı duruma da düşebilirdi. Fener Kaptanına yakışmaz bu. Gerçi Kayserili oyuncunun faulü de sert ve yavandı. Kayseri takımı, hem kendi seyircisine, hem de futbolseverlere zevk vermekten çok uzak. Kayseri zenginleri nedense çok daha iyi takımlar kurabilecek heves ve istek içinde değiller galiba. Bir iki flaş isim alabilirler, takımı mücadele edebilecek duruma getirebilirlerdi. İyi niyetli Tolunay Kafkas’ın işi zor; çok yorulacak. Lig lideri Beşiktaş, oyuncu zenginliği içinde, takım kurmakta zorlanıyor. Daha doğrusu durduk yerde kendini zora sokuyor. Olcay’ın geçen yılın ikinci döneminden bu yana düşüşü belirgin. Bu mevsim başlayalı üç ayı geçti; hala kendini bulmuş değil. Özellikli bir oyuncun varsa, ona her zaman takımda yer vereceksin. Nedir özellikli oyuncu? Sahada 50-60 dakika dolaşır, ıslıklamak istersin kendisini. Kritik bir anda bir şut atar,bir kafa vurur, maçı alır götürür. Quaresma böyle biri. Gomez böyle biri. Fener’in Hollandalı oyuncusu Van Persie böyle biri… Galatasaylı Burak böyle biri ( Sık sık ofsayta düşmezse). Eskilerden Sergen böyle biri…Bu tür oyunculara düz bir futbolcu gibi bakamazsınız; küstürürsünüz onları. Nitekim gol atmayı unutmuş Fenerbahçeye Persie’nin gerçekten güzel frikiki can verdi. Quaresma da Beşiktaş’ı zekâsıyla kurtardı. Ligde ahım şahım bir futbol oynandığı söylenemez. Takımlar aradan üç ay geçmesine rağmen tam oturmuş görünmüyorlar. Transfer lafları artık bıktırdı bizi. Bu saatten sonra neyin transferi yapılır ki… Liglerde ulusal takıma dinamizm getirecek yeni isimler beklemek her futbol severin düşlerindendir. Bu beklenti karşılığını bulmazsa, Ulusal takımımız için, çok da iyimser olmak mümkün değil. Hakemlerimiz rahat maç yönetemiyorlar. Oyuncuların abartılı sakatlanma resimleri, yavaşlatılmış görüntülerde onları ele veriyor. Bunlar hoş olmuyor. Hakemin her düdüğüne reaksiyon göstermek, oyuncularımız arasında git gide artıyor. Bu tür hareketler hakemlerimizin işlerini daha da zorlaştıryor; hata yapmalarını arttırıyor. Bu makale 267 kez okundu Yükleniyor...
|