SON DAKİKA
![]() ![]() ![]() ![]() YAĞMUR SONRASI!..Bakın şair yağmurla ilgili yazdığı şiirin bir dörtlüğünde ne demiş:
Sevenler kavuşur yağmur sonrası
Tabiat gülümser yağmur sonrası
Gökkuşağı rengarenk
Bir başkadır yağmur sonrası
Ancak, her yağmur sonrası güzel şeyler olmuyor elbette. Hele, futbol söz konusuysa, yağmur bir kabusa da dönüşebilir. Hatta, bir kulüple, hükümetin arasına sorun olarak da girebilir.
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde, Cluj'la oynadığı maçta, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena Stadı'nın zemini şiddetli yağan yağmur nedeniyle bir gölet halini aldı. Türkiye'nin en modern ve en yüksek maliyetli Stadı'nın zemini, kelimenim tam anlamıyla içler acısı haldeydi. Avrupa'nın en saygın futbol organizasyonunda böyle bir zeminde top oynanması, hiç kuşkusuz ki, Türkiye'nin imajını ne yazık ki, derinden yaralamıştır. Şike davasıyla son dönemde Avrupa arenasında üzerimizde dolaşan 'kara bulutlar', bu yağmur sonrası adeta 'karabasan'a dönmüştür. 2020 Olimpiyat Oyunları ve de Avrupa Futbol Şampiyonası'na aday olan bir ülkenin, yeni hizmete girmiş bir stadındaki bu görüntü, ulusal karnemize 'sınıfta kaldınız' damgasıyla dönerse, bu acı faturanın hesabı kime kesilecek? Bir futbol sahasından çok bir 'pirinç tarlası'nı anımsatan zeminde, 21'inci yüz yılda top oynanmasını, her fırsatta övündüğümüz ''markalaşma değeri''nin neresine monte edeceğiz?
Buna benzer olay ayni gece Polonya'da yaşandı. Varşova'daki National Stadı'nda, Polonya ile İngiltere ulusal takımları arasında oynanması gereken Dünya Kupası Avrupa Elemesi karşılaşması yoğun yağış nedeniyle ertelendi. Biliyorsunuz, Polonya 4 ay önce yapılan Avrupa Futbol Şampiyası'nda Ukrayna ile birlikte ev sahipliği yapmıştı. İşte O Polonya'da skandalın faturası anında ödendi. Spor Bakanı Joanna Mucha, kendisini siyasi olarak sorumlu hissettiğini söyleyerek Başbakan Donald Tusk'a istifasını verdi.
Pekiyi bizde ne oldu ? Her zaman ki gibi karşılıklı 'salvo'lar başladı.
İlk atak Galatasaray yönetiminden geldi. Sarı-kırmızılı yönetim;''Tarafsız kurumlara danışılacak. Konuyla ilgili sorunların neden ve nereden kaynaklandığı tespit edilerek şeffaflık ilkelerine uygun olarak kamuoyun ile paylaşılacak'' açıklamasını yaptı. Yani anlayacağınız topu, stadı hazır olarak aldığı devlete atıverdi.
Pek tabi ki, devlet adına açıklama da Spor Bakanı Suat Kılıç'tan geldi. Galatasaray yönetiminden gelen sert ve şiddetli pası alan bakan, ayni sertlikle cevap verdi;'' Suyun birikiminde devletin, hükümetin ya da Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın veya Spor Genel Müdürlüğü'nün bir damla kadar kabahati yoktur.''
Buyurun buradan yakın. ''Nur topu''gibi bir sorunumuz daha oluverdi.
Sayın Bakan Suat Kılıç'a Polonya Spor Bakanı'nın istifası hatırlatılıp, kendisininde istifa etmeyi düşündüğü sorulduğunda da ise ''Zeminle ilgili sosyal medyeda bir takım kampanyalar yürütülüyor. O kampanyalara güler geçerim'' yanıtını verdi.
Ehh, ömrümüz zaten ağlanacak halimize gülmekle geçmedi mi?.
O görüntüleri izleyen tüm Avrupa, hatta dünya ülkeleri bize güldü. Sayın bakan sosyal medyaya gülmüş çok mu.
Gelelim can alıca soruya; Suçlu kim?
Bir önerim var; Mayk Hammer'e soralım.
Üstün zekasıyla kimsenin göremediği ip uçlarını bulan, en karmaşık olayları tereyağı'ndan kıl çeker gibi çözen ünlü dedektif...
Görünen o ki, işimiz yine bir masal kahramanına kaldı...
Bu makale 579 kez okundu Yükleniyor...
|